Darbe girişimini araştırmak için Meclis’te kurulan komisyonun sorularını yanıtlayan eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2012’de ifadeye çağrılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a sadece kendisinin sahip çıktığını anlattı.
Gül, komisyondan kendisine gönderilen 27 soruyu yazılı olarak yanıtladı.
‘Tek sahip çıkan bendim’
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 7 Şubat 2012’de özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya’nın talimatıyla ifadeye çağrılmıştı.
Türkiye gazetesi 21 Şubat 2014 tarihli sayısında, Gül’ün Fidan’a ifade vermeye gitmesini telkin ettiğini, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın ise “Gitme” dediğini yazmıştı.
Bu iddia sorulan Gül, haberin gerçek dışı olduğunu, aynı gün Anadolu Ajansı aracılığıyla da haberi yalanladığını, MİT’in de iddiayı reddettiğini söyledi.
Eski cumhurbaşkanı, o günü şu sözlerle anlattı: “7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı acil notuyla bana gelerek durumu arz etti. O gün kendisine tek sahip çıkan bendim ve kesinlikle savcılığa gitmemesi gereğini tembihledim ve kendisini bu şekilde talimatlandırdım. Ayrıca konunun hassasiyetine binaen süreci yakından takip ettim, devlet kurumlarının arasında gerekli eşgüdümün sağlanması ve konunun usule uygun şekilde çözüme kavuşturulması için ilgililere gerekli talimatları verdim. Bu konuda yapılan tüm açıklamalar ve tekzipler arşivde olmasına rağmen keyfiyetin tekrar gündeme getirilmesinden, bu hususla ilgili kasıtlı bir kanaat oluşturma gayreti içerisine girildiğini üzülerek görüyorum.”
Koru’nun getirdiği mektup
Gül, gazeteci Fehmi Koru’nun 17-25 Aralık sürecinin ardından Fethullah Gülen’le görüşmek için ABD’ye gitmesine dair, “Bu yönde bir talep sizden mi geldi, yoksa kendisi mi size teklifte bulundu?” sorusunu da yanıtladı.
Gazeteciliği nedeniyle Gülen Cemaati yapılanması hakkındaki bilgisine güvendiğini söylediği Koru’yla görüştüğünü belirten eski cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullandı: “Kendisinin ABD’ye gidip meseleyi etraflıca araştırması hususu gündeme geldi. Koru’nun ABD’ye gitmeden önce sayın başbakanla yaptığı görüşmeyi komisyonunuza etraflıca anlattığını basına yansıyan haberlerden takip ettim. Fehmi Koru’yla birlikte bana gönderilen mektubun inandırıcılıktan ne kadar uzak olduğu da hemen akabinde vuku bulan gelişmelerle ortaya çıktı.”
Mektup Gül’e, 25 Aralık operasyonundan bir gün önce iletilmişti.
‘Darbe girişimi öngörülemeyen bir durumdu’
Gül, 17-25 Aralık sürecine kadar Gülen Cemaati’nin eğitim ve basın alanında faaliyet gösterdiğinin bilindiğini belirterek, “Bu akımın şimdilerde tüm açıklığıyla deşifre edilen çok karmaşık örgüt yapısının, hiyerarşisinin ve işleyişinin neticede bir darbe teşebbüsünde bulunacak güç ve cüretkarlığa ulaşmış olması şahsım da dâhil pek çok kimsenin öngöremediği bir durumdu” diye konuştu.
‘Bu yapıyla ilişkim yok’
Gülen Cemaati’nin kendisini siyaset ve sivil toplum hareketlerinden hep uzakta tuttuğunu savunan eski cumhurbaşkanı, “Gerek siyaset öncesi gerek siyaset-devlet hayatımda bu yapıyla veya lideri olan şahısla bir ilişkim yoktur, haklarında ne şahsi tecrübeye ne de kayda değer bir bilgiye sahip değilim” dedi.
MGK’ya atıf yaptı
Gül, 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) yapılan genel irtica sunumları içerisinde 10’uncu cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve dönemin genelkurmay başkanı Hilmi Özkök’ün ‘bizzat’ bu yapı üzerine dikkat çektiklerini hatırladığını aktardı.
Cemaat örgütlenmesi raporlanmamış
Eski cumhurbaşkanı, görevde bulunduğu zamanlarda devletteki Gülen Cemaati yapılanmasıyla ilgili bir raporun hazırlanıp kendisine iletilmediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Başbakanlık ve dışişleri bakanlığı görevlerim sırasında veya cumhurbaşkanı olarak Milli Güvenlik Kurulu Başkanlığı’nı üstlendiğim dönemde de komisyonunuzca sorulduğu şekilde sivil veya asker üyeler tarafından ‘Fethullah’ ön adıyla başlayan illegal bir yapıya dair herhangi bir husus gündeme getirilmemiştir.”
‘Koruma müdürümden öğrendim’
Gül, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimini konutundayken koruma müdüründen öğrendiğini de aktardı.
Yüksek Askeri Şura’daki bazı görevden almalara ‘şerh’ koymasını “Samimi bir şekilde dini vecibelerini yerine getiren ve devlete sadakatini bağlılığını koruyan insanların haksız yere cezalandırılmasından kaynaklanıyordu” sözleriyle açıklayan eski cumhurbaşkanı, görev yaptığı dönemde AKP’ye Gülen Cemaati mensubu yerleştirmediğini söyledi.
Siyasi atmosfere eleştiri
Gül, önemli olanın darbe düşüncesinin akıllara getirmeyecek bir ortam oluşturmak olduğunu belirterek şu yorumu yaptı: “Elbette ki gerek bölgesel gerek küresel rakipleriniz/ortaklarınız ülkenizin içişlerine müdahale etme fırsatından istifade etmeye çalışacaklardır. Evin içerisi düzenli tutulduğu ve kendi sorunlarınıza kendi iradeniz ve inisiyatifiniz doğrultusunda çözümler getirdiğiniz müddetçe kimseye böyle bir fırsat verilmeyecektir.”