CHP İstanbul Milletvekili ve genel başkan koordinatör başdanışmanı Erdoğan Toprak, Türkiye’nin AKP iktidarı döneminde yasaklarla anılır olduğunu, ayrıca kokain ticaretinin adresi haline geldiğini belirtti.
Toprak ayrıca yoksulluğun ‘iktidar seçkinleri dışında’ toplumun her kesiminde yaşandığını belirtti.
Haftalık değerlendirme raporunu yayımlayan CHP’li Toprak, yoksulluk, yasaklar ve son ayların tartışılan konusu kokain ticaretine ilişkin görüşlerini açıkladı.
AKP’nin ‘3Y’ yani ‘yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele söylemi’yle iktidara geldiğini hatırlatarak, “Gelinen noktada, yolsuzluklar ve yasaklar iktidarın kılcal damarlarına kadar yerleşerek” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimini ‘tek adam vesayeti’ olarak nitelendiren Toprak, bu anlayışın yargıdan, ekonomiye, bağımsız-özerk kurumlardan, devlet kaynaklarının keyfi kullanımına kadar yayıldığını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Neabati’nin sosyal medya paylaşımlarıyla 2002’de sadece 1 milyon haneye sosyal yardım hizmeti verilirken 2021’de bu sayının 4,3 milyon aileye ulaştığını ve 20 yılda yoksulluğun dört kat arttığını söyledi.
Artan yoksulluk için şunları kaydetti: “İktidar çevresindeki bir avuç beş-altı maaşlı bürokratlar, iktidar elitleri, seçkinleri ve müteahhitleri dışında tüm ülke en derin yoksulluğu her gün milyonlarca hanede, en ücra mahallelerde, işsiz milyonlarca gencin gelecek kaygılarında, yatağa aç giren çocukların ekmek ve sütü gördükleri rüyalarında yaşıyor.”
Türkiye’de özgürlüklerin baskı altına alındığına vurgu yapan Toprak, sansür yasasının görüşmelerinin ertelenmesinin ardından Basın Ahlak Esasları Yönetmeliği’nin değiştirilmesini hatırlattı: “İnternet, sosyal medya, dijital medya vb. mecraları da kapsayan dezenformasyon yasası yaygın tepkiyle karşılaşınca, görüşülmesi yeni yasama yılına ertelense de Basın İlan Kurumu devreye girerek yasaklarla ilgili boşluğu doldurdu. 1994’ten bu yana yürürlükte olan Basın Ahlak Esasları yönetmeliği değiştirilerek medya üzerinde çok daha ağır cezalara, davalara zemin hazırlayan düzenlemeler uygulamaya kondu.”
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2005’te 98’inci sırada olan Türkiye’nin 2021 endeksinde, 180 ülke arasında ‘basının özgür olmadığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı’ ülkeler arasına alındı ve 149’uncu sıraya geldiğine dikkat çekti.
Türkiye yolsuzluk kurumsallaştı
Türkiye’nin 2021 ekiminden bu yana OECD bünyesindeki Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü’nün gri listesinde yer aldığını dile getiren Toprak, AKP’nin yolsuzlukları kurumsallaştırdığını söyledi.
Toprak’ın raporunda yolsuzluklar alanına ilişkin şunlar kaydedildi: “AK Parti iktidarının Türkiye’de yolsuzlukları kurumsallaştırdığı, yasa değişikleriyle de ‘yasallaştırdığı’ apaçık görülüyor. 193 ülkeyi kapsayan ‘2022 Küresel Organize Suçlar Endeksi’nde 6,89 puanla dünyada 12’nci sıraya yükselen Türkiye, Avrupa’da ise 1’inci durumda. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) Küresel Yolsuzluk ve Rüşvet Algı Endeksi’ni yayınlamaya başladığı 1995 yılında 180 ülke arasında 29’uncu sırada yer alan Türkiye, AK Parti iktidarlarında yolsuzluk ve rüşvetin sıradanlaşmasıyla 2021 endeksinde 180 ülke arasında 96’ncı sırada. Rüşvet ve yolsuzlukla, kara para aklamayla mücadelede ise 38 üyeli OECD ülkeleri arasında 37’nci sırada ve sondan ikinci! Rant ve inşaat işlerini çok seven, kendi zenginlerini yaratmak için kamu kaynaklarını akıtan iktidar, 2002’den bu yana Kamu İhale Kanunu’nu (KİK) 191 kez değiştirdi.”
Sezgin Baran Korkmaz’ı hatırlattı
Toprak raporunun devamında Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 2022 Türkiye Uyuşturucu Raporu’nun Türkiye’nin uyuşturucu baronlarının yeni adresi haline getirildiğini ortaya koyduğunu belirtti.
Son dönemde AB ülkelerine yönelik Schengen Vizesi başvurularındaki ‘ret’ oranı katlanarak arttığını ve Fransa ve İspanya’nın transit seyahatler için de vize talep etmeye başladığını hatırlatarak nedenlerini açıkladı: “Bu haksızlık ve mağduriyetlerin arkasında iktidarın kara para ve uyuşturucu baronlarıyla mücadeleyi savsaklaması en önemli etkenlerden birisi. Ülke imajına ağır hasar veren gelişmelere rağmen iktidar hâlâ kara para aklamaya yasaları çıkartmakla meşgul.
ABD Utah savcılığı SBK’nın ABD hazinesinden dolandırdığı yüz milyonlarca doları Türkiye ve Lüksemburg’da akladığını, taşınmazlar, şirketler, oteller, tatil köyleri satın aldığını belirttiği iddianamede, Lüksemburg hükümetinin gösterdiği iş birliğine ve kara para konusundaki hassasiyetiyle operasyonlara sağladığı desteğe teşekkür ederken, Türkiye’den bugüne kadar hiçbir destek alınamadığını, istenen bilgilerin hiç birisinin kendilerine gönderilmediğini vurgulamaktadır.
Rapora göre, 2020 yılında 214,6 ton kokain AB ülkeleri, Türkiye ve Norveç’te ele geçirildi. Milyarlarca dolarlık bu ticaretin arkasındaki gerçek kişiler ve örgütler ortaya çıkarılmıyor. 2021 yılında ele geçirilen kokain miktarı bir önceki yıla göre yüzde 44,9 artarken olay sayısında yüzde 15,1, şüpheli sayılarında ise sadece yüzde 6 oranında artış meydana gelmesi Türkiye’nin kokain için önemli bir koridor olduğunu ortaya çıkarıyor. Mersin başta olmak üzere uyuşturucu yakalamalarının daha çok limanlarda gerçekleştiğine dikkat çekiliyor.”