Bireylerin döviz birikimlerini TL’ye çevirmesini telkin eden iktidar kadroları, sökük dikmeye önce kendisinden başlasın.
Misal Ulaştırma Bakanlığı, eğer gücü yetiyorsa, önce halktan sakladığı, dört yıl önce, beş yıl önce, Dolar, Avro üzerinden yaptığı şu sözleşmelerin tarafı olan şirketlere çağrıda bulunsun. Süresi, kimi 22, kimi 30 yıl olan şu sözleşmeleri TL’ye çevirsin.
3. Havalimanı: Cengiz – Limak – Kolin – Mapa – Kalyon Ortak Girişim Grubu
3. Köprü: İçtaş – Astaldi
Osmangazi Köprüsü: Nurol – Özaltın- Makyol – Astaldi – Yüksel – Göçay
“İktidar böyle bir sözleşme değişikliği yapabilir mi?” diye soranlara hemen yanıt verelim: Hayır.
Kapitülasyonun, lokal düzeydeki postmodern versiyonu sayılabilecek her biri 100-150 sayfalık o sözleşmeleri değiştirmek, her babayiğidin harcı değil çünkü.
Dolayısıyla astarı yüzünden çok daha pahalıya mal olacağı için bu değişiklik yapılamaz. İdare ile şirket muazzam bir yurtseverlik örneği gösterip TL’ye dönme anlaşması yapsa bile bu kez, ihalenin yapıldığı sırada talip olan diğer şirketler için koşullar değişmiş olacağından, ‘ihaleye fesat karıştırma’ sorunu çıkar.
Hem torunlarımızı üç-beş firma lehine boğazına kadar borca sokup hem de bunu yapan kendisi değilmiş gibi, havaya bakıp ıslık çalarak yastık altındaki paraları TL’ye çevirin buyrukları…
Ne şahane bir yönetim değil mi?