Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Karadaş araştırmaları sonucu Covid-19 geçiren hastalarda yüzde 30 oranında baş ağrısı tespit ettiklerini ifade etti.
Prof. Dr. Karadaş uluslararası tıp dergilerinde yayınlanan 239 hastanın dahil edildiği çalışmaları kapsamında Covid-19’da baş ağrısı başta olmak üzere epilepsi, beyin damar hastalıkları, ağrılar gibi, koku ve tat alma bozuklukları gibi pek çok nörolojik bulguları incelediklerini anlattı.
‘Baş ağrısı tek bulgu olan hasta oranı fazla‘
Prof. Dr. Karadaş en sık görünlen nörolojik bulgunun baş ağrısı olarak ortaya konduğu çalışmalarıyla ilgili “Baş ağrısının yüzde 30’lara kadar yüksek oranda saptandığını gördük, hatta baş ağrısı tek bulgu olan hasta oranının da azımsanmayacak kadar fazla olduğunu biliyoruz. Sadece baş ağrısı var, onun dışında hiç bulgusu yok” dedi.
Covid-19’da görülen baş ağrısının diğer baş ağrılarından farklı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer Covid-19’a yönelik baş ağrısının özelliklerini bilmezsek, bunu diğer baş ağrılarıyla karıştırırsak, bu hasta yine toplumda dolaşacak ve virüsün yayılmasına neden olacak. Toplum arasında en çok bilinen migren, gerilim tipi, küme tipi baş ağrısı; corona virüsü baş ağrısı gerçek bir baş ağrısı ve bunlardan farklı. Corona virüsü baş ağrısı çok büyük oranda yüzde 90’lar civarında iki taraflı görünüyor. Migrende görünen zonklayıcı baş ağrısını bunda görebiliyoruz ama migrende gördüğümüz yarım baş ağrısını pek görmüyoruz. Corona virüsü baş ağrısında hem iki taraflı hem zonklayıcı hem sıkıştırıcı, buna eşlik eden bazı bulgular da bize ayırt ettiriyor. Bunlar neler; kişide ishal, kilo kaybı olabiliyor, koku, tat alma bozukluğu eşlik edebiliyor. Dirençli, ilaçlar ile geçmeyen baş ağrıları ile karşımıza çıkabiliyor. Dolayısıyla biz bu tür bulguları, verileri gördüğümüz zaman muhakkak corona virüsünü de düşünmemiz gerekiyor.”
Covid-19’da görülen baş ağrısının da kendi içinde farklı tipleri olduğunu belirten profesör, bunu şöyle anlattı: “Bir kısmı çok dirençli, çok ağrılı; bir kısmı da orta şiddetli diyeceğimiz bir şey. Çok şiddetli olan ağrılarda akciğer tutulumunun daha fazla olduğunu gördük. Bir yılın da ardından artık tecrübelerimizle de hastaları inceliyoruz. Poliklinikte üç, beş, altı ay önce geçirilmiş corona virüsü enfeksiyonuna rağmen aylar sonra da çıkan baş ağrılarını görüyoruz. Bir grupta corona virüsüyle başlayıp çok uzun süreli devam eden baş ağrılarını görüyoruz. Bir grupta corona virüsü ile baş ağrılarını yaşıyor ancak devam etmiyor. Bunların daha sağlıklı oran ve sayılarını önümüzdeki dönemde vermiş olacağız. Bunların çok büyük kısmının tedavileri yapılabilmekte, rahatlıkla üstesinden gelinebilmekte, tabii bu tedaviler kişiye özel.”