Doğasever çift Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu’nun katil zanlısı Ali Yumaç’ın ‘yardım ve yataklık’tan tutuklanan eşi Fatma Yumaç, önceki ifadelerinin aksine cinayetten haberi olduğunu söyledi.

Fatma Yumaç ve eşi. (Fotoğraf: DHA)
Yumaç’ın, mahkemedeki ifadesi ortaya çıktı.
Buna göre Yumaç, mahkemede şunları söyledi: “Eşimin cinayetlerle bir alakası olduğunu bilmediğimi söylemişsem de eşime kapı önündeki malzemelerin cinayetlerle ilgisi olup olmadığını sorduğumda bana o olayla alakalı olduğunu ancak, bunun ‘karanlık bir iş’ olduğunu, daha sonra anlatacağını söylemişti.”
‘Malzemelerin cinayetle ilgili olduğunu söyledi’
Yumaç, 17 Mayıs’ta Elmalı Cezaevi’nde tutuklu eşi Ali Yumaç’la görüştüğünü anlatarak şunları kaydetti: “Ben tüfeği nereden aldığını ısrarla sordum. O da bana ‘Celal diye biri var Kızılcık’ta, onun evine girdim. Onun evinden alındı, kullanıldı, bırakıldı. Hatta evinin camı kırıktı, ben evde bulunan yüklüğün arkasındaki tüfeği aldım’ dedi. Ben suçsuzum. Olay anında Ali’nin yanında değildim. Hiçbir şekilde olayda Ali’ye yardımcı olmadım. Olaydan sonra bana malzemelerin cinayetle ilgili olduğunu söyledi ancak başka bir şey söylemedi.”
‘Halim yok’
Yumaç, daha önce cinayet günü saat 19.00 sıralarında uyuduğunu, saat 01.00 gibi uyandığında eşinin de yanında olduğunu söylemişti.
Mahkemede saat 19.30 gibi uyuduğunu ve 21.30 gibi uyandığını söyleyen Yumaç, eşinin, “Ben çok kötüyüm, hiç halim yok. Aşağıya gidip gelir misin?” dediğini, “Ne oldu?” diye sorduğunu belirtti.
Yumaç, şöyle devam etti: “Bana ‘Yuvalı ile Turunçova arasında bir köprü var, orada birisi var. Ona (Beni Ali gönderdi) de. Burada 2 bin 100 lira var, onu ver, o sana bir şey verecek’ dedi. Ben parayı aldım, saymadım, cebime koydum. Eşim evdeydi, motora bindim, aşağı indim. Köprünün oraya vardım, ‘Beni Ali gönderdi’ dedim. Adam ‘Bana parayı ver’ dedi. Verdim. Bana poşet içinde bir şey verdi.”
‘Tartıştık’
Yumaç, Büyüknohutçu çiftinin evinden çalınan cep telefonunun bataryası ve kapağını, kendi telefonuna takmak istediğini söylediğini anlatarak, “Evde kapının arkasında kırmızı sofra bezi vardı, hafiften açtım onu, bir tane laptop ve ip gibi bir şey vardı. Ali telefonu da sofra bezinin içine koydu. Bunun ne olduğunu sordum, ‘Bana kaybetmem için verdiler. Ben bunu anlatacağım, şimdi değil’ dedi. Bunun üzerine bir müddet tartıştık, sonra hazırlandık, ben valize çarşafı koydum” diye konuştu.
Yumaç, motorla aşağı indiklerini ve dipsiz kuyu olarak adlandırılan yerde durduklarını belirterek “Ali gitti, dört dakika sonra geri geldi. ‘Ne yaptın malzemeleri’ dedim. ‘Kaybettim işte’ dedi. Ben de ‘Bunu anlatmayacak mısın’ dedim. ‘Şimdi olmaz, eve varınca konuşacağız’ dedi” diye konuştu.
Ne olmuştu?
Asırlık sedir ve çam ağaçlarının da bulunduğu Alacadağ, Gökçeyaka, Kızılcık ve Adala gibi bölgelerdeki taş ve mermer ocaklarına karşı bölge halkının da desteğiyle yaklaşık altı yıldır hukuki mücadele sürdüren Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti, 9 Mayıs akşamı evlerinde öldürülmüştü.
Cinayetin ardından tutuklanan Ali Yumaç, jandarma ve keşif sırasındaki ifadelerinde, Büyüknohutçuların evine para için gittiği, istediği kadar alamayınca çifti öldürdüğü yönünde ifade vermişti.
Yumaç tutuklandıktan sonra ağız değiştirmiş, savcılık ve mahkeme ifadelerinde, kapatılan mermer ocağında çalışan ‘Çirkin’ lakaplı kişinin cinayetler için 50 bin lira teklif ettiğini, 3 bin lirasını ödediğini söylemişti.
Yumaç’ın suçladığı ocak yetkili ise ‘Çirkin’ lakaplı diye birinin şirketlerinde hiç çalışmadığı belirterek iddiayı yalanlamıştı.
Yumaç’ın 31 yaşındaki eşi Fatma Yumaç, daha önceki ifadelerindeki çelişkiden dolayı gözaltına alınmış, ‘yardım ve yataklık’ suçlamasıyla tutuklanarak Burdur Cezaevi’ne gönderilmiş.
Yumaç, cinayetten haberinin olmadığını söylemişti.