Darbe girişimine ilişkin ‘çatı davası’ kapsamında ifade veren tuğgeneral Erhan Caha, “Bu vahim ve menfur darbe teşebbüsü, Genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları ve MİT müsteşarının, planı, bilgisi ve kontrolü dahilinde olmuştur” dedi.
Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampusü’ndeki Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan ‘çatı davası’nda darbe girişimini üstlenen ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin üyesi olduğu iddia edilen 38 sanığın da aralarında bulunduğu toplam 221 sanık hakim karşısında.
‘Askeri görünümlü sivil bir darbe’
DHA’nın haberine göre, savunmasında olaylardan habersiz olan personelin ikaz edilmemesini de anlamanın mümkün olmadığını belirten Caha, “Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın ifadesi çok önemli. Aksakallı, ‘Kriz anlarında personele birliği terk etmeme emri verilir. Personele bu emir verilseydi darbe açığa çıkardı’ demiştir. Hayatını bu mesleğe vermiş insanlar bunu düşünemiyorlar mı? Bu girişim öğrenilir öğrenilmez personel ikaz edilmiş olsaydı bu olayların hiçbiri yaşanmazdı. Ben ve benim gibi olan binlerce personel de bu rezilliği yaşamazdı” diye konuştu.
Suçlamaları kabul etmeyen Caha, tutuklandıktan sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a yazdığı mektubu okudu.
Caha, Akar’a yazdığı mektupta, darbe girişimiyle ilgili kafa karıştıran birçok nokta olduğunu belirterek, “Darbenin askeri görünümlü sivil bir darbe olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘Plan, bilgi ve kontrol dahilinde’
Orgeneral Akar’a yönelik, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şanlı tarihine binlerce askere haksızlık ve hukuksuzluk yapılmasını engelleyemeyen bir komutan olarak geçeceksiniz” diyen Caha, şöyle devam etti: “Bu darbe girişimine karar veren, önceden planlayan, çeşitli evlerde veya askeri birliklerde toplantılar yapan grup içinde hiçbir şekilde yer almadığım gibi, olay günü önceden yapılan planlamalar doğrultusunda hareket eden biri de değilim. Soyut ve yönlendirme sonucu ismim kasıtlı olarak bu konseyle ilişkilendirilmiştir.”
Sanık Caha savunmasını şöyle tamamladı: “Bu vahim ve menfur darbe teşebbüsü, Genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları ve MİT müsteşarının, planı, bilgisi ve kontrolü dahilinde olmuştur. Huzurda gelip tanık sıfatıyla dahi olsa dinlendiklerinde bu durum ortaya çıkacaktır. 15 Temmuz akşamı gelen istihbaratla TSK, sözde darbe kumpası içine itilmiş ve nihayetinde bugün tasfiye aşamasına gelinmiştir. Kimdir bu planın arkasında olanlar? 16 Temmuz’da olayın aslı anlaşıldığında anladım ve gördüm ki TSK bir kumpasa maruz kalmış, ben de kurulan bu kumpasın mağdurlarından biri olmuşum.”
Üçüncü gün
Duruşmada ilk gün eski Hava Kuvvetleri komutan Akın Öztürk ve eski kurmay albay Ahmet Özçetin ifade vermişti.
İkinci gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başyaveri Albay Ali Yazıcı ve eski genelkurmay başkanlığı general-amiral şube müdürü Albay Cemil Turhan savunma yapmıştı.
Turhan, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde üç farklı ekip olduğunu ve darbe girişimini sadece ‘FETÖ’ mensuplarının yapmadığını söylemişti. Yazıcı, darbe girişimini bir ay önceden dile getirenler olduğunu aktarmıştı.
‘Darbenin askeri kanadının 1 numaralı ismi’ olmakla suçlanan Öztürk ise, “Hain darbe girişimiyle ilgim, hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur” demişti.