Erzurum Şehir Hastanesi başhekim yardımcısı olarak görev yapan 37 yaşındaki Dr. Soner Özcan, Covid-19’a yakalandı. İyileşip işinin başına dönen Özcan, gençliğine güvenip için hastalığı hafif atlatacağını düşünenlere şöyle seslendi: “Ben 37 yaşındayım, çok ağır atlattım.”

Pandemi hastanesine dönüştürülen sağlık kurumunda görevli doktorlardan Soner Özcan AA muhabirine konuştu.
Ortopedi servisinde görev yaptığını ve tedbir almasına rağmen hastalığa yakalandığını söyleyen Özcan, “Servisyeki 11 doktordan yedisi aynı anda pozitif oldu. Dikkat ediyoruz, önlemleri alıyoruz fakat günlük yaklaşık 70-80 hasta geliyor. Hastalık bir şekilde size bulaşıyor” dedi.
Süreci en ağır atlatan doktorlardan olduğunu aktaran Özcan şöyle devam etti: “Beş gün ev, 10 gün servis ve 10 gün de yoğun bakım sürecim oldu. Her şey denendi, en son yapılan tedaviyle hayata tutundum. Böyle zor bir süreçten geçtim, atlattım çok şükür. Ortopedi uzmanı ve hastanede riskten kısmen uzak olmama rağmen bunu yaşadık. Tekrar döndük, görevimizin başındayız. Acil serviste hastalarımıza hizmet vermeye çalışıyoruz.”
Özcan, genç oldukları için tedbirlere uymayan, virüsü ciddiye almayanları şöyle uyardı: “Bu hastalıkta genelde 65 yaş ve belli bir yaş üstü olanların dikkat etmesi gerektiği söylendi fakat ben 37 yaşındayım, çok ağır atlattım. ‘Gencim, bana bir şey olmaz’ demesinler. Dikkat etmeme rağmen, ‘Ben gencim Covid-19 bulaşırsa rahat atlatırım’ diye düşünürken, süreci en kötü atlatanlardanım. Benden sonra çevremdekiler, arkadaşlarım, akrabalarım da ‘Demek ki genç hastada da ağır seyrediyormuş’ diye daha fazla önlem almaya başladı.”
Üç çocuğuna da virüs bulaşmış
Sigara kullanmaması ve hiçbir hastalığı olmamasına rağmen çok zorlu bir süreç yaşadığını, eşine bulaşmadığını ancak virüsün üç çocuğuna da bulaştığını da anlatan Özcan, “Yatakta sağdan sola dönemiyorsunuz, çok kötü bir süreç. Muhtaç olmak çok kötü bir şey. Onun için herkesin dikkat etmesi lazım” dedi.
‘Acaba hatam var mıydı’
Özcan, çocuklarının hastalık sürecini şöyle anlattı: “Çocuklarımdan sadece birini gördüm, ateşi çıktı. Diğer ikisinin de ben hastanedeyken hastalığı geçirdiklerini öğrendim. Çocuklar rahat atlatıyor. Hiçbir şekilde hastane yatışı olmadan, ilaç kullanmadan onlar rahat atlattı. Bu hastalık sırasında entübasyonda bir cihaza bağlıyorlar. Benim için o düşünüldü fakat bir önceki evrede iyileştim. Bütün hayatın gözünün önünden geçiyor. Acil durumdasın, ne yapacağını bilmiyorsun. ‘Acaba bir hatam var mıydı? Şuna mı, buna mı dikkat etseydim’ diye içinden geçiriyorsun.”