CHP ‘laiklik’ açıklamaları nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulundu.
Tekin Batman’da şöyle konuşmuştu:
“Beni eleştiriyorlar. Bana diyorlar ki laik eğitim açısından senin söylediğin şey ters… Bir terslik varsa sizin laiklikten anladığınız şeyde vatandaşın anladığı şey arasında terslik var.
Sizin anladığınız laik şu; 1940’lı yılları hatırlayın, camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşı Kur’an’ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şeyle benim anladığım şey aynı değil.
Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen neyi anlıyorsun? Sen Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun. O zaman ikimizin laiklik anlayışı arasında kuşkusuz fark var.“
Bakan sözlerine CHP’den ve sosyal medyadan gelen tepkilereyse şöyle karşılık vermişti:
“Ben bu açıklamalardan (CHP’lilerin) şunu anlıyorum, CHP’nin mevcut yönetimi kendi tarihleriyle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Ya da inkar ediyorlar. Şimdi eski 1940’lı yılları hatırlamıyorlar. Oraları hatırlattığım için çok rahatsız oluyorlar. Huzurları bozuluyor adeta.“
CHP, Tekin’in açıklamalarını yargıya taşıdı ve suç duyurusunda bulundu.
Ankara Adliyesi önünde bazı vekillerle açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Tekin’in, ‘TBMM’deki yemine aykırı olarak gerçek dışı söz ve değerlendirmeleriyle halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ederek görevi kötüye kullanma suçunu’ işlediğini öne sürdü.
CHP’liler Tekin hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik veya aşağılama’ suçlamasından da soruşturma yapılmasını istediklerini bildirdi.
Tekin’in, cumhuriyet ve laiklikle ilgili sözlerinin kabul edilemeyeceğini belirten Özçağdaş, şöyle devam etti:
“Anayasamızda da yer alan laiklik ülkemizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün altı temel ilkelerinden biridir. Laiklik en kısa ve geniş anlamıyla devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla, mantığa ve bilime dayandırılması olarak tanımlanmıştır.
Bununla birlikte laiklik vatandaşların din ve vicdan hürriyetine sahip olmayı, inançları doğrultusunda diledikleri ibadetleri yapmayı, kanunlara aykırı olmamak kaydıyla hiçbir ibadetin ya da dini törenin sorgulanmaması ve engellenmemesini düzenleyen bir ilke olarak karşımızda durmaktadır.”