
SELİM BAŞARIR
iletisim@selimbasarir.org
Her birimizin düşüncesinde farklılıklarla yer edinen ‘devlet‘ kavramının tek ve tartışılmaz bir tanımı yok. Devletlerin ilk örnekleri 5 bin yıl önce şehirlerin büyüyüp gelişmesiyle ortaya çıktı. Devlet hakkında halen geçerli tanımlardan biri şöyle: ‘Asgari kültürel birlikteliğe sahip bireylerce oluşturulmuş, toprak bütünlüğüne sahip, anayasal düzene dayalı ve gücü tekelinde tutan bir yönetim yapılanması.’
Devletin, halk tarafından özgürce seçilmiş ve denetlenebilen insanlar tarafından belirli bir süre için yönetildiği yönetim biçimine demokrasi denir. Özgür seçimli bir devlet yönetiminde politikacılar ve devlet insanları görev alır ve etkin olur.
Devlet adamı-kadını (insanı), aslında politikacının zıddıdır. Toplum nezdinde politikacıların, seçilmek, güç ve makam kazanmak için her şeyi söyleyecek ya da yapacak insanlar oldukları fikri yaygındır. ‘Devlet insanı’ ise temsil ettiği ülkede yaşayanların ortak iyiliği için kendisini görevine adayan ve bunu karşılığında herhangi bir özel beklentisi olmayan kişi olarak algılanır.
Bu bakış açısıyla devlet insanı saygın, yetenekli, bilgili ve deneyimli bir şahsiyettir. Devlet insanı olarak nitelenmek, o kişinin güvenilirliğine ve bilgeliğine yönelik toplumda oluşmuş saygının da bir işaretidir.
Devlet insanı, kendi inançlarına değil, toplumun gerçeklerine öncelik verir. Toplumun gerçek anlamda eksiklerini ve ihtiyaçlarını görür ve yapılması gerekenleri saptar, toplumu bilgilendirir. İkna olduklarına inandığında uygulamalarını başlatır, her safhada toplumla iç içe olup geri bildirimleri dikkatle dinler ve gerekiyorsa uygulamada değişiklik yapar. Çünkü gerçek devlet insanı demokrasiye bağlıdır ve toplumun genel mizacını da bu yönde etkiler.
Devlet insanının, toplumu ‘yönetmek‘, topluma kendi ideolojisini ya da inancını dayatmak, toplum üstünde hakimiyet kurmak gibi hedefleri olmaz. Ülke halkıyla arasında karşılıklı saygı ve güven ilişkisi vardır. Bu nedenle, birçok politikacı halkın arasına korumalar eşliğinde girebilirken, o sadece sınırlı sayıdaki maiyetiyle girer. Çünkü amacı halkı dinlemektir. Halkını dinlemeyen her yöneticinin önünde sonunda totaliter bir yöneticiye dönüşeceğini ve halk tarafından dışlanacağını bilir.
Devlet insanı tahsillidir, tecrübelidir, tok gözlüdür, halka ve halkın sözüne saygılıdır ve bin yıl öncesinden gelen şu vecizeyi asla unutmaz: ‘Vox Populi, Vox Dei (Halkın Sesi, Hakk’ın Sesidir).