Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında 26 kamu görevlisi hakkında hazırlanan iddianamede ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak’ suçlaması yer alırken, tetikçi Ogün Samast’ın cinayet öncesinde, esnasında ve sonrasında istihbarat teknikleriyle kayıt altına alındığı belirtildi.
Hürriyet’ten Ayşegül Usta’nın haberine göre iddianamede 19 Ocak 2007 günü Agos gazetesi çevresinde bulunan Samast’ı takip eden jandarma görevlilerinin komutanı olduğu belirtilen yüzbaşı Muharrem Demirkale’nin firari savcı Zekeriya Öz ile cinayetten bir gün önce ve bir gün sonra toplamda yedi kez telefonda görüştüğü belirtildi.
İddianamede “Muharrem Demirkale’nin yönlendirmesi ve koordinasyonu altında mahiyetinde görev yapan şüpheliler Yavuz Karakaya ve Bekir Yokuş’un fiziki takip kameralarıyla Samast’ı caddenin karşısından yatay ve yüzüne yakın çekim yapacak şekilde görüntüledikleri, cinayet öncesi, cinayetin işlenmesi sırasında ve cinayet sonrası tüm süreci FETÖ / PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanmak üzere kayıt altına aldıkları” ifadesine yer verildi.
‘Ergenekon operasyonlarının zemini oluşturuldu’
İddianameye şöyle devam edildi: “Trabzon İl Jandarma görevlisi Ünsal Gürel ile Resul Kütükoğlu’nun 15 Kasım 2006’da Samast ile telefon irtibatlarının bulunduğu tespit edilmiştir. Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli Ahmet Faruk Aydoğdu’nun telefon numarasının Samast’ın telefon rehberinde ‘komutan’ olarak kayıtlı olduğu, bu görevlilerin Samast ile 15 Kasım 2006’da gece 00.04’te Karadeniz Teknik Üniversitesi çevresinde buluşma gerçekleştirdikleri HTS kayıtları ile tespit edilmiştir. Ogün Samast’ı yakalandıktan sonra fotoğraf ve görüntüye alma işlemlerinin Samsun İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı birimlerde yapılmadığının 24 Ocak 2007’de açıklanmasına rağmen, bu görüntülerin Samsun İl Jandarma Komutanlığı’nda çekilmiş gibi şüpheli Ercan Gün tarafından 01 Şubat 2007’de yayınlanmasıyla, Dink cinayetinin arkasında ulusalcılar olduğu algısı yaratılarak Ergenekon operasyonlarının zemini oluşturulmuş, cinayetin medya tetikçiliği, oluşturulan kumpasla başarıyla yerine getirilmiştir.”
‘Aksine suça iştirak ettiler’
Dink cinayetinin, ‘FETÖ/PDY’nin ‘şiddet içeren başlangıç eylemi’ olduğunun ifade edildiği iddianamede özetle şöyle denildi: “Eylemin Fethullah Gülen’den bağımsız olarak, bilgi ve onayı dışında gerçekleştirildiğinin kabulü mümkün değildir. 15 Temmuz başarısız darbe kalkışmasına giden süreçte, Dink cinayeti bu yolda ve bu amaç için attırılan ilk kurşun olması nedeniyle, yabancı devlet destekli bu çete faaliyeti ile ülkemizin ve devletimizin zor duruma düşürüldüğü bu günlerde daha iyi idrak edilebilmektedir. Dink cinayetini gerçekleştirecek potansiyel şüphelileri ve eylemi gerçekleştirenler, eylem öncesi bildikleri halde, örgütün amaçları doğrultusunda Hrant Dink’in öldürülmesi eylemini engellemediler. Aksine suça iştirak ettiler.”
‘Cesedinin başında Türk bayrağı açacaktım’
Adem Yavuz Arslan, Nazlı Ilıcak ve Bayram Kaya’nın ‘cinayetteki FETÖ bağlantısını karartmak’ için kitaplar yazdığının da yer aldığı iddianamede, Samast’ın “Plan gereği, Hrant Dink’in cesedinin başında Türk bayrağı açacaktım. Çevrenin kalabalık olması ve öldürülmekten korktuğum için üzerimde taşıdığım Türk bayrağını açamadan kaçmak zorunda kaldım” sözleri de yer aldı.
İddianamede, “Kamuoyu etkisi ve algısı yaratabilmek amacıyla Samast’ın maktulün başında korkusundan açamadığı Türk bayrağı, Samsun TEM Şube Müdürlüğü’nde eline tutuşturularak zorla açtırılmıştır” denildi.