Haddini bilmek: Bu deyim bazen o kadar değerlidir ki bütçe olarak küçücük takımlara büyük büyük kupalar kazandırır kimi zaman. Yunanistan olur Avrupa 2004’de veya Porto olur ŞL’de hiç kimsenin beklemediği bir anda kupa kaldırtır. Çok uzun boylu ölçülecek biçilecek bir yanı da yok. Rakibin sahip olduğu potansiyeli bilerek kendi potansiyelini kadrajlamak; o kadar. Dünkü maçta Portekiz’in ihtiyaç duyduğu tek şey bu büyülü deyimle özetlenebilir. Teknik direktör Paulo Bento’nun düştüğü en büyük kuramsal hata, sadece Cristiano Ronaldo’ya bakarak takım oluşturmak gibi görünüyor. Kendi oyunlarının merkezi ileri üçlü olduğundan rakip, oyununu Portekiz’in sahasına yıktığında işler Arap saçına dönüyor maalesef. Kaptıkları her topu da mucize yaratsın diye Ronaldo’ya atıyorlar ki en büyük felaketleri de bu oluyor. Oysa hadlerini bilerek oynasalar belki bu pespaye oyun ortaya çıkmayacak.
Yine tartışılmaz favori Almanya
Futbol adına kelam edenler için en sinir bozucu takımlardan biridir Almanya. Bıktırıcı bir disiplinle oyuna hükmederek kene gibi yapıştıkları rakip yarı alandan pozisyon bulmadan dönmezler. Bu halleriyle her turnuvanın tartışılmaz favorisidir. Yetişme tarzı gereği futbolcuları da doğru düzgün arıza çıkarmayınca elenmelerini beklemekten başka çaresi kalmaz sevmeyenleri için. Bunu söylerken yanlış anlaşılmasın Almanya’nın elenmesini bekliyor değilim. Tam aksine dünkü oyunlarıyla ilerisini ne kadar da hak ettiklerini göstermiş oldular. Bir araba dolusu kuaför ve masörle turnuvaya gelen Cristiano Ronaldo’dan futbol resitali beklerken, yoluna imaj makersiz (!) devam eden Thomas Müller’in üçlemesiyle karşılaştık. Aslında pek ala Müller’in ismini silip, Götze veya Özil yazabilirsiniz. Sonuçta bu golleri takım oyunu sonucu attılar. CR gibi bir oyuncuya sermayeyi yüklemedikleri için hemen hepsi bu şerefe nail olabilirdi.
Portekiz’e disiplin tedrisatı şart
Başlıktaki Anadolu yabanı göndermesinden kastım Portekiz milli takımına Anadolu’dan gönderdiğimiz futbolculardı. Onlara ilişkin bir şeyler karalamak içindi bu, ancak dünkü maçın genel hali yazıyı başka mecraya götürdü ne yazık ki. Portekiz’in Mourinho’nun uygulamalarına benzeyen bir disiplin tedrisatından geçmesi elzem gibi görünüyor. Pepe gibi bir futbolcu giydiği formayı hiçe sayarak Alves’le birlikte herhangi bir halı saha maçında bile yapılmayacak hatalar yapıp üste bir de kendini attırıyorsa orada sorgulayacak başka şeyler var demektir.
Alamanya beylerine tekrar dönecek olursak, Bundesliga’yı sadece Bayern Münih domine etse de son dönemde görsel olarak seviyesinin yükseldiğini söylemek mümkün. Bıktırıcı bir disiplinle oynayan Alman takımları İngilizlerin aksine oyunu çeşitlemeyi biliyorlar. Dünkü maçta hemen her atakları ileride çoğalan dört beş futbolcusunun ayaklara attıkları cetvel titizliğinde paslarla şekillendi. İtalya gibi çok pas yaptılar fakat mavilerin aksine oyunun merkezine bir tek oyuncu almayıp yarı sahanın her alanını kullanarak sonuca gittiler.