Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
IMF ve S&P ne dediyse, uluslararası sermaye çevreleri ne istediyse aynen gerçekleşti. Uluslararası sermaye çevreleri asgari ücret için yüzde 30’luk bir üst sınır koymuştu. Hükümet bu üst sınıra uydu. Asgari ücrete Komisyon değil uluslararası sermaye çevreleri karar verdi. Hükümet bunun gereğini yerine getirdi.
Siz bakmayın “yerli ve milli” oldukları iddialarına asgari ücreti bile uluslararası sermaye çevrelerinin karar verdiği bir ülkede yaşıyoruz. Gerçek budur. Onların yerli ve millî dedikleri ucube hukuk sistemidir, ucube siyasal sistemdir. İş ekonomi politikasına gelince emperyalizme göbekten bağlı bir politikayı uyguluyorlar.
Asgari ücrette yüzde 30 artışla yetinmeleri ocak ayındaki diğer emek gelirleri artışı için de bir gözdağıdır. Ocak 2025’te emekli aylıkları ve memur maaşlarında da bir iyileştirme yaşanmayacak. Hükümet sermayeye verdiği söze sadık kalarak kemer sıkma programını uygulamaya devem edecek ve 2025 yılında seçim olmasının verdiği pervasızlıkla daha sert davranacak.
Hükümetin körü körüne inandığı neoliberal hurafeye göre ücret artışları enflasyonun sebebidir. “Enflasyonu düşürmek için ücretleri düşürmek gerekir” fikrine inanıyorlar. Bu yüzden asgari ücreti ve diğer emek gelirlerini bastırıyorlar ve daha da bastıracaklar.
Ancak 22 bin liralık asgari ücretle 2025 yılı geçmez. Asgari ücret en kısa zamanda revize edilmelidir. Şimdi veya kısa bir süre içinde asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek bir düzeye çıkarılması için ses yükseltmek şart. Asgari ücretin revize edilmesi sendikaların ve emek örgütlerinin ve muhalefetin mücadelesine bağlı olacaktır.