Türkiye’de son TBMM oylamasının ortaya koyması, anlatması gereken en önemli olgu, AKP’nin “ne kadar fire vermiş olduğu” değil, Çok daha “vahim” bir durum söz konusu.
“Devletin başı”, yakın çalışma arkadaşlarının “Yüce Divan”da “aklanması”nı tüm gücünü ve itibarını kullanarak önlemek ile, AKP’nin “imajı”nın daha da “kararması”na yol açtı.
Her şeyden daha önemlisi, işin bu yanı değil mi?
Başbakan Davutoğlu’na gelince; bundan sonra onun hangi sözüne güvenilebilir? Hangi sözü ciddiye alınabilir?
Başbakan olarak yapması gereken ilk iş –daha önce de yazmıştık- “darbe teşebbüsünün mağdur etmiş olduğu ve yolsuzluk suçlamasına maruz bırakılmış dört bakanı derhal ama derhal hükümetteki yerlerine iade etmektir”!
Böyle yapılması, hem Davutoğlu’nun, hem de AKP’nin, Tayyip Erdoğan’ın bakanlarına ve kendi yoldaşlarına bir “ahlâki vecibesidir” de aynı zamanda.