
H. Ayhan Tinin / Sanat da var / Sinema
2023, yeni bir yıl daha…
Önceki yılı nasıl geçirdiniz?
Daha öncekileri?
Çalıştınız, koştunuz gündelik hayatın sokaklarında…
Ne zaman yetti ne de kazandığınız zenginlik…
Pastırmayı Kastamonu’dan, fasulyeyi İspir’den getirdiniz. Organik Ananas suyunu sabahları, maydanoz suyunu akşamları içtiniz.
Futbol maçı, basketbol maçı izlediniz.
Kuaföre gittiniz. Sizin kızlarla bir kahve içtiniz.
Sanat, hayatınızın neresindeydi bu yıl?
Tiyatro, konser, edebiyat, fotoğraf, heykel, resim, sergiler, söyleşiler…
Sahi hiç vaktiniz yok muydu?
Haklısınız! Çocuklarınızı günde üç yüz, beş yüz test çözsün diye dershanelere taşıdınız. Neredeyse bir servet ödediniz.
Bale dersine götürdünüz. Bir kez bile ailece bale izlemeye gitmeden.
Hiç oda orkestrası konserine gitmediniz ama keman dersi aldırdınız.
Senaryosunu başkalarının yazdığı hayatınızda rolünüz buydu çünkü…
Eninde sonunda “İşletme oku” ya da “Mühendislik oku” diyeceksiniz. Keman çalmaya kalkarsa “Hele çok uluslu bir şirkete marketing departmanına gir de kemanı da hobi olarak çalarsın” diye fırtınayı savuşturacaksınız.
Çalıştınız, çalıştınız, başarılıydınız da…
Hafta sonu serpme kahvaltı yemeye gittiniz iş arkadaşlarınızla…
Sinema müzesine hiç gitmediniz. Çocuklarınızı da götürmediniz.
“Suç ve Ceza” romanını bir arkadaşınızın evinde gördünüz. Sayfa sayısının fazlalığı üzerine şakalar yaptınız.
Ama kitabı okumak içinizden gelmedi.
Belki terfi ederim, belki bir toplantıda söyleyecek iki üç parlak cümle bulurum diye “Lider olmanın 10 adımı” kitabını yarısına kadar okudunuz.
Anadolu’nun kıraç bir yerinde okumamış, orta yaşta bir kadının tiyatro yapmaya başlayıp, etrafına aynı köyden kadınları toplayarak Avrupa’nın büyük kentlerinde oyun sergilemesiyle, liderlik arasındaki bağı hiç kuramadınız.
Sanatı filan emekliliğe bıraktınız.
İşten, eşten, çocuklarınızdan kalan zamanı “trendy” mekanlarda geçirip iş ilişkilerinizi yönetmeye çalıştınız. Az şey mi?
Hisse senetlerinizi satıp, gelecekte değerli olacağını düşündüğünüz ressamların bugünlerde ucuz olan tablolarına “yatırım” yaptınız. Bu da sanat sevicilik sayılmaz mı?
Ama ikonografi nedir, hiç merak etmediniz!
Balkan harbinden sonra Sofya’da göreve atanan Mustafa Kemal’in; bir akşam yeni opera binasında izlediği Carmen operası sonrası “Şimdi savaşı neden kaybettiğimiz daha iyi anlıyorum.” dediği yazılıdır anılarda… Bunu hiç duymadınız, duydunuzsa da üzerine hiç düşünmediniz.
Siz geçtiğimiz yılı yaşarken, birkaç insan soğuk salonlarda tiyatro provası yapıyordu.
Bir ressam, ışığı az bir bodrum katında tuvalini boyuyordu.
Başka biri çektiği fotoğrafların paspartusunu kendi kesiyordu.
Küçük bir çocuk, kırık bir kemandan sesler çıkartmaya çalışıyordu.
Sanat; hayatımıza felsefeyi taşır.
O zaman güçlü ekonominin yalnızca sermayeden, hukuk devletinin yalnızca kanunlardan oluşmadığını anlayıverirsiniz.
Ya da para sıkıntısını hiç gideremeyen insanlık alemi içinde; zengin olarak ölmekle, var olarak yaşamak arasında bir yerde sıkışıp kalırsınız.
Sahi 2023 nasıl geçecek sizce?
Kendi hayatınızın başrolünde olabilecek misiniz?
Yoksa yapacak çok işiniz mi var?