Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Tarih kitaplarında yer alan klişe bir cümle vardır. “Halk ağır vergiler altında eziliyordu.” Günümüz Türkiye’sinde bu cümleye bir güncelleme geldi. Halk ağır vergiler altında “ÖLÜYORDU!” Her büyük olayda hatırladığımız Albert Camus’nun bir sözü var malum. “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” diye. Artvin’de pazar günü dağ denizle birleşti. Karadeniz Sahil Yolu’nda heyelan meydana geldi. Cep telefonu almak için Gürcistan’a gitmeye çalışan 24 yaşındaki Aykut Tiryaki, Murat Turhan, Görkem Özdemir ve 38 yaşındaki Nuri Apaydın diri diri toprağa gömüldü. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir gencin ölüm nedeni daha fazla vergi vermemek için çıktığı yol olmamıştır herhalde. İşte 2024 Türkiye’sinde vergi zulmünün bizi getirdiği nokta işte tam da bu oldu…
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulama var Türkiye’de. Dahiyane bir buluş aslında. Verginin vergisinin vergisini alarak, bir üründen onu üreten firmadan daha çok para kazanıyoruz. 6 yıl önce otomobil alabildiğimiz, 14 yıl önce (Merkez Bankası verilerine göre) 75 metrekarelik bir ev alabildiğimiz 65 bin liraya bugün anca bir akıllı telefon sahibi olabiliyoruz. Onun 33 bin 77 TL’si yani %50,9’u vergi. Yani devlet vergisini almasa 31 bin 922 lira olacak cep telefonuna iki katı ücret ödüyoruz. Gürcistan’da aynı telefon 45 bin lira. 31 bin liraya yükseltilen IMEI kayıt ücretine rağmen hâlâ üst modellerde Türkiye’deki fiyatlarla 10-15 bin liralık farklar oluşuyor.