AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr.
@aysegul_kasap
Amasya’nın Taşova ilçesi Çambükü köyü, organize sanayi bölgesi (OSB) için yok ediliyor. Bilirkişi, raporunda ‘çevreye, tarım ve hayvancılığa etkileri, uzun dönemli kamu yararı‘nı vurguladı ve bölgeye OSB inşasının uygun olmadığını belirtti. Yargı süreci de devam ediyor. Ama mülki amirler ne yargı sürecini ne de bilirkişi raporunu dikkate almadı.
Bölgeye giren iş makinaları tarım arazilerini biçti. 2 bin ağaç kesildi. Bu ağaçların çoğu 20 yıllık ceviz ağaçlarıydı. Köy halkı yetkililerle görüşmek istedi ama engellendiler. Bunun üstüne tarımla uğraşan bir kadın belediye binasının önünde buğday tohumlarını yere attı: “Ekecek yerimiz kalmadı.”
OSB’nin yapımı geçen yıl kararlaştırılmıştı. Tarım arazileri alanında olduğu için halk bunu istememişti. Köyün mezarlığının da OSB için tahsis edilmesi yöre halkının sabrını taşırmış, köy halkı muhtarın gerekli evrakları imzalamamasını istemişti. Muhtar İlyas Celep “O mezarlıkta iki şehit var” diyerek tahsis işlemi için gerekli evrakları imzalamamıştı.
Daha sonra valiliğin “Biz devletiz istediğimizi alırız” sözlerine ve kaymakamlığın baskılarına direnen muhtar görevden alınmış yerine kayyım atanmıştı.
Yargı süreci devam ederken jandarma ve polis köylülerin arazisine girmiş, ürünlerini korumak isteyenleri de gözaltına almıştı. Ayrıca dozerlerle ekilen ürünler de biçilmişti.
Köyün geçim kaynağı zaten tarım ve hayvancılık. OSB’nin kurulmasıyla beraber tarım ve hayvancılık bitecek. Köylüler bu nedenle direniyor. Yargı süreci de devam ediyor.
Bilirkişi raporu da bölgeye OSB inşa edilmemesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Ama mülki amirler yargı sürecini beklemediği gibi raporu da görmezden geldi.
‘Tapulu arazilerimiz yağmaladılar’
OSB’yi ‘oldu bittiye’ getirmeye çalışan yetkililere köylüler tepkili: “Üç gündür göz yaşımız içimize kan oldu aktı. Neden sesimizi kimse duymuyor? Niye bize kimse kulak vermiyor? Gören gözler kör oldu. Duyan kulaklar sağır oldu.”
İş makineleri çalıştığı sırada bir köylü de “Tapulu arazilerimizi yağmaladılar. 2 bin tane ağaç kesildi. Artık cevizlik yok. Ekin ekilmiş tarlaları bugün kazıdılar. Yarın Ukrayna’dan buğday bekleriz” sözleriyle isyan etti.
Diğer köylülerse şöyle konuştu: “Toprak bizim anamız. Mallarımız evimizin önünde kaldı. Bir avuç tohum ekemedik. Vali, belediye başkanı kaymakam bizi dinlemiyor. Cumhurbaşkanı yardım etsin bize. Biz toprak olmadan yaşayamayız. Çalışmayı seviyoruz. Kışa giriyoruz bir yandan, kar yağacak ne yapacağız? Dallarımız kırıldı. Tuttuğumuz dal elimize geldi.”
Köy halkı yetkililere sesini duyuramayanca belediye binasının önüne gitti ama orada da belediye başkanıyla görüşemedi. Tarımla uğraşan bir kadın tepki olarak buğday tohumlarını belediye binasının önüne attı.