Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstemiyorum” demesinin ardından jet hızıyla kaldırılan TEOG sınavıyla ilgili, “Yerine gelecek sistem de şu anki TEOG’dan daha iyi olacak” dedi.
Normal takvime göre bu yılın kasım ayında ilk, nisan ayında ikinci TEOG sınavı yapılacaktı.
TRT Haber yayınında konuşan Yılmaz, kendi çocuğunun da TEOG’a girdiğini söyledi.
‘Yaptıkları tek şey internetle uğraşıyorlar’
Bakan şöyle devam etti: “Dolayısıyla TEOG’un ne olduğunu, olmadığını veli olarak da biliyorum. Çocuklarınız gözünüzün önünde büyüyor ama bir yarıştan diğer yarışa koşturuyorlar. Çocuk ilkokulu bitiriyor, ondan sonra da 25 yaşına kadar bir sınavdan bir sınava gidiyor. Spor yapabiliyor mu? Kitap okuyabiliyor mu? Sosyal bir etkinliğe katılabiliyor mu? Spor yapamadığı için obezite denen bir sorun, kitap okuyamadığı için kendini ifade edemeyen bir nesil ortaya çıkıyor. Kendimden biliyorum, çocuklarınızın hiçbirisini sosyal etkinliğe götüremiyorsunuz. Düğüne ya da bir toplantıya katılırlar mı? Yok. Yaptıkları tek şey internetle uğraşıyorlar. Çok net söylüyorum, kalkan TEOG bir öncekilerden daha iyiydi. Hiç şüphesi olmasın bu aziz milletimin, yerine gelecek sistem de şu anki TEOG’dan daha iyi olacak.”
Çocukların bireysel yeteneklerini keşfetmesini, tanımasını ve o doğrultuda eğitim almasını istediklerini aktaran Yılmaz, Türkiye’nin şu andaki eğitim durumu ve seviyesinin geçmiş yıllara göre ‘çok ileride’ olduğunu öne sürdü.
‘Hepsi eğitim uzmanlarının görüşü’
TEOG yerine nasıl bir sistem olacağına ilişkin çalışmaların sürdüğünü kaydeden Yılmaz, “Arkadaşlarımız çalışıyor, alternatifleri hazırlayacaklar. Bu alternatifler bize geldikten sonra da bakanlar kuruluna sunacağız. Bakanlar kurulumuzun vereceği talimata göre de en kısa zamanda velilerimizin, milletimizin, öğrencilerimizin ve evlatlarımızın önüne bir sonuç çıkaracağız” dedi.
Son sınıftan TEOG’a girecek öğrenci sayısının 1 milyon 300 bin olduğunu belirten bakan, TEOG’un yerine sunulan bazı alternatifleri şöyle anlattı: “Hepsi eğitim uzmanlarının görüşü. ‘Her okul kendi sınavını yapsın’ diyen var. ‘Herkesi mahallesindeki okula alın. Ancak bazı okullar ile tarihi birikimi olan Ankara Fen Lisesi, İstanbul Lisesi, Kabataş Lisesi gibi okullara ortalaması 85’in üzerinde olanlar girebilir’ şeklinde… Bu da bir alternatif. Birisi ‘Hayır öyle yapmayın, açık uçlu soru sorun’ diyor. Burada sınavı yapacak öğretmen bir başkası, okuyacak olan kişi de başkası olacak ama aileye öğrencinin açık uçlu sorulara ne cevap verdiği, hangi değerlendirme üzerinden not verildiğini de gönderin ki o da bilsin. Bu da başka bir alternatif. ‘Eğitim üzerine sözüm var’ diyenler lütfen bize göndersinler. Biz bunları alırız, değerlendiririz.”