Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Asgari ücret her zaman var değildi, yakın zamanlarda ortaya çıktı ve bir gün ortadan kalkması mümkün. Asgari ücret tartışmaları daha ziyade zengin ve varlıklı toplumlarda söz konusu olabiliyor. Yani asgari ücret zenginlik oluşturmada başarılı toplumlarda gündeme geliyor. Fakir toplumlarda asgari ücret tartışması yapmak büyük ölçüde anlamsız.
Emeğin bir objektif değeri yok. Değer her şeyde olduğu gibi emekte de objektif değil subjektiftir. Emeğin insanların ona atfettiği değer kadar değeri vardır. Mesela kişi başına geliri yüz bin dolar olmuş bir ülkede ödenen ücretlerle bin dolar olan bir ülkede üç aşağı beş yukarı aynı işi yapan kimselere verilen ücret farklı olur. Vasıflı emek ile vasıfsız emek arasında da bir ayrım yaparak vasıflı emeğe vasıfsız emekten daha az çaba harcasa bile daha çok ücret verilmesi gerekir. Bu husus, yani emeğin değerinin nasıl hesaplanacağı ve hangi -vasıflı veya vasıfsız- emeğin hesaplamalarda temel alınacağı Marksizmin de takıldığı ve bir türlü çözemediği bir probleme işaret ediyor.
İnsanların alabileceği ücreti belirleyecek olan şey, günün sonunda, ekonomik realitelerdir. Başka bir deyişle, üretim gücüdür. ABD’de geçerli olan emek fiyatının onunkiyle kıyaslanamayacak kadar küçük bir ekonomik güce sahip bir ülkede de olmasını istemek çok garip ve hayalci bir tutum olur.
Son olarak, asgari ücret, bir vasfı bulunmayan, sigortalı olarak asgari ücretli bir işe girmiş, girebilmiş kimselere fayda sağlayabilir, ama geniş anlamda toplumda bazı kişilere zarar verebilir. Asgari ücretten daha düşük bir fiyata iş gücü piyasasına girmek isteyenlerin önüne set çeker. Asgari ücretten daha düşük ücretlerle eleman istihdam etmeyi isteyenlerin daha az eleman istihdam etmesine sebep olabilir. Bu da işsizliğe katkıda bulunur.