Bir: Dokunulmazlıkların kaldırılmasını sağlayacak anayasa değişikliği referandumu. Dokunulmazlıklar HDP milletvekillerinin bir bölümünün, özellikle AKP’yi zorlayanlarının (Merhaba Selahattin Demirtaş!) dokunulmazlıklarının kaldırılıp 1994’te DEP milletvekillerine yapıldığı gibi demir parmaklıklar ardına gönderilip siyasal alandan uzaklaştırılmaları demek.
Bunun olası bir erken ya da normal seçimde HDP’yi baraj altında bırakacağı hesaplanıyor. HDP baraj altında kaldığı takdirde bir avuç Kürt siyasetçi belki bağımsız olarak yine Meclis’e girebilir ama Kürt illerinin çıkaracağı milletvekillerinin gerisi (60 – 70 milletvekili) AKP listesinden seçilir.
Bu da Türk tipi başkanlık sistemine giden yolun ardına kadar açılması demek.
İki: Partili cumhurbaşkanlığına olanak sağlayacak anayasa değişikliği referandumu. Bu da başkanlık sistemine giden yoldaki son engellerin kaldırılması demek…
Tabii bütün bu öngörüler referandum(lar)dan yüzde 50’nin üstünde ‘Evet’ oyu çıkmasına bağlı. Yani sonbahardaki iki referandumda Türkiye’nin geleceği oylanacak, belirlenecek.
Salı günkü Meclis oylaması bunun ilk adımıydı ve AKP’nin istediği oldu. Cuma günü ikinci ve sonuncu oylama var. Ancak Cuma’nın gelişi Salı’dan belli.