Belli ki iktidar partisine, 12 yıldır girdiği bütün seçimleri oylarını artırarak kazanmış olması yetmiyormuş.
Belli ki, otoriteye itaati varlık sebebi sayan, bununla yetinmeyip itaat etmeyen karşısında saldırganlığı meşru gören kitleleri konsolide etmek için, inandırıcılığı hepten aşınmaya yüz tutmuş “darbe” retoriğini devralacak yeni bir “fırsat”a ihtiyaç varmış.
Davutoğlu’nun Tekirdağ konuşması gösteriyor ki, Cumhuriyet’in Charlie Hebdo katliamı sonrasında çıkan sayısına özel bir seçkiyle yer vermesi, bir taşla çok kuş vurulabilecek, erken bir seçim kampanyası fırsatı tadında:
Ve nasıl da insanların belli dönemlerde; okul, askerlik, cezaevi gibi toplu yaşamak zorunda olduğu yerlerdeki yemekhane taktiğine benziyor. Misal, bir gün öncesinin kalan pilavdan, ertesi gün kadınbudu köfte yapıldığında, hem malzemeden tasarruf edilir, hem de kitle doyurulur.
Rant ile adalet talebini takasa süren, vekilini lale ihalesi, medyasını kamu bankası fonlarıyla ihya eden bir iktidar için tabii ki şaşırtıcı değil. Bu konuşmadan birkaç saat sonra, gazetemizin İstanbul’daki merkezinde hilafet bayraklı, tehdit sloganlı pankartların açılması da öyle.
Şaşırmıyoruz; öğrettiniz artık biliyoruz: Siz hedef göstermeyi iyi bilirsiniz. Bugünün “fırsat menüsü”nü Saray’dan bekliyoruz.