Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan’ın bir uyarısı önüme düştü. Biliyorsunuz; “intihar etti” denilen Roketsan mühendisi Yusuf Serdar Yücel’in babasının “Bu çocuk sabah 8’den gece geç saatlere kadar çalışıyor yılbaşı gecesi. ‘Artık uykuyu hak ettim’ diyor, neşeli şekilde evine geliyor. Eve girerken, bizim tahminimiz silah zoruyla etkisiz hale getirildiği ve diz çöktürüldüğü… Çünkü sağ ayak gergin vaziyette, omuzların üstü çürümüş, bastırıldığını gösteriyor. Ve ölümüne sebep olan madde, yüzüne poşetle geçirilmiş. Çünkü sadece kabarcıklar şeklinde çürüme yüzünde var. Diğer vücudu tertemiz çocuğumun. Bunun kesin bir şekilde cinayet olduğunu, görevinden dolayı katledildiğine emin olduk” değerlendirmesi var. Tantan da bu konunun aydınlatılması talebinde bulundu:
“Roketsan mühendisimiz Yusuf Serdar Yücel’in ölümünün ardındaki karanlığın aydınlatılması için soruşturma derinleştirilmeli ve 2007-2010 yılları arasında şüpheli şekilde hayatını kaybeden Aselsan mühendislerimizin, Isparta uçak kazasında yaşamını yitiren Prof. Dr. Engin Arık ve ekibinin ölümlerinin ardındaki sis perdesi ile birlikte incelenmek üzere TBMM’de kurulacak bir komisyonla aydınlatılmalıdır. Yerlilik ve millilik söylemle değil; eylemle ve icraatla olur. Vatanın isimsiz kahramanlarının şaibeli ölümleri aydınlatılmadıkça, hesabı sorulmadıkça hiçbir söylemin anlamı ve değeri yoktur.”