Türkiye ile ABD arasında kara gücü olarak Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) seçilmesi nedeniyle uzun süredir gerginliğe neden olan IŞİD’in ‘başkenti’ Rakka’ya beklenen operasyon başlatıldı.

Fotoğraf: Reuters
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Başbakan Binali Yıldırım, operasyonun 2 Haziran’ı 3 Haziran’a bağlayan gece başlatıldığını açıkladı.
Yıldırım, ABD’nin gerekli bilgilendirmeyi operasyon öncesinde yaptığını belirtti.
Türkiye, operasyona YPG’nin çatısını oluşturduğu DSG’nin katılmasına şiddetle karşı çıkarken, ABD bu itirazlara karşılık DSG’yi silahlandırmaya başlamıştı.
Operasyonun ilk ayağı, şehrin ikmal hattı Tabka kasabası ve barajının IŞİD’den arındırılmasıyla başlamıştı.
‘ABD güvence verdi’
Türkiye’nin tavrının ABD tarafından yeterince bilindiğinin altını çizen Yıldırım, şunları söyledi: “Bu konuda her düzeyde rahatsızlığımızı ifade ettik ancak onlar bize, ‘Bunun bir seçim olmadığını, mecburiyet olduğunu ve bu operasyon sonrası PYD/YPG ile ilişkilerin uzun süreli devam ettirilmeyeceğini, taktiksel bir iş birliği olduğunu’ ifade ettiler ve bize gereken güvenceleri verdiler. Verilen güvence ne? Burada kullanılacak silahların daha sonra ülkemizde terör gruplarının eline geçmemesi ve terör faaliyetlerinde güvenlik güçlerimize, vatandaşlarımıza karşı kullanılma ihtimalinin doğmaması. Bunu özellikle takip edeceklerini ifade ettiler.”
‘Geri durmayız, hepsi hedeftir’
Başbakan, ABD himayesinde operasyona katılacak Kürt güçlere gözdağı da vererek şöyle devam etti: “Bizim değişmeyen bir stratejimiz var, ülkemizi tehdit eden terör grupları ister yurt içinde isterse yurt dışında olsun, adı da ne olursa olsun PKK/PYD/YPG, DEAŞ, DHKP-C, ne kadar örgüt varsa hepsi bizim için aynıdır, hedeftir. Yurt içinde gerektiğinde yurt dışında, ülkemizin, insanımızın güvenliği için gereken adımları atmaktan çekinmeyiz, geri durmayız. Bunu geçmişte de yaptık, bundan sonra da icap ederse yaparız.”
Türkiye’nin tutumu
Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet üyeleri PYD’yi ve silahlı kanadı YPG’yi ‘terör örgütü’ olarak gördüklerini ifade ediyor.
ABD’de farklı kademelerdeki isimler ise bu görüşte değil.
Erdoğan, ABD’nin bu tutumuna birçok kez sert ifadelerle tepki göstermişti.
ABD öncülüğündeki IŞİD’le mücadele koalisyonunun komutanlarından korgeneral Stephen Townsend, Kürt güçlerin Rakka operasyonunda yer alacağını, Türkiye’ninse IŞİD’le mücadeleye zarar verecek bir adım atmaması gerektiğini söylemişti.
ABD’nin her fırsatta operasyonda yer alacağını belirttiği Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) sahadaki etkinliği artarken, Türkiye de omurgasını YPG’nin oluşturduğu DSG’nin yerine Özgür Suriye Ordusu’nun harekatın kara gücü olmasını savunuyor.
ABD’den YPG’ye silah yardımı
ABD Başkanı Donald Trump, Rakka operasyonu öncesi Suriye’deki Kürtlere silah verilmesini öngören kararı onaylamıştı. Yardımın hafif silahlar, mühimmat, makineli tüfek, zırhlı araçlar ve istihkam malzemesinden oluşacağı belirtilmiş, takvim açıklanmamıştı.
Ankara’dan gelen ilk tepkilerde ‘yanlıştan dönülmesi’ istenmiş, YPG’nin ‘eline geçen her silahın Türkiye’ye yönelik tehdit’ oluşturduğu belirtilmişti.
IŞİD’le Mücadele Koalisyon Güçleri Sözcüsü Amerikalı Albay John Dorrian, YPG’ye verilecek silahlardan bir bölümünün dağıtımına başlandığını, silahların IŞİD’le mücadele tamamlandıktan sonra geri alınmayacağını söylemişti.
ABD son olarak Suriye’de YPG’ye verilecek silahların kaydının Türkiye’yle paylaşılacağını duyurmuştu.