Son 100 yıldır Ermeniler öldürüldüğünü, Kürtler yaşadığını kanıtlamaya çalışıyor bu ‘çılgın’ topraklarda. Yetmiyor, yaşanan son “çılgınlıklara” yenileri ekleniyor.
Yıllardır iç savaş yaşanan Suriye’nin kentlerine dönüyor Kürtlerin yaşadığı Sur’un, Cizre’nin, Silopi’nin, Silvan’ın sokakları.
O da yetmiyor. Çoğu yaralı 30’a yakın insan bir binada ölüme terk ediliyor. Ne devlet gidiyor almaya ne de başkasının gidip almasına izin veriliyor. Teker teker ölüyor yaralılar.
Anneler çocuklarına ulaşmak istiyor beyaz bayrak çekip. El ele tutuşup giriyorlar yıkıntıların arasına. Anneleri korkutmaya çalışıyorlar “Gitmeyin bomba var” diye. Dinlemiyorlar. Yaralı çocuklarını sırtlarında taşıyacaklar. Tam çocuklarının altında kaldıkları enkazın önüne geldiklerinde silahların namluluları dayanıyor annelerin alınlarına. Gözaltına alınıyorlar. Parmak izleri alınıyor, fotoğrafları çekiliyor anne olmaktan başka “suçu” olmayan kadınların.
Bir de soruyorlar, “Sizi kim gönderdi buraya?” diye. Biraz vicdani olan bilir ki o anneleri kimse göndermedi oraya, günlerdir can çekişen yaralı çocukları çağırdı aslında.