MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Çiçeklerin tozlaşmasını sağlayan, zararlılarla mücadele eden ve bereketli hasatlara katkısı büyük olan böcek popülasyonundaki ciddi azalma kaygı uyandırıyor. Pestisitlerin de etkisiyle 10 yılda toplam böcek popülasyonu yüzde 41 azaldı. Bütün türlerin üçte biri yok oluşla karşı karşıya.

Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından hazırlanan ‘Tarımda Kullanılan Zehirler Hakkında Gerçekler ve Rakamlar: Pestisit Atlası’ bu azalmayı ‘ekolojik mahşer‘ olarak nitelendiriyor.
Pestisit, tarımda ekinlere ve bitkilere zarar verme potansiyeli bulunan haşereleri, istenmeyen yabani otları, böcekleri yok etmek ve kontrol altında tutmak için kullanılan kimyasal bir zehir. Kimyasal yapıları ve işlevlerine göre sınıflara ayrılıyor. Böcek öldürücüler (insektisit), ot öldürücüler (herbisit), mantar öldürücüler (fungusit) zehir grubunda en sık kullanılan pestisit çeşitleri.

Oysa uğurböceği, tırtır sineği veya kulağakaçanlar gibi canlılar, doğal zararlı savaşçısı ve etkili bitki koruyucuları. Hem çevreye zarar vermiyor hem de çiftçilere masraftan tasarruf ettiriyorlar. Ancak pestisitler nedeniyle yaşam alanları büyük tehdit altında.
Her yıl toplam kütle yüzde 2.5 azalıyor
Söz konusu raporda aktarıldığına göre, 2018’de Sydney Üniversitesi, çeşitli kıtalardan araştırma çalışmaları (çoğu Avrupa’da, bir kısmı Kuzey Amerika’da, çok azı da Asya, Afrika veya Latin Amerika’dan) bir araya getirerek, böcek ölümleriyle ilgili bir meta analiz hazırladı. Buna göre, her yıl böceklerin toplam biyolojik kütlesi yüzde 2,5 oranında azalıyor.
Örneğin Britanya’da kelebek popülasyonu 1976’dan beri yaklaşık yarıya indi. Alman doğa koruma bölgelerinde, rastgele alınan örneklere göre uçucu böceklerin biyolojik kütlesi 1989-2016 arasında yüzde 76 azaldı. Kuzey Amerika’da doğu kral kelebeğinin sayısı 30 yılda yaklaşık yüzde 80 geriledi. Hollanda’daysa evcikli böceklerin sayısı 2006-2016 döneminde yüzde 60 azaldı. Birçok bölge, özellikle de tropik bölgeler için henüz veri yok. Ama eldeki bilgiler, azalmanın küresel bir olgu olduğuna işaret ediyor.

Bilimsel çalışmalar böceklerin yok oluşunun ve yaşam alanlarının kaybının, iklim krizi ve ışık kirliliği gibi bir dizi faktörden kaynaklandığını gösteriyor. Gübrenin gittikçe artarak kullanılmasının yanı sıra istilacı türlerin de bunda önemli bir rolü var.
Raporda şöyle deniyor: “Pestisitlerin böcek popülasyonları üzerindeki etkileri de şimdiye kadar en ayrıntılı örnek olan bir böcek grubunda, yani kelebeklerde incelendi. Araştırmacılar ekolojik tarım işletmelerinde ekolojik tarım yapmayan komşu işletmelere göre çok daha fazla kelebek yaşadığını belirledi. Pestisitlerin kullanıldığı bahçelerde bu ürünlerin kullanılmadığı bahçelerdekinin yarısı kadar kelebek türü var.”
60’lı yıllardan beri biliniyor, artık küresel sorun
Pestisitlerin çevre üzerindeki etkisini ilk kez Rachel Carson 1962’de, Sessiz Bahar adlı kitabında vurgulamıştı. Yazar kitabında DDT (dikloro difenil trikloretan) ve organosofatlar gibi insektisit kullanımının yarattığı sorunlara dikkat çekmişti. Bu kimyasallar artık birçok ülkede yasak. Ancak sektör bu pestisitleri, birçoğunun böcekler için çok daha zehirli olduğu bilinen ve 1990’lı yıllarda kullanıma sokulan neoniktinoidler gibi yeni kimyasallarla ikame etti. Bu kimyasallar dünya çapında en sık kullanılan insektisitler. Böceklerde DDT’ye göre 7 bin kat daha zehirli etki gösteriyorlar.

Bal numunelerinin dörtte üçünde zehir var!
Böcekler pestisitlerden çeşitli şekillerde etkilenirler. Örneğin insektisitlerin amacı bitkileri zararlılara karşı korumak olsa da sonuçta hem zararlılara hem de yararlı böceklere zarar verirler.
Diğer yandan bitki zararlılarının, uğurböcekleri, çiçeksinekleri veya yeşil zarkanatlar gibi doğal düşmanlarını da öldürürler. Bu yüzden yaprakbitleri gibi bitki zararlıları hızla yeniden çoğalabiliyorlar. Ama fungisitler ve herbisitler de böceklere zarar veriyor. Bazı fungisitler birlikte sinerji yaratırlar; yani bir böcek aynı anda iki maddeye maruz kaldığında zehir etkisi daha da artar.
Bunun dışında herbisitler, karada yaşayan böcekler için önemli bir kaynak olan yabani çiçekler gibi bitkileri de yok eder. Neonikotinoidler gibi sistemik insektisitler toprağı kirletir; yabani çiçekler bu maddeleri kökleri üzerinden alırken nektarları ve polenleri de zehirle yüklenir.
Ayrıca, neonikotinoidlerin arılar üzerinde bir dizi subletal (öldürücülüğe yakın sınırda) etkisi de var. Arıların iletişimini ve yön bulmasını olumsuz etkileyen öğrenme zorlukları yaratırlar. Bağışıklık sistemini zayıflattığından arılar daha çok hastalanır. Ayrıca doğurganlığa zarar verirler.
Beslenme zincirinde boşluklar yaratıyor
Science bilim dergisinde yayınlanan güncel bir araştırmada, dünya çapında toplanan bal numunelerinin dörtte üçünde neonikotinoidler bulundu.
Raporda şöyle deniyor: “Bal numunelerinde sadece bir neonikotinoid değil, on veya daha fazla sayıda insektisit, herbisit ve fungisit karışımı da görüldü. Bal arılarının bitkilerden bu karışımı aldıkları göz önünde bulundurulursa, binlerce başka tozlayıcı böceğin de çiçekleri ziyaret ettiğinde bu karışımları büyük olasılıkla aldığı söylenebilir. Bütün bu etkiler ruhsatlandırma işlemlerinde yeterince dikkate alınmıyor. Oysa sonuçları ölümcül: Böcek sayısının azalması tozlaşma, geri dönüşüm ve biyolojik zararlılarla mücadele gibi hayati ekosistem süreçlerini tehdit ediyor. Böcek ölümleri, beslenme zincirinde boşluklara yol açarak nihayetinde insan sağlığını daha düşük kalite ve miktardaki hasatla tehlikeye sokuyor.”

Türkiye’de mevzuat Mehter Marşı gibi
Neonikotinoidler Türkiye tarımında da yoğun bir şekilde kullanılıyor. Neonikotinoid grubu bünyesinde yedi adet pestisit bulunuyor. Bu yedi pestisitten beşi ülkemiz tarımında uzun yıllar boyunca kullanıldı. Ancak 2018’de bu pestisitlerin kullanımına çeşitli ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de bazı kısıtlamalar getirildi. Bakanlık ile yapılan görüşmeler sonrasında imidakloprid, klotianidin ve tiametoksam isimli pestisitlerin kullanımına büyük sınırlamalar konuldu.
Türkiye’de 2019’da yapılan bir çalışmada analiz edilen gıda örneklerinin yüzde 49’unda sucul canlılar, arılar, su yosunları ve faydalı böcekler açısından çok zararlı olan, yüzde 42’sinde ise doğal hayatta biyolojik birikime neden olan ve toksik etkisi uzun süre kalıcı olan pestisitlerin kalıntısı tespit edildi.
Bu gıda ürünlerinde pestisitlerin kalıntılarının tespit edilmesi, sınırlamaların kağıt üstünde kaldığını gösteriyor. Raporda Türkiye ile ilgili şu tespitler yer alıyor: “27 Eylül 2021’de çıkarılan yeni pestisit yönetmeliğiyle 2018’de alınan yasaklama kararı esnetilerek çeşitli ürünlerde (asetamiprid, imidakloprid, tiakloprid, tiametoksam) kullanımı serbest bırakıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı 2018’de aldığı kararda hormonal sistem bozucu tiakloprid aktif maddesini içeren pestisitlerin kullanımı hakkında daha sonra karar vereceğini, şimdilik kullanıma devam edileceğini belirtmişti.”
Oysa Avrupa Birliği 15 Ocak 2020’de aldığı bir kararla tiakloprid kullanımını yasakladı. Yasaklama kararının tiaklopridin yeraltı sularına bulaşma potansiyelinin yüksek olması ve insanlarda üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkiler göstermesi nedeniyle alındığı belirtiliyordu. Raporda, “Bu ciddi gerekçelere rağmen tiakloprid Türkiye’de hâlâ yasaklanmadı. Nitekim 2021’de çıkarılan son pestisit yönetmeliğinde de hormonal sistem bozucu tiaklopridin çeşitli tarımsal ürünlerde kullanılmasına hâlâ izin verildiği görülüyor” deniyor.
Pestisite alternatif böcekler üretiliyor ve satılıyor
Yararlı böcekler, zararlıların doğal düşmanı. Yararlı böceklerle, pestisit kullanımı önemli ölçüde azaltılabilir. Bunlar zararlıları ya doğrudan yiyerek yok eder ya da kendi yumurtalarını zararlıların içine veya üzerine bırakarak parazitlendirirler.
Bazı faydalılar yalnızca tek bir zararlı türle mücadelede uzmanken, bazıları çok çeşitli türleri yer. Mesela yaprakbitlerini yeşil zarkanatlılar, çiçeksinekleri veya kulağakaçanlar yok edebilir.
Zararlı böceklerle mücadelede en çok bilinen faydalı, uğurböceğidir. Uğurböceğinin kendisi ve larvaları adeta birer temizleyici. Yaprakbitlerini, yapraksülüklerini, parlak kınkanatlıları, beyaz sinekleri ve patates böceklerini yerler. Tek bir uğurböceği günde yaklaşık 50 yaprakbitini yer; bir uğurböceğinin ömründe bu sayı yaklaşık 40 bin yaprakbitine karşılık gelir.
Zararlı böcekleri yiyen başka birçok farklı yarım kanatlı veya sinek türü var. Bir yeşil zarkanatlı larvası iki-üç haftalık ömründe 500 kadar yaprakbiti yer. Artık bu tür faydalı böcekler ticaret amaçlı yetiştiriliyor ve satılıyor. Böylece açık arazilerde, seralarda veya depolarda pestisitlerin doğal alternatifi olarak kullanılabiliyorlar.

Yılda dört milyon ton pestisit kullanılıyor ve her yıl 383 milyon insanı zehirliyor, 11 bin kişinin ölümüne yol açıyor. 23 milyon çocuk pestisitin zararlarıyla karşı karşıya.