CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Kürtler dokuz yılda son 40 yılın toplamı kadar zulüm gördüler” dedi.
Fotoğraf: AA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan’a 22 Ekim’de şu çağrıyı yapmıştı: “…‘Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz‘ diyenlere de sesleniyorum. Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.”
MHP lideri, 5 Kasım’da da sözünün arkasında ve teklifinde ısrarcı olduğunu söylemişti.
T24‘ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Tanrıkulu, Bahçeli’nin ‘Öcalan çağrısıyla’ başlayan barış süreci ve çözüm süreci tartışmalarına ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Bakın, Kürtler ‘barış’ kelimesini Kürtler kimden duyarlarsa duysunlar sırtlarını dönmezler. Ama bunun samimiyetini ölçerler. Böyle cepheden karşı çıkmazlar yani. Bakarlar, tartarlar. Sonuçta şu var; bizim sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz. Ben de o duygu içerisindeyim. Hiç olmadık bir zamanda, hiç beklemediğimiz bir siyasi aktörden geldiği için daha dikkatli bakıyoruz şu anda.”
Tanrıkulu CHP’nin kürt meselesindeki tavrı konusundaysa şunları söyledi:
Genel başkanın ifadesi aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’nin Kürt meselesinde ortaya koyduğu vizyonu ifade ediyor. Bu meselenin özü nedir? Kürtlerin bu cumhuriyetle olan bağının zayıflamış olmasıdır. Kendilerini bu cumhuriyete ait hissetmeyen Kürtler vardır. ‘Benim de devletim’ diyorlar mı acaba? Bunu soralım. Genel başkanımız bunu ifade etti; Kürtler de ‘Bu devlet benim devletim’ diyecekler. Kürtler dokuz yılda son 40 yılın toplamı kadar zulüm gördüler.
Sezgin Tanrıkulu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
* Benim şahsen “Kürtlerin bu devletle aidiyet sorunu var” dememin üzerinden belki 25 yıl geçti. O zaman Diyarbakır’ın barosu başkanıydım ve bunu bir röportajımda söylemiştim. “Kürtler duygusal kopuş yaşıyorlar” diye de eklemiştim. Halen de öyle. Hatta bu makas daha da açıldı. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2015- 2016’dan sonra izlediği siyasetle Kürtlerle devlet arasındaki makas daha da açıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu dokuz yıllık politikasında Kürtler son 40 yılın toplamı kadar zulüm gördüler.
* Kürtler için ikinci alternatif artık kesinlikle CHP’dir. Bütün kamuoyu yoklamaları da bunu gösteriyor zaten. Özgür Özel’in yapacağı gezi, bu duyguyu daha da güçlendirmeye dönük bir geziydi. ‘Türkiye partisi olarak bu meseleyi biz çözeceğiz’ denildi, kısa kesip dönmek durumunda kalmasa Diyarbakır dışındaki diğer şehirlerde de bunu diyecekti. Özgür Özel’in Kürtlere hissettirmek istediği duygu ‘her biriniz artık eşit hissedeceksiniz’ duygusuydu.
* En sonda söylenecek sözü en başta söylerseniz bu meselede travma yaşamış, bu meselenin yarattığı yıkım üzerinden öfke sahibi olmuş insanları barış isteğinin çok uzağına, hatta karşı tarafına itersiniz. Bahçeli’nin sözleri tam olarak buna sebep oldu. Başka bir kutuplaşma cephesine neden oldu; toplumsal barış konusu da kutuplaşma konularından birisine dönüştü. Oysa adım adım gidilmeliydi. Ben şimdi bugün ‘barış istiyoruz’ diyenden çok ‘böyle bir barış istemiyoruz’ diyen görüyorum.
* (Erdoğan’ın) Yaşam boyu iktidarda kalabilmek için kendisinin Kürtlerle bir bağ kurması lazım. Temel motivasyonu sayısal. Anayasa değişikliği için de olası bir değişikliği halka götürmek için de Meclis’te dörtte üç çoğunluğun üzerini yakalaması gerekiyor. Biz Bahçeli’nin laflarından da konunun bu olduğunu anlıyoruz.
* Her koşulda barış iyidir. Sonuçta bir anneden (Emine Şenyaşar) bahsediyoruz. Zaten oğlunu gömmüş, eşini gömmüş, gözleri önünde katledilmişler. Diğer oğlu cezaevindeyken ölmek istemiyor. Ben bu isteği çok haklı, çok insani, çok vicdani bulurum. Ama adalet duygusu bakımından da benim içime sinmeyen bir tablo.
* Öyle anlaşılıyor ki, iktidar, Bahçeli’nin yarattığı tepkiyi kayyımla dindirmeye çalışıyor veya fırsatını bulmuşken kayyım atıyor. Dolayısıyla Ahmet Türk’ün ismini istismar eden birileri varsa, o da iktidar koalisyonu içindedir. Biz elbette bu hukuksuzluk karşısında Ahmet Türk’le de Gülistan Sönük’le de dayanışırız. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atamak, halkın seçme ve seçilme hakkını rafa kaldırmaktır. Biz bunu kabul etmeyiz. Karşı durmaya da devam ederiz. Sorgularız, herkes de sorgulamalıdır.
* Bana göre Bahçeli’nin önerdiği yöntem doğru bir yöntem değil. Kaç kez silah bıraktırma deneyimleri oldu ve doğru yöntemlerle ilerleyemediği için hep akamete uğradı. Toplumsal barış ihtiyacına dikkat çekeceksiniz ama önerdiğiniz yöntem toplumsal kutuplaşmayı ve karşı cepheyi çok daha tahkim edecek. Bu doğru değil. Yani dikkat çektiği ihtiyaç doğru ama önerdiği yöntem doğru değil.
* Bir de tabii asıl muhatap kim? Bahçeli’nin sözlerinin asıl muhatabı Adalet ve Kalkma Partisi ve Erdoğan’dır. Oysa onlar vekil tayin ettikleri Bahçeli üzerinden bir siyasi risk üstlenmeden adım atmaya çalışıyorlar. Bahçeli söz söylüyor, onu ölçüyorlar, anında bir cevap vermiyorlar, bir hafta on gün sonra sahipleniyorlar. Karşıtlık görünce de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i tutuklatıyor, işte Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün yerine kayyım atıyorlar.
* Bakın, siyasi simgeler çok önemlidir. Kayyım atadığınız Mardin’deki siyasetçi kim? Ahmet Türk. Bu süreçte kendisine mutlaka ihtiyaç duyacağınız bir siyasi aktör. Yine kayyım atanan Halfeti neresi? Öcalan’ın memleketi. Üç DEM Parti belediyesine kayyım atadığınız tarih nedir? 4 Kasım, yani Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının 2016’da gözaltına alındığı tarih. Tam da o gün yapıyorsunuz. Bunları böyle tesadüfen olduğunu ben düşünmüyorum. Bu kadar çok tesadüf bir arada olmaz yani.
* Öcalan’ı Meclis’e davet edip, Meclis’ten alıp hapse götürdüğünüz Demirtaş’ı niye bırakmıyorsunuz? Kaldı ki Demirtaş kara propagandayla hedef gösterildiği suçlardan değil TBMM’de ve meydanlarda söylediği görüşlerinden ceza aldı ve uygulanmayan AİHM kararı da var. Buna özellikle dikkat çekiyorum, çünkü bunların hepsi birer samimiyet testi, birer turnusol kâğıdı.