ABD’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e yönelik yaptırım kararı AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti Meclis gruplarının ortak açıklamasıyla protesto edildi.
ABD, İzmir’de tutuklu pastör Andrew Craig Brunson’ın serbest bırakılmaması nedeniyle uygulayacağını açıkladığı yaptırımların ilk adımı olarak Soylu ve Gül’e ülkeye giriş yasağı koymuş ve varsa bu ülkedeki mal varlıklarının dondurulmasına karar vermişti.
ABD’nin bu adımına karşı dün gece AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Muş, CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, MHP Grup Başkan Vekili Erkan Akçay ve İYİ Parti Grup Başkan Vekili Yavuz Ağıralioğlu’nun imzasıyla ortak bir açıklama yapıldı.
‘Tehditlere hayır’
‘ABD’nin tehditlerine halkımızın ortak dayanışması ve kararlılığıyla ‘Hayır‘ diyoruz’ başlıklı açıklamada ABD yönetiminin bir süreden beri Türkiye’ye yönelik dostluk, müttefiklik, ortak NATO üyeliğiyle olduğu kadar ülkeler arası ilişkilerin uzun yıllar boyunca teşekkül etmiş değerleri bakımından da kabul edilemez tutum, beyan ve politikalar yürüttüğü vurgulandı.
Yapılanın mantık dışı politikaların son adımı olduğu belirtilen açıklamada, ‘Türkiye hükümetinin iki bakanına yönelik koyduğu yaptırım kararının şiddetle protesto edildiği’ belirtildi.
Silah yaptırımına da tepki
Bu tür uygulamaların sorunları çözme değil yenilerini ekleme anlamına geldiği savunulan açıklamaya şöyle devam edildi: “Bilindiği gibi 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’ye yönelik alçak darbe teşebbüsünün mimarı, baş suçlusu Fetullah Gülen uzun yıllardan bu yana ABD’de oturmaktadır ve iadesine ilişkin hukuk temelindeki her türlü girişim adeta bir duvara çarpmış gibi hiçbir sonuç doğurmamıştır. ABD, sınır komşumuz olan Suriye’de Türkiye karşıtı terör gruplarıyla askeri ilişkiler içindedir ve bunların Türkiye için taşıdığı tehdit ve tehlikeyi hiçbir şekilde dikkate almadığı gibi adeta bile isteye bu politikaya yatırım yapmaya devam etmektedir. Öte yandan, Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığını ve gücünü olumsuz şekilde etkileme yönünde çeşitli sınırlama girişimlerinin yine ABD iç iktidar mekanizmalarında tehditkar bir şekilde gündeme taşındığı görülmektedir.”
‘Gereken karşılığın verilmesi hak’
Bütün bunlar ortadayken Türkiye’deki bir casusluk davasına ilişkin yargılama bahane edilerek Türkiye’yi sıkıştırma ve Amerikan kararları istikametinde davranmaya zorlama amacı güdüldüğüne dikkat çekilen açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi: “Sürece İçişleri ve Adalet Bakanları’nın eklenmesini ve örneği görülmemiş bir şekilde iki bakanın şahsında doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının ve kurumlarının hedef alınmasını hiçbir şekilde kabul etmediğimizi, bu karar sahiplerini iki ülkenin ortak çıkarları için en ciddi düzeyde sorun doğurma kapasitesinde gördüğümüzü, bu tür yol ve yöntemleri Türk halkının onur ve vakarıyla reddettiğimizi, bu yönde atılmış ve atılacak her tür adıma karşı milletimizin ortak kararlılığını ve dayanışmasını ifade ettiğimizi, icra organının uluslararası mütekabiliyet çerçevesinde gereken karşılığı vermesinin hak olduğunu kamuoyuna duyururuz.”