Deprem bölgesinden dönen CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, halkın yalnız bırakıldığını haykırdı: “Zamanında gelmediniz, Hatay’ı ölüme terk ettiniz, Hatay’a kefen bile vermediniz, 40’lı 40’lı kıyafetleriyle battaniyelere, bazıları da sarılı olmayan bacaklarıyla gömüldüler, bazıları gömülemedi bile, uzun günler sıra beklediler.”
CHP, Meclis’te ‘cinsiyet perspektifinde afetlerde kadınların sorunları’yla ilgili araştırma önergesinin gündemin önüne alınarak bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi verdi. Öneri, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
ANKA’nın haberine göre öneri üzerine söz alan CHP’li Şahin, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlere Hatay’ın İskenderun ilçesindeki evinde yakalandığını belirterek şunları söyledi:
“İlk depremde evimin sağındaki ve solundaki o ünlü Eda Apartmanı ve Sahil Apartmanı çöktü. Sabahın ilk ışıklarında ailelerinden önce deprem enkazında ben vardım. Komşularımdı, seslerini duyuyor ve tanıyordum.
Bu felakette yine gittim kaymakamın yanına. Gittiğim her göçükte hilti, arama kurtarma ekibi, ışık, asker, polis, ne istersen; bir el gücü istiyorlardı ama yoktu.
10 ilin toplamından daha fazla can verdik. Buradan arkadaşım sayıyor ‘Falan yere şu kadar kurtarma, falan yere…’ İskenderun’u saydın mı? İskenderun’a gelmedi. 400 göçük, 2 bin apartman yıkıldı. 35 kişi arama kurtarma ekibine soruyorum ‘Nasıl çalışmalısın’, ‘Biz ekip çalışırız’ diyor. 77, 100 olsun; 100 göçüğe gittiniz, 300’ünde kimse yok. Sekiz gün gelmedi, birçok göçüğe uğramadılar. Sebep? Hani biz uzaya gidiyorduk, hani Avrupa bizi kıskanıyordu, hani. Neredeydiniz? ‘AFAD neredeydi, Kızılay neredeydi, asker neredeydi’ deyince kızıyorsunuz. Ben askerime canımı veririm, asker benim kırmızı çizgim ama o askeri oraya yığmayan iradeye söylüyorum.
Hatay’a zamanında gelmediniz, Hatay’ı ölüme terk ettiniz, Hatay’a kefen bile vermediniz, 40’lı 40’lı kıyafetleriyle battaniyelere, bazıları da sarılı olmayan bacaklarıyla gömüldüler, bazıları gömülemedi bile, uzun günler sıra beklediler. Hataylılara ilk gün bir bardak su dahi vermediniz; insanları enkaz altında, yakınları enkaz altında, başlarında kederleriyle bıraktınız; ailemiz, yakınlarımız, sevdiklerimiz gitti. Siz gönüllü gelenlere AFAD yeleği giydirdiniz, siz gönüllü gelenlere asker kıyafeti giydirdiniz. Onları korumak mıydı maksadınız, acziyetinizi kapatmak mı?”