Mahkeme, aşırı hızla giderken çarptığı ekip otosunda bir polisin ölümüne bir polisin de yaralanmasına neden olduğu için hapis cezasına çarptırılıp yattığı süre göz önüne alınarak tahliye edilen yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in tahliye gerekçesinin ‘mağdur olmaması’ olduğunu açıkladı.

Fotoğraf: DHA
Savcı Çetin’in ‘bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin de yaralanmasına neden olma’ suçundan 22,5 yıla kadar hapsini istemişti. Mahkeme ise Çetin’i altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırıp cezaevinde tutulduğu süreyi de hesaba katarak tahliye etmişti. İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi ise, Rüzgar Çetin’in yeniden tutuklama talebini reddederken, yurt dışına çıkış yasağı talebini ise onaylamıştı.
‘Tutuklu kalması mağduriyete sebep olur’
Hürriyet’ten Damla Güler’in haberine göre mahkemenin gerekçeli kararında tutuklamanın tedbir olup cezalandırma aracı olarak kullanılmaması gerektiği belirtilerek, “Tutukluluk halinin devamının mağduriyete sebebiyet vereceğinin açık olması nedenleriyle sanığın tahliyesine karar verilmiştir” dendi.
‘Tutukluluğun devamı orantılılık ilkesine aykırı’
Gerekçeli kararda Çetin’le ilgili “Sanığın kaçma ve saklanma şüphesini oluşturan somut olguların bulunmaması, delillerin tamamen toplanarak hükmün kurulmuş olması, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak tutukluluk halinin devamının orantılılık ilkesine aykırı olduğu” değerlendirmesi yapıldı.
Mahkeme başkanının şerhi: 15 yıl hapis verilmeli
Ancak Çetin’i yargılayan mahkeme başkanı Erdoğan Şimşek’in karara koyduğu muhalefet şerhinin gerekçeleri de metinde yer aldı: “Ceza tayin edilirken temel cezanın 10 yıl olarak tayin edilmesi. Yarı oranında artırım yapılarak sanığın 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği hukuki ve vicdani kanının da bu yönde oluştuğu gerekçeleri ile çoğunluk görüşüne aksi düşünmekteyim.”
Gerekçeli kararda ayrıca Çetin’in alkollü olduğu gerekçesiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybedebileceği ve araç kullanacak durumda olmadığı görüşüne yer verilirken, şoförlük yeteneğine güvenerek araç kullandığı ve eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiği kanaatine varıldığı belirtildi.