BURAK KILIÇ
Fenerbahçe’de, son haftalardaki yükselişin altında ‘yüksek voltajlı şoklama’nın etkisi var. Osmanlıspor maçının ardından fiilen görevi bıraktığını açıklayan Aykut Kocaman’ın bu sözünden sonraki üç günlük sessizliği, üç maçlık serinin de başlamasını sağladı. İstifa sonrası inzivaya çekilen Kocaman’ın bu süreçte kimlerle görüştüğü bilinmez, oyuncuların ruhsal yapısı başlı başına değişti.

Fotoğraflar: fenerbahce.org
Sezon başından bu yana hep çok savaşan bir görüntüsü vardı sarı-lacivertlilerin. Ama bu savaşın kale önüne çekilmesi sürpriz kayıpları ve travmaları beraberinde getirdi. Fenerbahçeli oyuncular bu kez harbi, rakip kalede vermenin daha mantıklı olduğunu fark etti.
Küçük bir örnekle; Fenerbahçe üç hafta önceki Fenerbahçe olsaydı; 2-1’den sonra oyunu rölantiye almaya çalışırdı ve 85’ten sonra skor 2-2 olurdu. Savaşı rakip kalede verince yenilen golün farkına izleyiciler bile varmadı. Çünkü maç aslında en başında bitmişti.
Fenerbahçe hâlâ taktik ve teknik olarak çok vasat. Ama kalitesiz ligimizde, formanın ağırlığına, yüksek arzu eklendiğinde puanları toplamanız kolaylaşıyor.
Fenerbahçe kazandığı bu üç maçta da arzunun zırhını geçirdi üstüne. Antalya maçı sonu tüm oyuncuların sevinmesi, Soldado’nun Sivas’a attığı ilk gol sonrası 11 oyuncunun koşusu birer parametreyken, Kasımpaşa maçı Fenerbahçe’nin futbolsuzluğuna antitez oldu.
Fenerbahçe aradığı ışığı yine kendi içinde buldu. Kaostan beslenen kulüp yapısı, istifa gibi bir patlamadan beslenerek, ruhsal motivasyon yakaladı. Ama bu bütün sezonu taşıyamaz. Belki devre arası görülebilir ama sezon bu vaziyette geçemez. Fenerbahçe’nin üç tane çok ciddi transfere ihtiyacı var. İsmail’in yerine yıldız seviyesine yakın bir bek, en az Baroni seviyesinde bir orta saha ve skorer bir sağ açık gerekli. Mevcut oyunun iki varyetesi var. İlk bölgede Şener ya da Isla’nın patlamalarıyla taşıdığı çizgi topları ya da Guiliano’nun yüksek formuyla birlikte gelen ceza alanı kısa pas oyunları. Bu iki plana elbette önlemler alınacak.
O gün geldiğinde Fenerbahçe’nin elinde sürpriz bir kart olması için ya çok kaliteli bir sol bek ya da Lucas Lima benzeri bir pasör orta saha gerekli.
Kocaman haklı mı?
Aykut Kocaman’ın maç sonu açıklamalarında çarpıcı bir iki bölüm vardı. İlki yabancı kuralını desteklediği ve ligin zorlaştığı bölüm.
Evet, artık daha kaliteli yabancılarla Anadolu takımları sürpriz çıkışlar yapabiliyor. Ama yalın olarak bu analiz kabul edilemez. Çünkü bu transferleri destekleyen yayın pastasının büyük kısmı İstanbul’a akıyor. Nasibini alan sarı-lacivertlilerde, kadro planlayamayışın hesabını henüz veren yok. Hasan Ali’yle uzatılan sözleşmenin, sağ bekte üç as oyuncu varken, sol beke ve sağ açığa kimsenin alınmayışının, tüm bu hataların açıklamasını ise FFP olarak gösterilmesinin izahı yok.
Bu arada, Dirar, ne sağ iç oyuncusu ne de açık oyuncusu. Gerçek bir hücum beki. Bu nedenle Dirar’ı eleştirmek vur abalıya demek oluyor. Skrtel’in defansif orta alan oynadığını düşünün. O kadar saçma aslında Dirar’ın ileride olması. Eğer izleme şansımız olursa Faslının bekte oynadığı bir maçı heyecanla bekliyorum.
Açıklamanın ikinci kısmında ise aslında hücum futbolu ya da savunma futbolu oynamadığını iddia etti. Hoca verileri seviyor. Ama akıldaki verilerin sahaya yansıması tahtaya yansıyanla uyuşmuyor. İnsan oynuyor bu oyunu. Her işte olduğu gibi futbolda da öncelik zihnen hazır olmak. Aykut Kocaman’ın bugüne kadar yaptığı değişiklikler, rakibi karşılama ve yerleşim talimatlandırmaları, kurduğu kadro ve yerleşimleri, baya baya savunma futboluydu. Çünkü korkaktı.
Artık korkacak bir şeyi kalmayan Fenerbahçe’nin canavarlaşması ve puanları toplaması tam da bu yüzden.
Topun ağzına gelen futbolcular ve kazanmaktan başka şansı olmayan takım, ister istemez geriyi düşünmeden 3’üncü bölgede kalabalık baskı yapacaktı. Yapıldı. Geride açık verme pahasına savunma çizgisi 55-60 metreye çekilecekti. Çekildi. Ceza alanına en az 3-4 çubuklu girecekti. Girildi. Bu kadar yazmaya da gerek yok.
Vakti olan açsın Akhisar maçındaki oyuncuların savunmayı kurduğu bölgeye baksın. Sonra Sivasspor ve Antalyaspor maçlarını açsın izlesin. Hoca korktu. Ve artık korkacak bir şey kalmadı.
Fenerbahçe bu sezonki en kritik maçına çıkacak. Yeni toparladığı moralini Le Guen’in öğrencileri bozabilir.
Özellikle Behich-Şener mücadelesi izlemeye değer olacak. Fenerbahçe, 3-5-2’siyle herkese ters gelen, formda rakibini de yıkabilirse, o zaman Kadıköy’deki şampiyonluk besteleri, ağızlardan daha gür çıkabilir.