• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Demirtaş'ın desteği ve özeleştiri vaadinin önemi…

19/11/2021 15:44

MURAT SEVİNÇ

Şu aralar ABD para birimi sürekli bir başka rakamı ‘test eder‘ ve yeni bir ‘rekor seviye’ye çıkarken nazar değmesin, bazı iyi şeyler de oluyor.

‘Dışarıdaki’ siyasetçilerin çoğundan daha etkili siyaset yapan Selahattin Demirtaş, Kılıçdaroğu’nun ‘helalleşme’ çıkışına hiç vakit kaybetmeden yanıt verdi ve bu girişimi ‘değerli bulduğunu‘ açıkladı. İyi, kesimleri ve dengeleri gözeten, umut veren bir mektupla.
Azımsanmayacak sayıda insanın bir söz söylemeden önce sosyal medyadaki En Kahraman Rıdvanların tepkisi dahil olmak üzere kırk hesap yapmak zorunda hissettiği koşullarda şunu yapması, insanî ve siyasetçi kumaşının dokusunu da gösteriyor. Politikyol’da yayınlanan ‘Helalleşme‘ başlıklı yazının tamamını, okuyacaklar için buraya bırakıyorum.


Yazısından alıntılar:

“Her türlü siyasi taktik hesaptan, ittifak ve seçim tartışmalarından bağımsız bir şekilde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasını toplumsal uzlaşma ve ülkemizin iç barışı açısından çok önemsiyor ve yürekten destekliyorum. Çünkü geçmiş hatalarımızla samimi, dürüst ve cesur bir şekilde yüzleşip karşılıklı helalleşmeden hiçbir sorunumuzu kalıcı olarak çözemeyiz.”

Hesaplaşma istek ve gerekliliği ile helalleşme söylemi arasındaki gerilimli ilişkiye dair: “Helalleşme veya yüzleşme dediğimiz şey, geçmişin hatalarından sorumlu olanları bulup suçlamak ve cezalandırmak değildir. Geçmişteki hataların, acıların bir daha asla tekrarlanmayacağına dair tüm kesimlerin birbirlerine ve elbette devletin tüm kesimlere teminat vermesidir. Bunun için hataların varlığını ve sonuçlarını kabul ederek içten bir şekilde özür dileyebilmektir. Her şeyden öte, toplumun travma sonrası tedavisi için gereklidir bu.”

Demirtaş, siyasetçileri ve herkesi, ‘basit oy hesapları‘ yapmadan, ‘samimiyetle’, ‘cesaretle’ kendi paylarına düşen sorumluluk gereğince ‘yüzleşme‘ye davet ediyor. ‘Samimiyetle özeleştiri‘ yapanların halk iltifatıyla karşılaşacağını, velev ki beklenen sonuç alınmazsa, yine de ‘ahlaklı davranmak‘ ve ‘risk almaktan da çekinmemek‘ gerektiğini özellikle vurguluyor. Siyasi liderliğin ve toplumsal değişimin sağlanabilmesi için. ‘Basit oy hesapları yapmadan‘ uyarısını/dileğini yinelemek istiyorum.

Yazısının sonunu, kendisinin ve temsilcisi olduğu siyasi hareketin özeleştiri gereksinimine ayırmış, çok da iyi yapmış. Önce, ‘haksız ve hukuksuz bir şekilde hapiste‘ tutulduklarını ve cezaevinden ‘özeleştiri‘ yapmalarının istismar edilerek ‘birilerine yaranma çabası‘ olarak yorumlanabileceğini belirtmiş. Bu kaygının hem haklı hem gereksiz olduğunu düşünüyorum. Beş yıldır cezaevinde, çoluk çocuğundan ayrı olup da hâlâ böyle durabilen ve davranabilen birinin kimseye yaranmaya çalışmayacağını her aklı başında insan bilir, düşünür. Eser miktar karaktersiz ve fırsatçı ise her topluluk içinde bulunur ki ciddiye almaya gerek yok.

Demirtaş, ‘bu duruma rağmen‘ kendilerinin de ‘halka karşı özür borcu‘ olduğunu söylüyor. Kendisinin, ‘bu özeleştiriyi ve özür dileğini halka sunmaktan geri durmayacağını’ belirtip topluma, kendi hatalarıyla ‘yüzleşme‘ ve ‘hep birlikte helalleşme‘ güvencesi veriyor. ‘Sorunların kaynağı’nın kendileri olmadığını hatırlatıp eğer siyasetçiler olarak daha ‘doğru ve başarılı‘ bir siyaset izlenmiş olsalardı ‘çözümsüzlükten beslenenler’in ekmeğine yağ sürülmezdi diyerek. ‘Kimlik siyaseti’nin aşılamadığı ve bu nedenle ‘toplumun tamamının kucaklanamadığı‘ kanısında.

Ayrıca: “Şiddetin tümden devre dışı kalması için siyasetçiler olarak daha fazla inisiyatif almalı, öne çıkmalıydık. Halkımızın haklı taleplerini daha doğru ve ikna edici bir dille anlatmayı, temsil etmeyi başarmalıydık. Bize yönelik ağır saldırılara ve kara propagandaya rağmen hiçbir mazeretin arkasına sığınmadan barış politikalarını hayata geçirmeliydik. Bunlar bizim eksiklerimiz, hatalarımızdır. Ve eminim bizden dolayı kırılmış, incinmiş milyonlarca insan da var. Dolayısıyla helalleşme ve yüzleşme bizim de sorumluluğumuz. Unutmayın, helalleşme için samimiyetle özür dileyebilmek zayıflık değil, cesaret ve erdemdir. Yüzleşme konusu sulandırılmadan, istismar edilmeden tüm kesimlerce desteklenir ve herkes iğneyi önce kendine batırırsa demokrasinin önü açılır, toplum nefes alır.”

Siyasetin dönüştürücü işlevi, siyasetçinin yeni bir şeyler ‘kurma’ ihtimali ve bunun için risk alma gereksinimi, bundan daha iyi anlatılabilir mi.

İttifakları, HDP’nin hâlihazırdaki ittifaklarla ilişkisini ya da ilişkisizliğini dert etmiyor Demirtaş ve perişan vaziyetteki toplumsal ilişkileri onarmak için bir şeyler yapılması gerektiğinde ısrarcıyken keskin bir yöntem önermiyor. ‘Teminat‘ diyor demesine, ancak kesimlerin birbirine ve devletin yurttaşa o teminatı vermesi ancak yolculuk esnasında mümkün olabilir ki, bunun farkında elbet. Üstelik yolun mesafesi, ne kadar zamanda alınabileceği, hatta tümüyle alınıp alınmayacağı dahi bilinmiyor, bilinemez de.

Yazının bir yerinde, şimdi ve sonrasına dair beklentisini, “Toplum, devamının gelmesini bekleyecektir. Sadece şimdi değil, ileride iktidar değiştiğinde, bu helalleşme sürecinin devlet adına da kurumsal ve resmi olarak işletilmesi gerekir. Ancak bu sorumluluk ne sadece CHP’nin ne de sadece Sayın Kılıçdaroğlu’nundur” diyerek, kurumsal mekanizmaların gerekliliğini vurgulayarak dile getirmiş. Bunlar sonraki işler. Bir önceki yazıda, belli ülkelerde işlevsel olmuş mekanizmaların, benzer sorunlar yaşayan her ülkede aynı sonucu vermeyebileceğini yazmıştım. Dolayısıyla önceliğin kurumsal ilişkilerden çok, her düzeyde ‘konuşabilme’ye verilmesi gerektiği kanısındayım.

Üstelik çok uzun yıllar devam edecek ‘konuşmalardan’ söz ediyoruz ve muhtemelen bazı sorunlarımız hiçbir zaman çözülmeyecek. Demokrasisini ve anayasasını överek anlattığımız ABD hâlâ ırkçılıkla mücadele diyor, bir önceki başkanı sahtekâr bir ırkçıydı, buna mukabil o ABD’de bir siyah yurttaş başkan seçilebildi. Hepsi aynı anda mümkün. Sorunların mutlak çözümü mümkün olamıyor aslında herhangi bir yerde; onların konuşulabilmesi ve çözümünde yol alınabilmesi asıl önemli olan, birlikte yaşayabilmek için.

Herkesin bir diğerini boğazlamak istediği balta girmemiş siyasal düzende yaşamak ile, birbirlerine ve sisteme ilişkin dertlerini insan gibi konuşabilen ve düğümleri çözmek için yollar arayan yurttaşların çoğunlukta olduğu bir siyasal düzende yaşamak arasındaki fark, demokrasi dediğimiz. Ve, iyi kötü kurulacaksa da böyle olacak işte, birlerinin cesaretiyle, risk almasıyla, ezcümle ‘siyaset’ ile. TBMM’de yazılı ve sözlü soru önergesi verip sabah akşam anket sonucu takip etmekle değil.

Selahattin Demirtaş’ın yazısı önemli. Özeleştiri vaadi ve çabası, ayrıca dikkate değer. HDP, ‘saldırma’nın kolay (hâlihazırda teşvik edilen) ancak ‘eleştirme’nin zor olduğu bir parti. Söylemek istediğimi bir başka yazıda açmaya çalışacağım.

Türkiye çok umutlanmak için de umutsuzluğa kapılmak için de doğru ülke sayılmaz. Her olumlu ve dönüştürücü sözün, eylemin değerini bilmeli. Rahmetli annem sık sık, “Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz” derdi. Buradaki kanaati, zaman zaman ‘değer bilmek’ kabul edebiliriz…

İklim krizi notu: Açık Radyo’da bir haber: Van Gölü havzasında toplu martı ölümleri yaşanıyor.

Sağlıkla ilgili bir çağrı: 2013’teki Gezi eylemleri sırasında Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nin müezzini olup, “Ben din adamıyım, yalan söyleyemem, içki içildiğini görmedim” diyen ve sürgün olan Fuat Yıldırım, böbrek nakli bekliyormuş. Allah bu dürüst din adamına şifa versin. Haberin olabildiğince çok insana ulaşmasında yarar var. 

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Murat Sevinç

SON HABERLER

Seria A'da şampiyon Napoli

İtalya Birinci Futbol Ligi’nde (Serie A) 2024-2025 sezonu şampiyonu Napoli oldu.

Fenerbahçe Beko'nun EuroLeague finalindeki rakibi Monaco

EuroLeague ‘Final Four’ yarı finalinde Olympiakos’u yenen Monaco, finalde Fenerbahçe Beko’nun rakibi oldu.

Atatürk'ün adı Malta'da bir caddeye verildi

Malta’nın Marsa kasabasında, tarihi Türk Şehitliği’ne yakın işlek bir caddeye Mustafa Kemal Atatürk’ün adı verildi.

Hamburg'da tren istasyonunda bıçaklı saldırı: 12 yaralı

Almanya’nın Hamburg kentindeki merkez tren istasyonunda düzenlenen bıçaklı saldırıda 12 kişi yaralandı.

Yargıç, Trump yönetiminin Harvard kararını durdurdu

ABD’de federal yargıç, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi’ne uluslararası öğrenci kabulünü engelleme kararını geçici olarak durdurdu.

Üretmenin ve yaşamanın keyfi
Saldırganlık salgını

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 761 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Korkut Boratav: ABD emperyalizminin yeni yüzyılda saldırganlaşması, dolar hegemonyasını zayıflattı

Zafer Arapkirli: İlhan Şeşen'in dediği gibi iktidar açısından 'Benim Aklım Başımda Değil'e çok kolay bağlayacaksınız siz de…

Zeynep Aktaş: Enflasyonun üzerinde getiri sağlayanlar yatırımcıların dikkatini çekiyor

Erdal Sağlam: Var olan güvensizlik büyüyor

Burcu Aydın: Bu, temmuzda asgari ücret, memur ve emekli maaşlarında bir artış öngörülmediği anlamına geliyor

Kansu Yıldırım: CHP'li ve DEM Parti'li yerel yönetimlerin üzerinde tam denetim sağlamak hedefleniyor

Sefer Levent: 30 çalışandan biri artık motokurye

İbrahim Kahveci: O da ne? Köprü hala müteahhitte….

Deniz Zeyrek: Akılları fikirleri cinsellik

Esfender Korkmaz: Sorunların nedenlerinden biri de IMF ile gelen dalgalı kur politikası

Çiğdem Toker: Şimşek programının bir uluslararası toplantılarda görünen yüzü var, bir de kayda girmeyen yüzü

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×