• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

AYM'ye göre 'Erdoğan'a hakaret' davasında 'ifade özgürlüğü ihlali' demek soyut iddia

06/02/2020 07:31

KEMAL GÖKTAŞ

kemalgoktas@diken.com.tr

@kemalgoktas 

Anayasa Mahkemesi (AYM), eski Antalya büyükşehir belediye başkanı Mustafa Akaydın’ın o tarihte başbakan olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerinden ötürü hapis cezası ve tazminata mahkum edilmesi ile ilgili başvuruyu kabul edilemez buldu. Akaydın’ın başvurusunda ‘siyasetçilerin kendilerine yönelik eleştirilere tahammüllü olmaları gerektiği, hem hapis cezası hem de tazminata hükmedilmesinin ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğini’ ileri sürmesine rağmen AYM, Akaydın’ın iddialarını ‘soyut’ buldu ve iddiaları ‘temellendiremediği’ gerekçesiyle başvuruyu reddetti. 

6 bin lira tazminat ve 11 ay hapis

Mustafa Akaydın, 19 Mayıs 2013’de Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları çerçevesinde bir etkinlikteki konuşmasında şunları demişti: “Biz ipleri (eski ABD başkanı) Obama’nın elinde başbakan istemiyoruz, biz işi bitince tuvalete süpürülecek başbakan da istemiyoruz. Biz Kandil’den, İmralı’dan yönetilen bir vatan da istemiyoruz. Biz aydınlarımıza, komutanlarımıza, gazetecilerimize, Silivri’ye, Hasdal’a, Sincan’a özgürlük istiyoruz.”


Bu sözler üzerine o tarihte başbakan olan Erdoğan’ın açtığı tazminat davasında Akaydın aleyhine 6 bin lira manevi tazminat ödeme kararı çıktı. 

Akaydın ayrıca bir vatandaşın ‘hakaret’ suçunu işlediği iddiasıyla yaptığı suç duyurusu üzerine açılan davada 11 ay 20 gün hapis cezası aldı ve bu ceza ertelendi. 

‘İfade özgürlüğüm ihlal edildi’

Akaydın, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak ‘siyasetçilerin kendilerine yönelik eleştirilere tahammüllü olmaları gerektiğini, ilgili sözleri nedeniyle hem hapis cezası ile cezalandırılmasının hem de aleyhine tazminata hükmedilmesinin ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğini’ ileri sürdü.

Adalet Bakanlığı ise başvuru ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği görüş yazısında ‘ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığı, kişilerin şeref ve itibar hakkının korunmasının her zaman gözetilmesi gerektiği, somut olayda başbakana hakaret edilmesinin siyasi tartışmalara fayda sağlamadığı ve bu bağlamda davacının katlanma yükümlülüğü bulunmadığı, bunun yanı sıra hükmedilen tazminatın başvurucuyu zor duruma düşürecek miktarda olmadığı ve orantılı olduğu’ savunuldu. 

‘Soyut iddia’

Anayasa Mahkeme 2. Bölümü ise Akaydın’ın başvurusunda ilginç bir karara imza attı. AYM kararında Akaydın’ın ihlal iddiasını kanıtlama konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini savundu.

AYM kararında şöyle dendi: “Başvurucu (Akaydın) başvuru formunda yalnızca, konuşmasında geçen sözlerden dolayı tazminat ödemesine karar verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini soyut bir şekilde ileri sürmekle yetinmiştir. Başvurucu sarf ettiği sözlerin bağlamını, bu sözlere ilişkin arka plan bilgisini, söylendiği yer ve kime karşı söylendiği dahil söylenme şekli ve nedenini, sözleri söylemesinde kamu yararı bulunup bulunmadığını, sözlerinin genel yarara ilişkin bir tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını, kamuoyu ile diğer kişilerin düşünce açıklamaları karşısında bir hakka sahip olup olmadığını izah etmemiştir. Sonuç olarak başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma ve bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş; bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını temellendirememiştir.

Önemle belirtilmelidir ki bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi’nin görevi başvurucunun başvuru formunda ileri sürdüğü gerekçelerle sınırlı bir incelemeyi kapsamaktadır. Başvurucunun bireysel başvuru formunda mağduriyetini gösteren açıklamaları yapmaması ve/veya mağduriyetine dayanak olarak ileri sürdüğü hususları delillendirmemesi durumunda; Anayasa Mahkemesi başvurucu yerine geçerek delil toplama ve ihlal iddialarını gerekçelendirme görev ve yükümlülüğüne sahip değildir.

Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.”

AYM bu gerekçelerle başvurunun ‘ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna’ karar verdi.

Kategori:Aktüel, Diken özel

SON HABERLER

ABD'de bakana soru sormak isteyen senatör ters kelepçeyle gözaltına alındı

ABD İç Güvenlik bakanının basın toplantısında soru sormak isteyen Kaliforniya’nın Demokrat Senatörü Alex Padilla zorla dışarı çıkarıldı ve ters kelepçeyle gözaltına alındı.

Forbes dünyanın en büyük 2 bin şirketini sıraladı: Türkiye'den 10 şirket listede

ABD merkezli Forbes dergisi, 23’ncü kez dünyanın en değerli 2 bin şirketini sıraladı. Listede Türkiye’den 10 şirket yer aldı.

Bolu'da kavga esnasında kalp krizi geçiren çocuk hayatını kaybetti: İki çocuk gözaltında

Bolu’da kavga esnasında kalp krizi geçiren 15 yaşındaki çocuk, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Trump: Ortadoğu'da büyük bir çatışma ihtimali var

ABD Başkanı Donald Trump, Bana bir şey söylemediler ancak Ortadoğu’da büyük bir çatışma ihtimali var” dedi.

Sağlık botunda patlama: Bir ölü, bir yaralı

Çanakkale’de ‘Sağlık-1 Botu’nda patlama meydana geldi. Bir sağlık personeli öldü, bir kişi yaralandı.

Kızılay bağışının son durağı Türken'in yöneticisi, kamuda da genel müdür çıktı
Hakkari'de bir asker, el bombası patlamasında hayatını kaybetti

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 781 gündür hapiste

YAZARLAR

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

Yanlış 'tarafında' bu ısrar acep nedendir?

Mustafa Dağıstanlı

Mutluluk pazarlama

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Eşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi

Murat Sevinç

Bağıran lüks, suskun zarafet

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Halayda kiminlesin?

Ayhan Tinin

İlhan Şeşen'i üne kavuşturan aşkı: Bir adam, iki kadın ve 'ellerimde çiçekler'

Meşerret Şerbetçi

GÜNÜN 11’İ

Kansu Yıldırım: 15-17 yaş grubundaki yaklaşık her dört çocuktan biri çalışma hayatında

Nevşin Mengü: Cezaevlerinde kapasiteler çoktan aşılmış durumda

İbrahim Kahveci: Bi şahlanamadık gitti

Damla Doğan Tuncel: Halk ne yaparlarsa yapsınlar iradesine sahip çıkıyor

Rükzan Sağır: DNA testleriyle yaratılan kimlik krizi

Emin Çölaşan: Hak, hukuk ve adalet kavramları yok edilmiştir

Hediye Levent: Libya bir kez daha kaynamaya başladı ancak bu defa çatışan taraflar da farklı

Fehmi Koru: Haldun Dormen'in 'Söylersem hapse tıkarlar' cevabını okuyunca irkildim

Mustafa Balbay: Dünyada gıda fiyatları düşüyor, biz gıda enflasyonunda dünya şampiyonuyuz

Esfender Korkmaz: Türkiye, siyasi, sosyal ve ekonomik alanda topyekun kriz yaşıyor

Gökçer Tahincioğlu: İnsan öldürürseniz 'kader kurbanı' oluyor ve kolayca cezaevinden çıkabiliyorsunuz

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×