Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hastaların yüzde 80’inin Covid-19’u hafif ya da belirtisiz atlattığını açıklaması kimilerinde bir rahatlama hissine neden olabiliyor. Ancak bilim insanları yeni tip corona virüsünü çözmeye çalışırken bir şey giderek daha da net anlaşılıyor: Hafif vakalar bile başta sanıldığından daha karmaşık ve tehlikeli olabilir.

Genel kabul, bir hastalığı hafif geçirme durumunda endişelenecek bir şey olmadığı yönünde olsa da Covid-19 için bu durum geçerli olmayabilir.
Herhangi bir sağlık sorunu olmayıp Covid-19’u hafif belirtilerle atlattığını düşünen hastaların bazıları inme de dahil olmak üzere devam eden ‘garip’ semptomlar yaşıyor.
Genç bireylerin hastalığı hafif atlattığı, yaklaşık iki hafta sonra iyileşip normale döndüğü retoriği de bu düşünceyi besliyor.
Bazı vakalar için durum gerçekte böyle olsa da araştırmalar ve iyilşen hastaların kurduğu destek gruplarından gelen anektodlar Covid-19’u hafif atlatanların o kadar da şanslı olmadığını gösteriyor. Aralarında uzun süreli yan etkileri yaşayanlar var ve doktorlar halen bunun nedenini anlamaya çalışıyor.
‘Ölümcül’ yan etkiler
Bu yan etkilerden bazıları ölümcül olabiliyor. New York’taki Mount Sinai hastanesinde görevli nöroloji uzmanı Dr. Christopher Kellner’a göre hastaneye kaldırılması gerekmeyen 30’lu yaşlardaki hafif hastalarda virüs pıhtılaşmaya ve ciddi inmelere sebep olabiliyor.
Doktorlar artık Covid-19’un yalnızca akciğerleri değil, böbrek, karaciğer ve beyni de etkilediğini biliyor. Beyni etkilemesi durumunda kronik halsizlik ve depresyon gibi durumlara sebep olabiliyor. Virüs bu organlar üzerindeki uzun vadeli etkilerinin tam olarak anlaşılabileceği kadar ‘yaşlı‘ olmasa da bu etkiler hastane tedavisini gerektirip gerektirmediğinden bağımsız ortaya çıkabiliyor.
Aylarca sürebilir
Covid-19’la ilgili bir başka endişe verici olgu da hastalığın çok uzun, bazen aylarca sürebilmesi. Hollanda’da Akciğer Vakfı ve Maastricht Üniversitesi işbirliğiyle yapılan bir araştırmaya göre çoğu hastanede tedavi gerektirmeyen hastalarda iyileştikten üç ay sonra bile günlük hayatlarını etkileyecek şikayetleri sürüyor. Yaş ortalaması 53 olan 1622 hastanın katıldığı araştırmaya göre yüzde 88’i halen çok yoğun biçimde halsizlik hissediyor, yüzde 75’i nefes darlığı yaşıyor, yüzde 45’i göğüs ağrısı çekiyor. Yüzde 91’i hastaneye dahi yatırılmayan bu hastalar hafif vaka olarak nitelendirildi. Katılımcıların yüzde 85’i Covid-19 geçirmeden önce kendilerini genel olarak sağlıklı bireyler olarak tanımlarken hastalık sonrasında bunu yapanların oranı yalnızca yüzde 6.
26 yaşındaki Fiona Lowenstein Covid-19’un ilk aşamada hafif belirtilerini gösteren hastalardan biri. Ateş, öksürük, nefes alma güçlüğü gibi şikayetlerle hastaneye gittiğinde doktorlar iyileşme sürecini evde yaşayabileceğini, semptomları kötüleşirse hastaneye gelmesi gerektiğini söylüyor. Sonrasında Lowenstein boğaz ağrısı, mide sorunları, koku alamama, baş ağrısı ve ishal gibi sorunlar yaşıyor. 17 Mart’ta teşhisi konan Lowenstein’ın kendini daha iyi hissetmesi mayıs ortalarını buluyor. Lowenstein bazı şikayetlerin zaman zaman halen baş gösterdiğini belirtiyor. Sonrasında kendisiyle aynı durumda olan hastalarla birlikte bir destek grubu kuruyor. Çoğunluğu 50 yaş altında 5 binin üzerinde üyesi ve hastalığı hafif geçiren bireyler benzer uzun süreli şikayetleri olduğunu belirtiyor.
Her ne kadar altı ayda benzeri görülmemiş bir ilerleme kaydedilmiş olsa da bilim insanları halen Covid-19’u tam manasıyla çözebilmiş değil. Bu aşamada hafif Covid-19’un aslında sanıldığı kadar hafif olmayabileceğini hatırlamakta fayda var.