CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesi önünde öldürülen Hrant Dink’in faillerine yönelik kamu görevlileri ve Trabzon’daki sivil azmettiricilerin ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘FETÖ üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığı dava bugün başladı.

İlk duruşmada altı sanığın sorgusu yapıldı. İfade verenlerden dönemin Trabzon Terörle Mücadele (TEM) Şubesi’nde komiser yardımcısı olan tutuklu Adem Sağlam’ın, görevi sırasında kamuoyunda ‘muhbirlik‘ olarak bilinen yardımcı istihbarat elemanlığının (YİE) ne demek olduğunu bilmediğini söylemesi dikkat çekti.
Mahkeme, ilk ara kararında, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne cinayet ve tasarısıyla ilgili bilgi ve belgelerin istihbarat tarafından diğer birimlerle paylaşılıp paylaşılmadığının sorulmasına karar verdi.
Sanıklar salonda değildi
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Dink ailesini avukatları Hülya Deveci ve Emel Ataktürk Sevimli temsil etti. Sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Erhan Tuncel, Zeynel Abidin Yavuz, Adem Sağlam, Ersin Yolcu, Tuncay Uzundal’sa Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Tuncay Uzundal ve Ahmet İskender hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor. Faruk Sarı ve Yahya Öztürk’ün firari olduğu davada Adem Sağlam tutuklu yargılanırken Ersin Yolcu da tutuksuz yargılanıyor.
Ali Fuat Yılmazer ifade vermedi
Duruşmanın başında Dink ailesinin avukatı Hülya Deveci davaya katılma talebinde bulundu. Deveci’den sonra emekli istihbaratçı sanık Ali Fuat Yılmazer 17 tane davası olduğunu, bugün savunma yapamayacağını belirterek duruşmadan ayrılmak istedi. Mahkeme başkanı Ferhat Şahin de bu talebi kabul etti.
‘Asayiş ve kaçakçılığa bakıyorduk’
Daha sonra sanık Adem Sağlam’a söz hakkı verildi. Kariyerinin nasıl başladığını anlatarak söze başlayan Sağlam’ın sesi, SEGBİS sistemi sebebiyle salondakiler tarafından anlaşılamadı. Okuldan mezun olduktan sonra Trabzon’da TEM Şube Müdürlüğü’nde çalışmaya başladığını aktaran Sağlam, Trabzon TEM Şube’nin asayiş ve kaçakçılık olaylarına ağırlık verdiğini belirtti.
Trabzon’da 2004 yılında gerçekleşen McDonald’s patlamasıyla ilgili de konuşan Sağlam, çalışma sonucu Yasin Hayalin ismine ulaştıklarını anlattı. 2007’de Trabzon’dan ayrıldıktan sonra dosyayla ilgili bilgisi olmadığını aktaran Sağlam, bu nedenle bilgilerinin taze olmadığını söyledi.
Emniyet istihbarat adresleri verdi
Sağlam, Pelitli’nin jandarma bölgesinde olduğu için oraya jandarma nezaretinde gittiklerini söyledi. Yasin Hayal’i ararken Trabzon emniyet istihbarat şubenin Pelitli’de bulunabileceği adresleri bildirdiğini aktaran Sağlam şöyle devam etti: “Yasin Hayal’i yakalamaya yönelik olarak arama yaptık. Adreslerden biri de Erhan Tuncel’in yaşadığı öğrenci eviydi. Erhan Tuncel, Hayal’in bulunmasıyla ilgili savcılık talimatıyla şubeye çağrıldı ve ifadesi alındı. Erhan Tuncel’le ilk ve tek temasım budur. Bunun dışında bir temasım olmamıştır.”
‘Bütün bilgileri istihbaratla paylaşıyorduk’
Yasin Hayal’den aldığı bütün bilgileri Trabzon istihbaratıyla paylaştığını anlatan Sağlam, Hayal’in anlattıklarını teyit edecek bir yolları olmadığını söyledi. Hayal’in kendi başına eylem yaptığını değerlendirdiklerini aktaran Sağlam, “Yasin’i ararken imkanlarımız kısıtlıydı. Arkasında herhangi bir güç olduğuna dair bir delil yoktu” dedi.
Davanın sanıklarından olan firari şube müdürü Yahya Öztürk’ün ‘çok titiz ve sağlamcı’ olduğunu söyleyen Sağlam, “Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir olay olduğunda Yahya müdür hemen beni arardı. Trabzon’da bir bağı var mı yok mu diye bakardık” dedi. Ogün Samast’ın babasının oğlunun fotoğrafını cinayetten sonra televizyonda görmesi nedeniyle emniyete geldiğini anlatan Sağlam, şöyle devam etti:
“Samast’ın ismini de ilk defa burada duydum. Hrant Dink suikastına kadar Hayal’in bu eylemi planladığıyla ilgili bize hiçbir bilgi gelmedi. Bize gelen bir şey yoktu, bilmiyorduk. Hayal’in ismini duyunca olayın Trabzon ile ilgili olduğunu anladık.”
‘YİE’nin ne olduğunu bilmiyordum’
Dink suikastıyla ilgili yakaladıkları bütün şüphelilerin jandarma bölgesinde yer aldığını aktaran Sağlam, jandarmanın da kendilerine nezaret ettiğini söyledi. McDonald’s patlaması ve Dink suikastıyla ilgili kendilerine hiçbir yazı ve bilgi gelmediğini savunan Sağlam, şunları söyledi:
“Tamamen olaydan sonra ne olduğunu anladık. Yardımcı istihbarat elemanlığının (YİE) da ne olduğunu bilmiyordum. Dink suikastından sonra tayinim çıktı ve Trabzon’dan ayrıldım. O yıldan sonra Karadeniz’e de gitmedim. Bu yüzden pek çok şeyi hatırlayamıyorum. 2020’de tanık olarak çağrıldım bu davaya ve ifade verdim.”
Sağlam’ın bu beyanından sonra mahkeme başkanı Ferhat Şahin, Erhan Tuncel’in YİE olduğu bilgisinin kendilerine gelip gelmediğini sordu. Sağlam da “YİE çalıştırmak için bir bütçe olması gerekiyordu. YİE kavramını ilk kez bu olaylardan sonra öğrendim. TEM Şubenin YİE çalıştırma yetkisi yoktu o zaman” dedi.
Hâkim Şahin, olayın önlenmesiyle ilgili önlemi alması gerekenin TEM mi istihbarat şube mi olduğunu sorunca Sağlam, istihbarat şubenin operasyon birimi olmadığını, istihbaratın ‘kapalı kutu’ gibi çalıştığını söyledi. Sağlam, hâkimin sorusu üzerine il düzeyinde yapılan bir güvenlik toplantısına hiç katılmadığını iddia etti.
‘Mektubu Hayal’in psikolojisine yoruyorum’
Hâkim Şahin, Yasin Hayal’in 2007’de cezaevinden Adem Sağlam’a yazdığı ve aylık gelir ihtiyacının karşılık karşılanmayacağı, can güvenliğinin sağlanıp sağlanmayacağı ve devletin kendilerine sahip çıkıp çıkmayacağıyla ilgili sorular sorduğu ve kendisine ‘Adem ağabey’ diye hitap ettiği mektubu sordu. Sağlam da bu mektubu aldıktan sonra suç duyurusunda bulunduğunu söyleyerek “Benim töhmet altında bırakmıştı. Mektupta yazanların hiçbirini yapamam zaten. Yasin’in psikolojisine yoruyorum mektubu” dedi.
Tuncel’le görüşen istihbaratçı ev arkadaşıydı
Hâkim Şahin, Sağlam’a istihbarat şubede çalışan ve ilk davanın sanıkları arasında yer alan Özkan Mumcu’yla ev arkadaşı olduğunu, Mumcu’nun Erhan Tuncel’le askere gidene kadar görüştüğünü hatırlattı. Sağlam da şunları söyledi:
“Erhan Tuncel’i suikastten sonra öğrendim. Kura çekerek bu göreve geldik. Aynı evde kalmamıza rağmen istihbarata geçtiğini de geçtikten sonra öğrendim. Sınıf arkadaşım olduğu için ev arkadaşı olduk. 2005’te istihbarata geçtikten sonra tek bildiğim sağ faaliyetlerle ilgili görev yaptığıydı. Soğuk bir ilişkimiz vardı. Evlendikten sonra evine bile gitmedim.”
‘Huzurda dinlensin’
Sağlam’ın ifadesinden sonra avukat Hülya Deveci, sanığın bir sonraki duruşmada huzurda dinlenmesini istedi.
Daha sonra dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek söz aldı. Akyürek, savunmasını tamamlayamadığını, bir önceki yargılamanın gerekçesinin bu davaya dayanak olduğunu söyledi.
Başkan Şahin, soruşturmanın temelinin kamu görevlilerinin yargılaması olduğunu söyledi ve yeni bir delil olmadığını söyledi. Akyürek de detaylı savunmak yapmak için hazırlanmak istediğini ve yeni ifadelerin taranarak kendisine yollanması istedi. Başkan Şahin, Akyürek’in de talebini kabul etti.
Hayal cinayetten sonra TEM şubeye gitmiş
Akyürek’ten sonra Yasin Hayal’e söz hakkı verildi. “Eski savunmalarım geçerlidir” diyen Hayal’in kendisine sorulan sorulara kelimeleri tekrarlayarak cevap vermesi dikkat çekti. Hayal, hâkim Şahin’in sorularıyla konuşmaya devam etti. Hâkim Şahin, Erhan Tuncel’in kendisine ne zaman “Ali Fuat ve Ramazan müdür arkamızda” diye söylediğini sorması üzerine “Erhan Tuncel, olay öncesinde kendi evinde söyledi. Kim olduklarını sorma gereği duymadım, çünkü emniyet mensubu olduklarından güvendim. Bu konuşma geçerken yanımızda başka kimse yoktu” diye yanıt verdi. Söz konusu iddia Ogün Samast’a aitti. Samast, bu konuşmanın Erhan Tuncel’in evinde kendisinin de bulunduğu sırada geçtiğini söylemişti.
Hayal, Trabzon TEM Şube müdürü Yahya Öztürk’le cinayetten sonra şubede görüştüğünü söyledi.
‘Zaman aşımı süresi doldu’
Hayal’in beyanından sonra avukatı söz aldı ve ‘silahlı terör örgütü adına suç işleme’ suçlaması yönünden zamanaşımı süresi dolduğunu söyledi. Bu nedenle Hayal hakkındaki davanın düşürülmesini talep eden avukat, müvekkilinin bilgi sahibi ve tanık olarak ifade verebileceğini aktardı.
Erhan Tuncel’in ifadesi
Hayal’den sonra Erhan Tuncel’e söz hakkı verildi. Tuncel, sözlerine adının FETÖ ile yan yana gelemeyeceğini ve FETÖ’nün ev fazla mağdur ettiği kişilerden biri olduğunu söyleyerek başladı ve şöyle devam etti:
“Dava zaman aşımı süresi dolmuştur. İfadem zaman aşımı süresi dolduktan sonra alınmıştır. Süre dolduktan sonra dava açıldığı için davanın düşmesi gerekir. Dava aynı zamanda mükerrerdir.“
Tuncel, firari savcı Muammer Akkaş’n kendisine yalancı tanıklık yaptırmak için ifadesini aldığını ve 2011’de Ergenekon’a da bağlandığını iddia ederek, aleyhinde ifade veren Hayal ve Tuncay Uzundal’ı sürekli ifade değiştirmekle suçladı. Davanın sanıklarından Adem Sağlam’ı sorgudan tanıdığını, Yahya Öztürk’ü de İstanbul’da gözaltına alınmasından bildiğini belirten Tuncel, bu kişilerin Yasin Hayal’in tanıdıkları olduğunu, kendisinin tanımadığını söyledi.
Tuncel’den polise soru
Tuncel, sanık polis Adem Sağlam’a sorular yöneltti. Tuncel, Samast’ın yakalanmasından önce beş kişinin gözaltına alındığını hatırlatarak “Bu beş kişinin yakalanmasını kim istedi” diye sordu. Tuncel, ikinci sorusunda İstanbul polisinin Yasin Hayal’in McDonald’s patlamasından sonra İstanbul’da yakalanması sırasında evinde polisler olduğunu rapora işlediğini anımsattı ve “Yasin Hayal’i İstanbul emniyeti sizle bilgi paylaşmadıysa nasıl buldunuz” diye sordu. Hâkim Ferhat Şahin, ikinci sorunun dava konusuyla ilgili olmadığı için sorulmasına izin vermedi.
İlk gözaltına alınanların adresi istihbaratta
Adem Sağlam, beş kişinin adresinin kendilerinde olmadığını belirterek “Muhtemelen istihbarat şube vermiştir. Neye istinaden gözaltına alındıklarını bilmiyoruz ama talimat İstanbul başsavcılığından gelmişti” dedi.
TEM, Tuncel’e ‘bir şey sormak istemiş’
Erhan Tuncel, hakim Şahin’in TEM şubeye muhbirlik yapıp yapmadığını sorması üzerine “Hayır, çalışmadım. Muhittin Zenit, ‘TEM bir şey sormak istiyor’ demişti, ama görüşmedim. Yasin’e sordum, konuyu kapattı” dedi.
Tutuksuz yargılanan Ersin Yolcu da iddianamenin kendisine ulaşmadığını belirterek, 2007’den beri emniyette, savcılıkta ve mahkemede verdiği ifadelerin doğru olduğunu söyledi. Yolcu’ya iddianame gitmediği için savunması sonraki duruşmaya bırakıldı. Tuncay Uzundal ve Zeynel Abidin Yavuz da kendilerine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Beyanların tamamlanmasından sonra duruşma savcısı, Adem Sağlam’ın Iğdır’da “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla yargılandığını hatırlatarak iki davanın birleştirilmesini istedi. Savcı, Sağlam’ın tutukluluk halinin de devamına kararı verilmesini talep etti.
Mahkeme, ara kararında Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’e talep ettikleri belgeleri, Ersin Yolcu’ya iddianamenin yollanmasına karar verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı yazarak 2005’ten itibaren istihbaratın elde ettiği bilgilerin diğer birimlerle paylaşılmasıyla ilgili bir uygulama olup olmadığını soran mahkeme, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne de 2005-2006-2007 arasında Trabzon istihbaratının cinayet ve hazırlığıyla ilgili bilgileri diğer şubeler ve özellikle TEM Şube Müdürlüğüyle paylaşıp paylaşmadığının sorulmasına karar verdi. Faruk Sarı ve Yahya Öztürk hakkındaki yakalama kararlarının devamına hükmeden heyet, Adem Sağlam’ın tutukluluğunun devamına karar vererek bir sonraki duruşmanın 20 Eylül 2023’te yapılmasına karar verdi.
Dink cinayeti davasında yeni perde: Anayasayı ihlalden yargılanacaklar