Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, Berlin’de yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı yaptı.
Toplantıda ilk sözü alan Merkel şunları söyledi: “Sayın Erdoğan’a insanların tüm haklarını (ülkedeki Türkleri kastediyor) koruduğumuzu, ayrımcılığa uğramadan burada barışçıl bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yaptığımızı söyledim. Elbette camilere yönelik saldırılar kabul edilemez. Camilere karşı saldırılara tavır almaktayız. Yabancı düşmanı saldırının 25’inci yıl dönümünde kendim de orada bulundum. Biz kesinlikle her türlü güvenlik önlemini alarak güven ortamını daha da sağlamlaştırmak istemekteyiz.”
Merkel, son yıllarda iki ülke arasında basın özgürlüğü gibi konularda karşıtlıklar olduğunu belirtti: “Son derece somut bazı durumların da çözüme ulaşması bizi mutlu etti. Halen Alman vatandaşı olarak tutuklu olan bir takım insanlar var. Bu konuda da bir çözüm bulunması için katkıda bulunmaya çalışıyorum.”
‘Yeniden reform yolu’
Erdoğan ise Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası demokrasiyi ‘FETÖ’nün tehdidinden kurtarmak için iki yıl boyunca çok yoğun bir çaba sarf ederken OHAL ilan ettiklerini, 24 Haziran seçimleri sonrası ise uygulamayı kaldırdıklarını belirterek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber ülkemiz yeniden reform yoluna girmiştir. Türkiye, başta Suriye krizi olmak üzere bölgesel konularda ciddi sorumluluk üstleniyor. Almanya ile benzer bir yaklaşıma sahibiz. Almanya’nın Suriye meselesinin insani boyutuna gösterdiği hassasiyet nedeniyle memnuniyetimi ifade etmek isterim.”
Vize serbestisi
Cumhurbaşkanı veze serbestisi konusuna da değindi: “Kalan altı kriteri en kısa zamanda yerine getirmeyi planlıyoruz. Vize serbestisinin sağlanması ve gümrük birliğinin güncelleştirilmesi hem Türkiye’nin hem AB’nin faydasına olacaktır. Bu kritik sürecin belli çevrelerin kaprislerine maruz bırakılmadan iletilmesini diliyoruz. Almanya’nın vereceği desteğe de büyük önem veriyoruz.”
Enver Altaylı vakası
Toplantının soru yanıt bölümünde, bir gazeteci “74 yaşındaki Enver Altaylı (emekli MİT mensubu) Türkiye’de de tanınan bir insan. 14 aydır iddianame olmadan tutuklu kendisi. Siz de dindar bir insansınız. Merhamet duygusundan hareket ederek, böyle bir insanın tahliye olması makul olmaz mı?” sorusunu yöneltti.
Merkel şunları söyledi: “Ben tabii aramızda nasıl konuştuğumuzu tek tek anlatacak değilim. Ama somut olarak ele alıyoruz tabii ki. Ve uzun da görüşmeler oluyor. Mesela sizin adını verdiğiniz kişi şu anda işimizi zorlaştıran vakalardan biri. Toplam beş vaka var. Kesinlikle son derece somut olarak bu konuları ele aldığımıza güvenebilirsiniz.”
Erdoğan: Tanır mısın?
Erdoğan ise şöyle yanıt verdi: “Ne ben Almanya’nın hukuk sistemini veya mahkemelerini eleştirme hakkına sahibim, ne de sizler Türk yargı sistemini eleştirme hakkına sahipsiniz. Yargılar bağımsızdır. Verdikleri karara saygı duyulur. Kendi ülkemde bile beğenmediğim kararların verildiği zamanlar olmuştur, uymak zorunda kalmışımdır. Bunları hep yaşadık, yaşıyoruz.
Şu anda Türk yargı sisteminin Alman vatandaşları hakkında mesela tutuksuzluk kararı aldığı kişiler olmuştur ve serbest bırakmıştır.
Enver Altaylı… Acaba ben sorsam Enver Altaylı’yı tanır mısınız diye… Geçmişinde bu kişinin neler olduğunu bilir misiniz diye. Türkiye’nin istihbarat sistemi içinde de dolaylı olarak yer aldığını bilir misiniz diye sorsam acaba siz bilir misiniz? Bu istihbarat sisteminde ne gibi işlevler görmüş? Türk yargısı bu kişiyi acaba niçin tutuklamış? Onun için biz yargıya saygı duymak zorundayız.”
Merkel’e göre ‘FETÖ’ ile PKK bir değil
Almanya’daki ‘FETÖ firarileri’nin iki ülke arasındaki görüşmelerde nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerine Merkel konuyla ilgili bazı muğlaklıklar bulunduğunu belirttikten sonra şunları söyledi: “Darbe konusuna gelince kesinlikle şiddetle kınıyoruz. Kendim bizzat Türkiye’ye ziyarette bulundum, 200’den fazla insanın hayatından olduğunu biliyorum. Şimdi biz bu alanda daha çok bilgi edinmek için karşılıklı temasları sürdürüyoruz. Ama bu Gülen hareketini gerçekten PKK ile aynı seviyede değerlendirme açısından bu durumda değiliz, daha çok bilgiye ihtiyacımız var.”
Can Dündar sorusu
Liderlere Türkiye’nin Almanya’dan iadesini talep ettiği gazeteci Can Dündar soruldu. Daha önce toplantıya katılarak Erdoğan’a soru soracağını açıklayan Dündar’ın toplantıdan hemen önce kararından vazgeçmesi sonucu olası bir diplomatik kriz önlenmişti.
Dündar’ın neden toplantıya katılmadığına ilişkin soruya Merkel, “Kendi kararı” diye yanıt verdi. Merkel Dündar’la ilgili Türkiye ile ihtilafları olduğunu da ifade etti.
Erdoğan ise Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devlet sırlarını ifşa ettiğini öne sürerek, beş yıl 10 aya mahkum olan bu kişinin bir boşluktan yararlanıp Almanya’ya kaçtığını söyledi. Erdoğan şöyle devam etti: “Hiçbir ülkede devletlerin sırları ifşa edilmez. İfşa etmesi suçtur. Şu anda bu kişi Türk yargısına göre bir mahkumdur, ajandır, devletin sırlarını ifşa etmiştir.”
Cumhurbaşkanı iki ülke arasında suçluların iadesine yönelik bir anlaşma bulunduğuna dikkat çekerek, “Bir suçluyu istemek Türkiye’nin en doğal hakkıdır” dedi.