
H. AYHAN TİNİN
Sanat da var / Tiyatro-Edebiyat
insanatinart@gmail.com
Ya da ülkemizde yayımlandığı adıyla ‘Babalar ve Oğullar.’
Tiyatro Pera / Nesrin Kazankaya; yeni tiyatro sezonunu, zor olana cesaret ederek açmış…
Rus edebiyatının ilk modern romanı kabul edilen Turgenyev’in eserini, özel tiyatroların bütçe darlıklarıyla mücadele ettiği bu dönemde, kalabalık sayılabilecek bir kadroyla sahneye taşımak, olsa olsa büyük bir tiyatro tutkusunun sonucu sanıyorum!
19’uncu yüzyıl Rusya’sında geçen eserde Turgenyev, ülkenin sancılı yıllarının panoramasını bireysel kimlikler ve sosyal sınıflar açısından etkili biçimde çizmiş…
Fransız Devrimi’nin düşünce etkileşiminin bütün kıtayı sardığı zamanlar…
Aydınlanma, sanayileşme etkileri, modernleşme arayışları, pozitivist etkiler; hepsi bir araya geldiğinde kuşaklararası çatışmalar da üst seviyeye yükselmiş…
Çarlık döneminin bu katmanlı yapısında soylular, din adamları, işçiler ve köylüler kaba çizgilerle sınıfları oluştururken, genç kuşak arayış içinde…
Bir anlamda Bolşevikliğin de temelini oluşturacak bu düşünce ve arayış süreci Nikolay Petroviç Kirsanov’un evine, oğlu Arkady ve arkadaşı Bazarov üzerinden yansımış…
Soylu Nikolay ve Pavel kardeşler kendi dünyalarının zaafları ve ahlaki çalkantıları içinde yaşarken, üniversiteyi bitirip eve dönen iki genç adam, bu taşra sakinliğini aşkın ve politikanın ateşiyle tutuşturacaklardır.
Hem de ne ateş! Kül, duman ve is herkese bulaşır…
Pavel Petroviç ağabeyinin âşık olduğu hizmetçisi Feniçya’ya gizli bir ilgi beslemektedir.
Üstelik Nikolay’ın oğlunun arkadaşı Bazarov da Feniçya’yı kolay bir av gibi düşünen oportünist yaklaşımıyla, tutkuyla savunduğu nihilist yaklaşıma ters düşer.
Feniçya, bu yangını zararsız biçimde atlatmış gibi görünse de masumiyeti yara alır.
Ve Bazarov! Nihilizmin bütün değerleri yok sayan, aşkı ve sanatı reddeden savunularıyla Arkady’nin rol modeli olmaktan, Anna Sergeyevna’yla tutkulu bir aşkın kurbanı olmaya dönüşür.
Arkady, Anna’nınn kardeşi Katya’yla sosyal sınıfının konforuna doğru yol alır. Bazarov geride kalmıştır.
Aşk dokunduğu herkesi ve her şeyi değiştirmiştir.
Bazarov’un babası Vasilyev ve Arkady’nin babası Nikolay ise, toplumsal değişimin farkında olmaksızın hayatlarını sürdürürken; yalnızca oğullarıyla yaşadıkları kuşak çatışmalarının bireysel hüznünü fark etmekle yetinirler.
Turgenyev’in bu katmanlı, klasik ve zor eserini Nesrin Kazankaya yeniden sahneye uyarlamış.
Tiyatro Pera oyuncularıysa, ilk oyun akşamının heyecanı hissedilse de bu zor metni başarıyla sahneye taşımışlar.
Çok uzun yıllar önce Ayhan Kavas’lı kadrosuyla Kenter Tiyatrosu’nda izlediğimiz oyun, yine seyirciye lezzet veren bir performansa dönüşmüş.
Deneyimli ve genç oyuncuların harmanlandığı Tiyatro Pera ekibi sahnede son derece başarılı bir biçimde akarken, oyunun ritmini iki perde boyunca kaybetmiyorlar.
Doğrusu ”İki perde oyun izlemeyi özlemişiz” desek yalan olmaz!
Rusya taşrasının parlak güneşli, ılık öğleden sonralarından yola çıkıp evrensel bir zamansızlık içinde kurgulanan oyun rejisi ve anlamlı kullanılmış video destekleriyle ‘Babalar ve Oğullar’ has tiyatro seyircisini tatmin edecek bir prodüksiyon.
Tiyatro Pera ekibine iyi bir sezon diliyorum.
Hayat adil ve bağışlayıcı mı, zalim ve cezalandırıcı mı? Bunu en iyi ‘Babalar ve Oğullar’ bilir sanırım…