Siyasal ve beraberinde toplumsal bir dönüşüm (adını koyalım, devrim) olmaksızın erkekteki ‘erk’ hırsını veya onun amacına zor kullanarak ulaşmasını meşru gören iktidarı dönüştürmek mümkün değil.
Bunu herkes biliyor ve söylüyor ama bundan sonrası biraz karışık.
Bahsi geçen dönüşüm için emek verirken bir yandan da acil ve anlık çözüme ihtiyacı olan kadınların çare görüp sarıldığı ve fiilen yürürlükte olmayan bir sözleşmeyle ilgili taleplerin dile getirilmesi bile, iktidar sahiplerini koltuklarından zıplatmaya yetiyor.
Çünkü herkes kendi iktidarının ‘toplumsal dönüşümü’ peşinde.