Öldürücü bir stratejiyle Batı’nın ekonomik yaptırımlarının nasıl alt edilebildiğini dünyaya gösterdi. Karşı hamlelerle Batı’nın en güçlü silahı olan ekonomik paradigmasını sarstı. ABD ve Avrupa’nın ekonomik savaşını tersine çevirdi. Bu çerçevede Ukrayna’ya giren Putin’in amacının sadece Batı’nın askeri gücünü püskürtmekle sınırlı kalacağını sanmak safdillik olur. Putin’in asıl hedefi Batı’nın sarsılmaz görünen kültürel, siyasi ve ekonomik hegemonyasını geriletmektir.
Bu projeye çok iyi hazırlandığı anlaşılan Rus lider hemen her platformda Ortodoks, İslam ve Asya kültürlerinin farklı unsurlarının oluşturduğu çok kutuplu yeni bir dünya vadediyor. İşte bu yüzden Putin, 2007’den beri emperyal liberalizm ile doların boyunduruğuna dayalı Batılı sistemden kurtulmanın mümkün olduğu yeni bir dünyayı muştuladı. Bu çerçevede Asya güçleriyle dayanışmasını her platformda genişleten Putin, yeni jeo-ekonomik hamlelerle Atlantik dünyasını adeta hallaç pamuğu gibi sallıyor.