CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu yılın başında Prof. Dr. Melih Bulu’yu atamasının ardından protesto gösterilerinin başladığı Boğaziçi Üniversitesi bu defa da yapılaşma tehlikesi altında. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘olur‘uyla anıt ağaçların bulunduğu üniversite arazisinin birinci derece doğal SİT alanı statüsü kaldırıldı. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, statü değişikliğine karşı dava açmaya hazırlanıyor.
Tabiat Varlıklarını Koruma komisyonunun kararları
İstanbul’un Sarıyer ilçesi sınırları içinde yer alan Boğaziçi Üniversitesi, Hacıosman Bayırı ve yakın çevrelerinin doğal SİT alanı statüsü, 7 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak değiştirildi.
Söz konusu değişiklik kararlarını, İstanbul 3 Numaları Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu verdi. Boğaziçi Üniversitesi’ne yönelik 8 ve 13 Temmuz 2021 tarihli toplantılarda alınan kararlarla üniversite arazisinin 217 bin metrekarelik alanı ‘sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’, 205 bin metrekarelik alanı da ‘nitelikli doğal koruma alanı’ olarak tescillendi.
Hacıosman Bayırı’na yönelik 5 Temmuz 2021 tarihli toplantıda ise söz konusu alanın 948 bin metrekarelik alanı ‘kesin korunacak hassas alan’, 474 bin metrekarelik alanı ‘nitelikli doğal koruma alanı’, 455 bin metrekarelik alanı ise ‘sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’ olarak tescillendi.
Söz konusu kararlara 18 Ağustos 2021’de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ‘olur’ verdi.
Boğaziçi Üniversitesi’nin Melih Bulu’nun görevden alınmasından sonraki kayyım rektörü Prof. Dr. Naci İnci de 2 Ekim 2021 tarihli belgeyle Boğaziçi Üniversitesi mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan taşınmazlarla ilgili her türlü kararı vermek ve sonuçlarını cumhurbaşkanlığına bildirmek üzere ‘Taşınmaz Değerlendirme Komisyonu’ kurulduğunu duyurdu. Komisyon, Naci İnci, Bulu’nun yardımcılığını kabul eden ilk akademisyen Gürkan Kumbaroğlu, rektör yardımcısı Fazıl Önder Sönmez ve Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreteri Nedim Malkoç’tan oluşuyor. Ancak İstanbul 12’nci İdare Mahkemesi Malkoç’un atamasıyla ilgili 20 Eylül’de yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Rapor ve görüşler istendi
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de Boğaziçi Üniversitesi ve Hacıosman Bayırı’na yönelik doğal SİT alanı statüsünün değişikliyle ilgili dava açmaya hazırlanıyor. Şube, bu kapsamda Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne yazı yazarak komisyon kararına dayanak olan ekolojik temelli bilimsel araştırma raporu ve kurum görüşlerininin aralarında yer aldığı belgeleri talep etti.
‘Turizm ve yerleşim alanı yapılabilir’
Oda başkanı mimar Esin Köymen, Diken’e şunları söyledi: “Sürdürülebilir diye tarif edilen koruma alanında yasaya göre turizm ve yerleşim alanı yapılabilir. Sadece bu cümle bile Boğaziçi Üniversitesi arazisinin yapılaşmaya açılacağını gösteriyor. Söz konusu alan sadece üniversitenin arazisi de değil. Yapılaşmaya açılan alana Güney Kampüs’ün yanındaki konut yerleşim alanı da giriyor. Konut ve yerleşim alanının turizme açılması ve yüksek yoğunluklu yapıların inşa edilmesi kampüsü ve çevredeki bütün alanı etkiler. Bu alanın tamamı Boğaziçi İmar Planı’na göre öngörünümde kalıyor. Yani yasayla korunuyor. Bütün yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda toplayan Boğaziçi yasa taslağının parça parça hayata geçirilmesidir bu adım.”
Bakanlık yetkiyi gasp ediyor
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Boğaziçi gibi yasayla korunan bir alanda sit statüsü değişikliyle Boğaziçi İmar Müdürlüğü ve büyükşehir belediyesini by-pass ederek yetkiyi kendi eline alıyor. Çünkü sit statüsü değişikliğinden sonra burada bir koruma amaçlı imar planı yapılacak. Bunu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapacak. Burada bir yetki gaspı var aslında.”
Önce yetki, sonra değişiklik
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2011 yılında sit alanlarında yetki sahibi oldu. Bir yıl sonra da korunan alanlarla ilgili yönetmelik değişikliği yapıldı. Yönetmelik sürekli değiştirilerek yapılaşma koşulları da esnetildi. Bu da SİT alanlarında yapılaşmanın önünü açıyor. Bu durum Boğaziçi’nin de yapılaşmaya açılabileceğini gösteriyor.”
‘Ağaçların çoğu 1800’lü yılların sonunda dikilmiş’
Üniversite bileşenleri de bir yandan söz konusu statü değişikliğine karşı Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğü’ne itirazda bulunuyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde 2012 yılında ‘Yeşil Kampüs‘ planlamasını yapan ve aynı zamanda üniversitede ‘Yeşil Binalar‘ dersi veren Dr. Duygu Erten, üniversitenin bitki örtüsüyle ilgili özetle şu açıklamalarda bulundu:
“Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ağaçların çoğu 1800’lü yılların sonunda dikilmiş ya da doğal olarak orada var olmuştur. Tanzimat döneminde yapılan bahçelere bile o bölgeden fikir alınmış. Bildiğim kadarıyla ağaçların çoğu Japonya ve Nepal gibi ülkelere ait. Herhangi bir ağaçın yeri değiştirilerse o ağacın yaşamı sona erecektir. Boğaziçi’nde ‘İsviçre’ dediğimiz, yapısız ve insansız bir bölge vardır. Bu bölge biyo-çeşitlilik açısından çok önemli bir bölge. Herhangi bir şekilde şu anda varolan plana ve yapılara yeni yapılan eklenirse, inşaat süresinde kamyonların giriş çıkışı ve hafriyat gibi etkenler sadece el atılan bölgeyi değil bütün Boğaziçi’ni etkiler. Bu nedenle çok kaygılıyım.”
Boğaziçi Üniversitesi ve Hacıosman Bayırı’na yönelik doğal SİT alanı statü değişikliği henüz kâğıt üzerinde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin başlatacağı hukuki süreci ve üniversite bileşenlerinin itirazlarının sonuçlanmasını bekleyip beklemeyeceği ise önümüzdeki günlerde belli olacak.