HDP’nin tutuklu eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, ‘uçak krizi’ sonrasındaki Rusya ziyaretinin dönüşünde yaptığı konuşmada dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na hakaret ettiği iddiasıyla hakim karşısına çıktı.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu savunan Demirtaş, “Dokunulmazlığım halen duruyor. Sorgu yapılması dokunulmazlığı ihlali anlamına gelir. Öncelikle Anayasaya aykırılık iddiası incelensin” dedi.

Fotoğraf: DHA (Arşiv)
Uçak krizi sonrası Rusya’ya giden Demirtaş, suç olarak nitelenen konuşmasında şöyle demişti: “Rusya’nın uçağının düşürülmesinin Türkiye’ye tek bir tane faydasını söylesinler, ben özür dileyeceğim. Bugün HDP’ye bu kadar çılgınca saldırıyor olmalarının nedeni, kendi hatalarını örtmeye çalışmaktır. Yaptıkları hatayı kabul etmek yerine, içeride, dışarıda hatalı politikalarla ölümlere, kana, gözyaşına sebep olduklarını toplumun gözünden kaçırmak için bizlere hakaret ediyorlar, saldırıyorlar.”
Demirtaş, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun kendisi hakkındaki “Koşa koşa Rusya’ya gidip destek bildirmek açık bir şekilde bu millete ihanet etmektir. Bu açık bir aymazlıktır” ifadelerine ise şöyle yanıt vermişti: “Bizi hain ilan ettiler diye boynumuzu büküp diz mi çökelim? Hayır doğru birdir. Bir başbakana da bu şekilde bir üslup yakışmaz.”
‘İddia makamı iki koşulu irdelememiştir’
Bakırköy 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Edirne’de tutuklu bulunan Demirtaş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Suçlamaya yer alan konuşmanın yapıldığı anda milletvekili olduğunu söyleyen HDP lideri, “Bir milletvekilinin yaptığı bir konuşmasıyla ilgili soruşturma yapılabilmesi için iki soruşturma şartının aynı anda gerçekleştirilmesi lazım. Birincisi Anayasa’nın 83/2 maddesi dokunulmazlığı düzenleyen koruma mekanizmasının usulüne uygun olarak kaldırılıp kaldırılmadığına bakılması gerekir. İkincisi ise Anayasa’nın 83/1 maddesinde düzenlenen milletvekilinin sorumsuzluğu kapsamına giren bir konuşma olup olmadığının tespiti gerekir. İddia makamı soruşturmayı yürütürken her iki koşulunda gerçekleşip gerçekleşmediğini irdelememiştir” dedi.
‘Anayasa değişikliği fiilen uygulanamaz’
Dokunulmazlığın belli dosyalar için için kaldırıldığını anlatan Demirtaş, parlamentoda “Dokunulmazlık olduğu gibi devam ediyor” şeklinde karar alındığını söyledi.
Demirtaş şöyle devam etti: “Şu anda dokunulmazlığı sadece bu dosya için kaldırılmış bir milletvekili olarak huzurunuzda yargılanıyorum. Ama tam da bu saniyede dokunulmazlığım olduğu gibi devam ediyor. Örneğin mahkeme salonunda herhangi bir suç işlediğimi iddia ederseniz hakkımda fezleke düzenleyip meclise göndermek dışında hiçbir işlem yapamazsınız. Dolayısıyla bu Anayasa değişikliği fiilen uygulanamaz bir değişikliktir. Biz bu yüzden Anayasa değişikliğinin Anayasa’ya aykırı olduğunu uygulanamaz olduğunu ve bu nedenle yargılamaların yapılamayacağını iddia ettik. Yoksa ‘Bir yargı yetkisini tanımıyoruz, bizi yargılayamazlar’ demedik”
Parlamentoda yeterli sayıda imzaya ulaşamadıkları için Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açamadıklarını aktaran Demirtaş, bu nedenle değişikliğin, anayasal denetime tabi tutulamadığını söyledi.
HDP lideri sözlerini şöyle bitirdi: “Anayasa’ya eklenen geçici bir madde ile o tarihte parlamentoda veya bakanlıkta bulunan bütün fezlekelere dair dokunulmazlıklar tümüyle kaldırılmıştır. Dolayısıyla bu değişiklik Anayasa’ya açıkça aykırıdır. Bu aşamada mahkemenizden talebim şudur; Henüz somut norm denetimi tabi tutulmamış olan bu Anayasa değişikliğinin Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla bu aşamada bekletici sorun kabul edilerek mahkemeniz tarafından iptali talebi ile Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini talep ediyorum. Dokunulmazlığım halen duruyor. Sorgu yapılması dokunulmazlığın ihlali anlamına gelir. Öncelikle Anayasa’ya aykırılık iddiası incelensin.”
Anayasaya aykırılık iddialarının incelenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı mayıs ayına erteledi.
Demirtaş’ın bir yıldan iki yıla kadar hapsi isteniyor.
Eş başkanlar dahil 13 vekil tutuklu
Eş başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu HDP’li 12 vekil, 4 Kasım 2016’da sabaha karşı evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı.
Diyarbakır milletvekilleri Ziya Pir ve İmam Taşçıer ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Demirtaş ve Yüksekdağ’la birlikte grup başkan vekili İdris Baluken, Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Selma Irmak, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve Şırnak Milletvekili Ferhat Encü tutuklanmıştı. İki gün sonra da Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan tutuklanmıştı.
HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca da Ankara’da gözaltına alınmalarının ardından 12 Aralık’ta tutuklanmıştı. Böylece tutuklu vekil sayısı 12’ye yükselmişti.
Birlik’in ardından Baluken’in de tahliye edilmesiyle beraber tutuklu HDP’li vekillerin sayısı 10’a düşmüştü.
Buna karşılık Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’in tutuklanmasıyla sayı yeniden 12’ye yükselmişti.
Encü’nün salıverilmesiyle 11’e düşen HDP’li tutuklu vekil sayısı, Encü’nün tutuklanmasıyla yeniden 12’ye yükselmişti.
Baluken’in yeniden tutuklanmasıyla sayı 13’e çıkmıştı.