• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Ayşen Şahin: Gezi, halk kelimesinin en çok telaffuz edildiği dönemdi

01/06/2024 10:09

11. senede, Gezi tutsaklarını özgürleştirememenin, Can’ın vekilliğini teslim edememenin yüküyle yazmak eskisiyle aynı değil.

İçeriye mektup yazmak bile zor. Ne diyeceksin: Yapamadık arkadaş, seni oradan kurtaramadık.


Yüzü tutmuyor insanın, kelimeler utanca dönüyor.

11 sene az değil, bak artık o dönemde çocuk olup da Gezi’yi hatırlamayanlar reşit oldu, elleri ekmek tutuyor.

Denizlerin, Mahirlerin taze anısına doğan bizler gibi, bir efsane dinlercesine duyuyorlar o günleri.

Milyonlarca insanın, ömründeki kayda değer en güçlü günler, her masada illaki mevzusu açılan anılar Gezi’ye dair. Yine de Kavala, Can, Tayfun, Mine ve Çiğdem hâlâ içerideler.

Gezi; bu ülkenin “Bizim insanımız da öyledir, böyledir” olumsuz cümlelerinin tam tersine döndüğü, paylaşımın, birbiriyle empati kurmanın, korkunun üzerine gidip cesareti kuşanmanın, yaratıcılığın yükselen değer olduğu bir dönemin adıydı. Halk kelimesinin en çok telaffuz edildiği dönemdi belki de.

Herkes en cesur halini kuşanmıştı ancak buradan baktığımda şimdi o masalarda anlatılanlar, herkesin cesaret sırasını savma anıları gibi tınlıyor kulağa.

Sonuna kadar Gezi’yi savunacağız, çok haklı, çok bütünleşik, çok özgür bir halk hareketiydi, kimse dokunamaz masumluğuna.

Yine de iktidar 11 senedir sürekli el artırırken toplumsal mücadele yöntemlerinde Gezi’deki yaratıcılığı neden bir milim öteye taşıyamadık diye sormak da boynumuzun borcu.

Teşhis koyamayınca tedaviye başlanmıyor ancak bizdeki teşhis hastalığı tedaviye geçit vermiyor, alan tanımıyor, zaman bırakmıyor.

Teşhise öz eleştiri dahil etmemek için harcanan mesaiye yazık, tedavinin de önünü tıkıyor.

Kapılar bir tweet yüzünden bile şafak operasyonunda koçbaşıyla kırılırken tamam kimseye sokağa inmedi, inmiyor diye kızılamıyor ama alternatif mücadele şekilleri üretememenin açığı kimin hesabına yazılıyor?

Gezi’yi bir de şöyle düşünelim: Milyonlarca insan eve sığamıyordu. Sadece söyleyecek sözü, sorulacak hesabı, içine atamadıkları için değil sokakta hayat vardı, neşe, paylaşım, müzik, özgürlük, hiç görmedikleri bir dünya, görmezlerse çok şey kaçıracaklarını, eksik kalacaklarını hissettiren bir şeyler vardı.

Miting alanına uzun saatler yürüyüp, birbirinin benzeri konuşmaları dinleyip, aynı ritimde slogan atıp belirlenen saatte dağılınan mitinglere benzemiyordu. Bir masa ardına dizilip ya da bir pankartın ardına geçip basın açıklaması okumak gibi değildi. Üstelik yanlış söz üretme korkusu yoktu, herkesin isyanı kendine, cümleleri şahsına münhasırdı. “Ya o kapsül Pelin’ime gelseydi?”

İktidarın baskısı kadar çekilmez oldu zaman zaman iktidarın karşısında durup da yanındakinin tavrına, sözüne akıl veren, ahkam kesen, çuvaldızını batıranlar. Yıldırıcılığı cesaretten bağımsız; korkutarak değil, “Aman be çok biliyorsanız kendiniz yapın o zaman” dedirterek. Yalnız hissettirerek, yalnızca eleştirerek, hiçbir şeyi yeterince iyi bulmayarak ve yeterince iyide hiçbir zaman ortaklaşmayarak hatta iyiyi tanımlamayarak.

Gezi, katılan herkese söz ve yetki veriyordu: Yemek dağıtabilirsin, kütüphane kurabilirsin, ağaçları evet dantelle kaplayabilir, dalına hamağını asabilirsin. İnsana, çevreye ve doğaya zarar-rahatsızlık vermediğin her yöntemi deneyebilir, başkalarını da dahil edebilirsin.

Bir daha da görmedik öyle hem kitleye dahil hem özne olabilme hissini, söze verilen değeri, anlaşılmanın verdiği coşkuyu. Kimse o duvarlar kadar bile açık olamadı sloganların çeşitliliğine.

Ayşen Şahin’in yazısı

Kategori:Günün 11'i

SON HABERLER

Özgür Özel'den boykot listesi: Nusret, TGRT, Doğuş Medya…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel boykot listesini yineledi: “TGRT var ya adeta CHP’ye sövmeye ant içmiş durumda. Bunlar parayı İhlas markasından kazanıyor. Ürünlerini almıyoruz.”

Fed faiz oranını sabit tuttu

ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini beklentiler dahilinde yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttu.

KRT TV çalışanları Beşiktaş'ta eylem yaptı

KRT TV çalışanları, direnişlerinin 15’inci gününde Beşiktaş Meydanı’nda eylem yaptı.

Beşte beş: Filenin Sultanları, Dominik Cumhuriyeti'ni 3-0 yendi

2025 Kadınlar FIVB Milletler Ligi’nin (VNL) İstanbul’da düzenlenen ikinci haftasında Türkiye, Dominik Cumhuriyeti’ni 3-0 mağlup etti.

AA: MASAK raporuna göre İmamoğlu yedi aklama suçunun faili

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) odaklı yolsuzluk soruşturması kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulunca (MASAK) raporu hazırlandı.

İbrahim Varlı: Ortadoğu sancılı bir yaz geçirecek
Miyase İlknur: Erdal Atabek fikriyatımızı şekillendiren isimlerden biriydi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 787 gündür hapiste

YAZARLAR

Ofansif mizah örneği olarak birkaç anayasa maddesi

Murat Sevinç

Babalar günü bu yıl da coşkuyla kutlanmadı!

Arzu Uzunali

İnsan aynı anda iki kişiyi sevebilir mi?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Roma dondurması meselesi

Elvan Uysal Bottoni

Gelecekten ses veren siyasetçiler…

Murat Sevinç

İşgalci kelimeler

Mustafa Dağıstanlı

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

GÜNÜN 11’İ

Şeref Oğuz: Bazı yatırımlar altyapı getirir, bazılarıysa bağımlılık… 

Güldem Atabay: Molla rejimi Hürmüz Boğazı'nı geçişlere kapatır mı?

Erdal Sağlam: İş insanları artık 'İktidarın kişisel siyasi kaygılarla ekonomiyi ateşe atabildiğini' konuşmaya başladı

Elif Çakır: İsrail'in nihai hedefinin Türkiye olduğuna referans verilen isimlerden biri de Abdullah Öcalan

Zeynep Aktaş: Son beş yılda 35 fonun getirisi dolar bazında yüzde 100'ün üzerinde

Fatih Yaşlı: Savaşın iç politikaya tahvilindeki anahtar kavramsa 'iç cephe'

Esfender Korkmaz: Türkiye'de eğitim iki nedenle bozuldu

Mustafa Mutlu: Zafer Partililer bu kararı 'halay' çekerek kutladı

Yasin Aktay: Netanyahu İran'a karşı hızlı bir zafer umdu

Mehmet Y. Yılmaz: Saral, cumhurbaşkanına 'Sultanım' diye hitap ederken bir gerçeği ifade ediyor

Barış Pehlivan: Hakan Fidan'ın İran'ın nükleer programına kafa yorması dışişleri bakanı olmasıyla başlamadı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×