Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli olduğu tahmin ediliyor, 2011 yılında yapılan “Nüfus ve Konut Araştırması” engelli verilerinin nüfus sayımıyla elde edilmesine örnek son araştırma, buna göre ülkede 4.882.481 engelli var. Bunların yalnızca 2,5 milyonu Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı.
Sistemli ve ayrıştırılmış veri tutmak özellikle deprem, afet durumlarında çok hayati. Bunu yalnızca bazı belediyeler yapıyor. Ayrıca engelliler homojen bir grup değil nörolojik ve fizyolojik çeşitliğin yanı sıra kadın engellilerin, LGBTİ+ engellilerin dertleri farklı. Dolayısıyla yalnızca engelli birimlerin kurulması yeterli değil, diğer politikalarla bütünleştirici bir bakışa ihtiyaç var.
Gelelim medyaya, katılımcıların deyimiyle medya “artırılmış ayrımcılığı” daha da artırıyor. Engelliler haberlerde ya yoksulluk, kader, istismar kurbanı ya kanatsız melek ya da “engelleri aşan” kahraman. Hak temelli bakış açısına sahip yayınlarda dahi engelli sorunları ihmal edilen bir alan. Engelli kadın ve çocuklara yönelik istismar haberlerinde çoğunlukla ihlal yeniden üretilen bir dille yazılıyor.
Dem Parti geçen ekim ayında bir manifestoyla engellilere ayrımcılığa karşı çıkmıştı. Daha önce HDP’nin hazırladığı çok yararlı “Engellilere Yönelik Ayrımcı Tabirler Raporu” yayınlamıştı. Şimdi de Diyarbakır, Van, Cizre gibi belediyelerde engelli daire başkanlıkları kuruyor, katılımcı bir yöntemle hazırladığı yönetmeliği bu hafta sonu sundu, hak savunucularının görüşlerini aldı. Umarım başka belediyelere de yayılır.