AKP yıllardır istikrarlı bir şekilde Türkiye’yi asgari ücretliler memleketine çevirdi. Emeğiyle geçinen milyonlara asgari yaşam şartları reva görülüyor ki o da türlü kalem oyunu, TÜİK’in herkesi şaşkına çeviren hesaplamalarıyla… Tüm ücretler tam da sermayenin istediği gibi hızla asgari ücrete yaklaşıyor.
Asgari ücret, çalışan kesimlerin yüzde 2-3’ünü etkilese belki kaç lira olduğu bu denli önemli görülmeyebilirdi. Ama 10 çalışandan 7’sinin yaşamını doğrudan etkileyen bir ücretten söz ediyoruz.
Ülkemizde, dünyanın geri kalanı gibi asgari ücret bir başlangıç ücreti değil, çalışanların genel ücretine dönüşmüş durumda. DİSK-AR’ın verilerine göre, özel sektörde asgari ücret ve onun yüzde 20 komşuluğunda bir ücretle çalışanların oranı yüzde 70,4. Komşu demişken, Bulgaristan’da asgari ücretle çalışanların genele oranı yüzde 15 civarında. Ekonomisi gelişmiş ülkelerde yüzde 2-3…
AKP başa geldiğinde asgari ücretin, kişi başına düşen milli gelire oranı yüzde 40’ı biraz geçiyordu. 2002’de kişi başına yıllık ortalama 5.486 lira gelir düşerken, asgari ücretli çalışanlar yılda 2.208 lira gelir elde ediyordu. Aradan geçen 20 yılda, öyle büyüdük, böyle geliştik, Avrupa’nın kıskandığı bir ülkeye dönük sözlerine rağmen asgari ücretin milli gelire oranı yüzde 40’ın bile altına geriledi. Bir fikir vermesi açısından belirtelim, 1970’li yılların başında kişi başına düşen gelirde asgari ücretin payı yüzde 80’in üzerindeydi.
2003’te bir yıllık asgari ücretle 25 Cumhuriyet altını alınabiliyorken bugün 10 tane bile alınamıyor. Halk hem Cumhuriyet’in kendisinden hem de altınından mahrum. Yani bugün AKP sayesinde sınıf uçurumunun zirveye çıktığı, halkın refahı yerine zenginlerin refahını artırmada marka olmuş bir ülkeyiz.