Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tutukluluğuna itiraz etti.

Fotoğraf: Reuters
Demirtaş hakkında ‘terör örgütü kurma ve yönetme’ başta olmak üzere çok sayıda suçlamayla 43 yıldan 142 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe yazan Demirtaş, kendisi ve diğer HDP’lilerin ‘orantısız ve siyasi sansasyona yönelik bir baskınla tutuklandıklarını’ ifade etti.
Bunun ‘tek bir siyasi merkezden yönetildiğine’ kuşku duymadığını aktaran Demirtaş, 20 Mayıs 2016’da dokunulmazlığı kaldırıldıktan sekiz ay, tutuklandıktan da üç ay sonra iddianame hazırlandığını, bunun da 31 fezlekenin birleşimiyle yapıldığını bildirdi.
Sözkonusu 31 fezlekenin 11’ini hazırlayan savcıların ‘FETÖ’den tutuklandığını hatırlatan Demirtaş, şunları kaydetti: “İddianamem 501 sayfaya çıkarılmış ve hakkımda istenen ceza da 142 yıl olarak belirlenerek kamuoyunda negatif algı yaratılmaya çalışılmış, tutuklanmamın ‘elzem olduğu’ intibası yaratılmak istenmiştir. Fakat ilginçtir ki örneğin 15 Temmuz darbe girişiminin İzmir ayağı ile ilgili olan soruşturma büyük bir hızla tamamlanmış ve 270 sanık hakkında toplam 630 sayfalık iddianame hazırlanarak ocak ayında da duruşmaya başlanmıştır. 250’ye yakın insanımızın katledildiği, parlamentomuzun bombalandığı, Cumhurbaşkanı ve ailesine yönelik suikastların planlandığı son derece vahim, komplike ve vahşi darbe girişimine karşı yargının hızlı hareket ediyor olması elbette takdire şayandır. Ancak Parlamentoyu bombalayanların bile hızla yargılandığı bu dönemde parlamento üyelerinin, yani darbenin hedeflerinden birinin, yargılama süreçlerinin referandum takvimine endekslenmiş olması oldukça manidar ve dikkat çekicidir.”
Anayasa değişiklik referandumu 16 Nisan’da yapılacak. Demirtaş’ın ilk duruşması 28 Nisan’da.
‘Yargı eliyle siyasete müdahale’
Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunan HDP lideri, milletvekili olmasından gelen hakların tutukluluk süresiyle elinden alındığına dikkati çekti: “Milletvekillerinin temsil hakkından kaynaklı yasama yetkisi ile denetleme yetkisi sadece ve sadece seçilmiş olan kişi, yani o milletvekili tarafından bizzat kullanılabilen yetkilerdir. Milletvekili tutuklu olduğu için kullanamadığı bu yetki ve haklarını başkasına devredemediği gibi avukat veya başka bir milletvekili aracılığı ile de kullanamamaktadır. Bu şekilde milletvekilinin tutuklulukta geçirdiği süre, telafisi hiçbir şekilde mümkün olmayan ağır sonuçlar ve parlamenter zararlar ortaya çıkarmaktadır. Hele hele son derece önemli bir Anayasa değişikliğinin yapıldığı ve 16 Nisan’da halkoylamasına gidileceğinin kesinleştiği bir süreçte Parlamento’nun üçüncü büyük partisinin eş genel başkanları ile birlikte 10 milletvekilinin tutuklu bulunuyor olması, yargı eliyle siyasete ağır bir müdahaledir.”
‘Referandumun meşruiyetini tartışmalı hale getirir’
Tutuklamayla yargısal bir menfaat değil siyasal çıkar elde edilmek istendiğini belirten Demirtaş, bunun referandumun meşruiyetini tartışmalı hale getirdiğini bildirdi.
HDP lideri şunları kaydetti: “TBMM çalışmalarına, yasama ve denetleme faaliyetlerine katılmak en demokratik hakkımızdır. Zaten Anayasa değişikliği sürecinde tutuklanmış olmamız Parlamento’da söz söylemeye ve oy kullanma hakkımızın gasp edilmesine yol açmış ve Anayasa oylamasının meşruiyetini tartışmalı hale getirmiştir. Şimdi aynı meşruiyet sorunu referandum süreci içinde de haklı olarak tartışılacaktır. Her türlü zorluğa rağmen bir arada, güven içerisinde yaşayacağımız bir gelecek için demokratik mücadelemizden asla geri adım atmayacağız. Zorbalığın ve baskının karşısında diz çökmeyeceğiz. Bizlere karşı bu hukuk dışı siyasi operasyonları planlayanların tuzağına elbette ki düşmeyeceğiz. Daha aydınlık ve daha güzel yarınları mutlaka kazanacağız.”
Eş başkanlar dahil 12 vekil tutuklu
Eş başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu HDP’li 12 vekil, 4 Kasım 2016’da sabaha karşı evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı.
Diyarbakır milletvekilleri Ziya Pir ve İmam Taşçıer ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Demirtaş ve Yüksekdağ’la birlikte grup başkan vekili İdris Baluken, Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Selma Irmak, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve Şırnak Milletvekili Ferhat Encü tutuklanmıştı. İki gün sonra da Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan tutuklanmıştı.
HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca da Ankara’da gözaltına alınmalarının ardından 12 Aralık’ta tutuklanmıştı. Böylece tutuklu vekil sayısı 12’ye yükselmişti.
Birlik’in ardından Baluken’in de tahliye edilmesiyle beraber tutuklu HDP’li vekillerin sayısı 10’a düşmüştü.
Buna karşılık Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’in tutuklanmasıyla sayı yeniden 12’ye yükselmişti.