• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

CHP neden AKP ile koalisyon yapmamalı… Dört maddede

09/06/2015 21:06

 

cenk sidarCENK SİDAR

cenksidar@gmail.com

Normal ve sağlıklı işleyen bir demokraside merkez sağ ve merkez solun koalisyonu ülke kalkınması için en iyi alternatiftir. Denge ve denetim mekanizmaları kurulur, ülke ideolojik olarak bir ortak payda bularak ekonomik ve demokratik kalkınmaya ağırlık verir.


Türkiye’de bazı çevrelerin tekrarladığı Almanya’daki ‘Büyük Koalisyon’ bu etkin ve başarılı ortaklığın dünyadaki en iyi örneklerindir. Fakat Türkiye maalesef bir süredir normal ve sağlıklı işleyen bir demokrasi değil. Bu yüzden bu örnekler Türkiye için geçerli değil.

Sadece son birkaç sene içerisinde olanlara bakalım: Sırf daha fazla demokrasi ve özgürlük talep ettiği için gençler sokaklarda öldürüldü. Yolsuzluğu aleni olarak ispatlanan siyasetçiler hayasızca, Meclis’te kalkan ellerle aklandı. Seçim sürecinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Anayasa’yı deldi, tarafsızlığını zedeledi. Evladını kaybeden anneler meydanlarda yuhalatıldı. Ülkenin kurumları parti devletinin propaganda makineleri olarak çalıştı. Gazeteciler kovuldu, hakaret ve iftira davaları hukuki bir silah olarak kullanılarak ifade özgürlüğünün önü kesildi.

Bütün bu yapılanların sorumlusu ise bugün bazılarının CHP’nin koalisyon yapmasını arzu ettiği AKP’dir. Tamamen temizlenmeyen bir AKP ile ittifak kurmak CHP için yapısal risk ve tehditler barındırır. Ülkede merkez sağın restorasyonunu da engeller.

Bu yüzden ülke için en hayırlı alternatif AKP-CHP koalisyonu değil; bütün zorluklara ve farklılıklara rağmen ortaya çıkarılacak bir CHP-MHP-HDP koalisyonudur. Bu sadece idealist ve romantik bir tutum değil, rasyonel ve akılcı bir tutuma da işaret ediyor. Neden mi?

AKP’yi meşrulaştırmak olur

1- AKP kirli bir partidir ve şu aşamada yapabileceği tek şey kirini bulaştırmak olur. AKP Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 40’ının oy verdiği bir parti. Partinin içerisinde mutlaka mevcut yozlaşmadan memnun olmayan, partinin içine bulaştığı otoriterlik ve yolsuzluk çamurundan hoşnut olmayan kesimler var.

İhtiyaç duyulan temizliği de bir CHP-AKP koalisyonu değil, bu kesimler elini taşın altına koyarak gerçekleştirmeli. Bu temizlik zaman ve emek istiyor. AKP bu temizliği yaptığı şartta Türk siyasetinde meşru bir merkez sağ parti olarak farklı siyasal yelpazenin temsilcileriyle işbirliklerine mutlaka girecektir.

Bu temizlik yapılmadan yahut göstermelik bazı şartlarla işbirliğine gitmek AKP’yi meşrulaştırmak olur. Bu işbirliğine giden parti bir sonraki genel seçimlerde kaçınılmaz bir bedel öder.

Enkazın faturası CHP’ye çıkarılır

2- AKP ekonomik olarak bir enkaz yarattı. Ekonomiyi ayağa kaldıracak siyasi irade olmadan bu mirasa ortak olmak, sürecin sonunda güçlü bir AKP yaratır. Siyasi pozisyonunu güçlendirmek adına AKP ekonominin temel yapıtaşlarını bozdu. Kısa dönemli siyasal çıkarlar uğruna uzun vadeli ekonomik iklimi tehlikeye attı. Demokrasi bozuldukça ekonomik kalkınma yavaşladı.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığı yok edilerek para politikalarının etkisi azaltıldı. İşsizlik ve yoksulluk had saflara çıktı. Yatırım asgari noktalara indi, ülkenin yetenekli ve yaratıcı sınıfları ülkeyi yaratılan siyasi iklimden ötürü terk etmeye başladı.

Ekonomide ciddi bir restorasyon ve yeniden yapılandırılma gerekiyor. Ancak bu AKP’nin temsil ettiği siyasetle mümkün değil. Yarım yamalak reformlar ve iradeyle ekonominin gidişatı aşağıya doğru ivme kazanacaktır. Keza Eylül ayından itibaren artması beklenen küresel faizler sonrasında da ülkenin ciddi bir finansman sıkıntısı yaşayacağı ortada.

AKP-CHP koalisyonu sonrasında ortaya çıkabilecek bir ekonomik kriz ve tıkanmanın faturasını AKP’nin CHP’ye, yahut koalisyon konseptine kesmeye çalışacağının farkında olmamak stratejik bir hata olur.

Bu yüzden bir koalisyon olacaksa bu AKP’nin içinde olmadığı ama güçlü bir demokratikleşme ve ekonomik kalkınma iradesinin bulunduğu bir milli koalisyon olmalıdır. Aksi takdirde AKP zihniyeti bu denklemden tekrar güçlü bir aktör olarak çıkacaktır.

AKP ile ortaklık yapmak, Erdoğan ile ortaklık yapmaktır

3- AKP kadrolarının Erdoğan’a rağmen hareket etmesi mümkün değil. AKP ile ortaklık yapmak, Erdoğan ile ortaklık yapmaktır.

AKP-CHP koalisyonunun AKP içerisindeki Erdoğan’dan rahatsız grupların elini güçlendirmesi tezinden hareketle bu tablonun  yeni bir siyasal iklim yaratacağını iddia edenler var. Halbuki AKP demek, Erdoğan demektir. AKP’nin mevcut parlamento kompozisyonunu Başbakan Ahmet Davutoğlu değil, Erdoğan oluşturdu. Parti liderliğinin Erdoğan ekseninden çıkma iradesi olsa bile, Meclis grubunun çıkmasına imkan yok.

Bu yüzden AKP ile ortaklık, Erdoğan ile ortaklık demektir. Abdullah Gül, Bülent Arınç gibi faktörlerin yer almadığı bir AKP’nin Erdoğan çizgisinden çıkabileceğini düşünmek naiflik olur.

CHP daha da oy kaybeder

4- CHP, AKP ile koalisyona girdiği takdirde CHP’den HDP’ye ve ulusalcı partilere ciddi bir oy kayması yaşanır.

Bir önceki yazımda belirttiğim üzere Gezi hareketinin Türk siyasetine etkisi görünenden ve hissedilenden çok daha fazla oldu. HDP’nin aldığı oy oranı ve sandık güvenliğini sağlayan Oy ve Ötesi benzeri grupların Gezi sürecinde ortaya çıkışı bu durumu daha da aleni hale geltirdi. Niceliksel olarak küçük de olsa bu süreçte mobilize olan Gezi jenerasyonunun ‘çarpan etkisi’ çok yüksek ve belirleyici oldu.  Önemli çarpan etkisine sahip bu grubu AKP ile koalisyon yaparak kaybetmek, CHP için büyük bir kayıp olur.

Koalisyon kültürünün kuvvetli olduğu Yunanistan, İtalya gibi örneklere baktığımızda daha fazla oy almış ve meşruiyet sıkıntıları olan sağ partilerle ittifak yapmış sol partilerin  süreç sonunda hep kan kaybettiğini, sağ partilerin ise güçlendiğini gözlemliyoruz. Syriza’nın ortaya çıkıp, Pasok’un yok olması bunun en somut örneğidir.

CHP  Kılıçdaroğlu döneminde önemli açılımlar gerçekleştirdi, çağdaş ve ilerici bir sol parti olarak yerini aldı. Farklı siyasal görüşleri temsil eden grupları birleştirdi. AKP ile koalisyon bu sürece zarar verir, partide yıkıcı bölünmeler yaşanır.

Sonuç: Türkiye için en hayırlı koalisyon CHP-MHP-HDP koalisyonu

bahceli-demirtas-kilicdaroglu

Sonuç olarak AKP-CHP koalisyonu ne ülke ne CHP, ne de merkez sağ için rasyonel ve hayırlıdır. Türkiye’nin normalleşme ve içinde bulunduğu kutuplaşma, gerginlik ve kısırlık sürecine son verip ekonomik, demokratikleşme ve dış politikada güçlü bir altyapı kurması için bir fırsat penceresi aralandı. Normalleşme ne yapılanların üstüne sünger çekmek, ne de rövanşist bir yaklaşımla savaş tamtamları çalmaktır. Fakat normalleşme işlenen suçların bedelini ödemeyi gerektirir. Aksi takdirde uzun vadede benzer senaryolarla karşılaşılır.

Güçlü ve kalkınmış bir Türkiye için bağımsız kurumlara, şeffaf sisteme, hukukun üstünlüğüne ve özgürlüklere ihtiyacımız var. Mevcut durumda Türkiye için en hayırlı koalisyon CHP-MHP-HDP koalisyonudur. Bu partilerin içinde hem ekonomiyi, hem dış politikayı, hem de demokratikleşme sürecini yönetecek kadrolar mevcuttur.

CHP’nin liderliğinde kurulacak bu koalisyon iki senelik bir program oluşturmalı ve gerekli siyasi reformları ve toplumsal restorasyonu gerçekleştirmelidir. AKP yahut başka ve temiz bir isimle bir merkez sağ parti bu süreci kendini yenileyerek ve temizleyerek geçirip tekrar meşru siyasetin bir parçası olabilir. Buradaki ana sorumluluk da merkez sağın namuslu ve vatansever siyasetçilerine düşüyor.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Cenk Sidar

SON HABERLER

Meteoroloji: Sekiz ilde sağanak yağış bekleniyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) sekiz ilde sağanak yağış beklendiğini duyurdu.

Bruce Springsteen: Amerika artık yozlaşmış bir hükümetin elinde, isyan edin

ABD’li müzisyen Bruce Springsteen, Başkan Donald Trump yönetimine sert çıktı: “Amerika artık yozlaşmış, beceriksiz ve hain bir hükümetin elinde.”

Trump: Mevcut rejim İran'ı yeniden büyük yapamıyorsa neden değişmesin?

ABD Başkanı Donald Trump “Mevcut İran rejimi İran’ı yeniden büyük yapamıyorsa, neden bir rejim değişikliği olmasın?” dedi.

Dışişleri: Suriye'deki saldırı istikrar çabalarını hedef alıyor

Dışişleri Bakanlığı, Suriye’deki kiliseye saldırının ülkedeki istikrar ve güvenliği tesis çabalarını hedef aldığını belirtti.

İstanbul Barosu: 'Niyet okuma'yla suç isnadı, hukuk devletine aykırı

İstanbul Barosu, gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklanmasına tepki gösterdi: “Açıkça beyan edilmemiş düşünceler üzerinden ‘niyet okuma’ yoluyla suç isnadında bulunulması, hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır.”

Türkiye'nin bütün ırgatları, birleşin!
Korku bitti, heyecan başlıyor

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 792 gündür hapiste

YAZARLAR

Sessiz çöküş: Anoreksiya nervoza

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

İlke mi, kural mı?

Mustafa Dağıstanlı

Bir Kürt feminist Halide Dündar'ın hikâyesi

Murat Sevinç

Ofansif mizah örneği olarak birkaç anayasa maddesi

Murat Sevinç

Babalar günü bu yıl da coşkuyla kutlanmadı!

Arzu Uzunali

İnsan aynı anda iki kişiyi sevebilir mi?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Roma dondurması meselesi

Elvan Uysal Bottoni

GÜNÜN 11’İ

Necati Doğru: Başdanışman 'suyun ısındı' dedikten sonra Fatih Altaylı, emniyette kaynamış suya alındı!

Mete Kaan Kaynar: Grev pankartları, eşitlikçi bir geleceğin de habercisi olabilir

Ömer Faruk Bingöl: Merkez Bankası 'bekle-gör' konumuna geçerek politika faizini sabit bıraktı

Sedat Bozkurt: Özgür Özel mi var sırada?

İrfan Hüseyin Yıldız: Irak'ta kimyasal silahlar var dendi, Libya ve Suriye'nin halklarına özgürlük götürülecekti

Gözde Bedeloğlu: Hükümet, kadınların miras haklarıyla ilgili endişe yaratan yeni bir uygulamayla gündemde

Kansu Yıldırım: ABD tarafından İsrail'e sağlanan ekonomik ve askeri yardımın tutarı 310 milyar doları geçiyor

Yüksel Aytuğ: Kuzey Ege'de millet sivrisinekten akşamları burnunu evinden dışarı çıkartamıyor

Fehmi Koru: Listedeki ilk altı ülkenin hesapları görüldü sıra yedinci ülkeye -İran'a- geldi

Nevşin Mengü: İranlılar bu savaşta bir başlarına

İlber Ortaylı: Netanyahu gibi cahil bir Amerikalı velet ki buna İsrailli denemez

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×