Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Küresel arenada bu yıl gözler ABD’de yeniden başkan seçilen Donald Trump’ta olacak. 2024’te Japon Merkez Bankası ve Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) kararları, Asya para birimleri ve finansal piyasalar üzerinde baskı oluşturdu. Şimdi Asya ekonomileri Trump’ın ikinci döneminde alınması muhtemel korumacı önlemler ve sektörel belirsizliklerle boğuşacağa benziyor.
Trump dönemi, özellikle önümüzdeki dönemde ABD’yi ‘süper güç’ koltuğundan etmeye hazırlanan Çin’i etkileyecek. ABD başkanının korumacı politikalarının Çin ekonomisi üzerinde baskı yaratması kaçınılmaz görünüyor.
IMF’nin tahminlerine göre Çin’de bu nedenle büyümenin yüzde 4.5’ler seviyesine gerileyeceği belirtiliyor. Batı’nın da desteğini alan Hindistan’ın ise Çin’e alternatif olarak üretim ve teknolojide yeni küresel merkez olmasının gündeme gelebileceği vurgulanıyor.
Trump’ın gelişi sadece Asya ülkelerini değil Avrupa’yı da yakından ilgilendiriyor. Avrupalı ülkeler, seçimlerden önce söz verdiği gibi Rusya-Ukrayna savaşını bitirip, Rusya ile yakın ilişkiler kurma eğilimi gösterdiğinde Doğu Avrupa’nın güvenliğinin tehlikeye girebileceği kanaatinde. O nedenle de aralarında ABD’siz savunma kapasitesinin artırılmasını konuşuyorlar.
Trump’ın yeni başkanlık döneminde ABD askerlerini Suriye’den tamamen çekmesi ihtimali de yüksek. Bu durum da Ortadoğu’nun nasıl şekilleneceğini gösterecek.
Velhasıl, 2025 jeopolitik eksende çok da öngörülemeyen bir yıl olacağa benziyor.