• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Araştırmadan ilk veriler: Müsilaj sonrası ne hayatta kalmış?

20/02/2022 12:10

İstanbul Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttükleri TÜBİTAK destekli araştırmanın ilk verilerine göre müsilaj, Marmara’daki mercanları ve süngerleri olumsuz yönde etkiledi.

Fotoğraf: Reuters (Arşiv)

Marmara Denizi’nde dip yapısının yüzeye vurmasıyla ortaya çıkan müsilaj sorunu geçen yıl bir çevre felaketi olarak nitelendirilebilecek bir boyuta ulaşmıştı.


İÜ Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nur Eda Topçu ve ekibi, yürüttükleri TÜBİTAK projesi kapsamında müsilajın Marmara Denizi Prens Adaları bölgesinde yaşayan yumuşak mercanlar ve süngerler üzerindeki etkisini araştırıyor.

Prens Adaları bölgesinde dokuz istasyonda dalış yaparak sünger, mercan ve hidrozoa gözlemleyen bilim insanları, “Müsilaj sonrası ne hayatta kalmış“, “Ne kadar var”, “Nerede dağılım gösteriyor” sorularının cevaplarını arıyor. Projeyi yürüten ekip, aynı incelemeyi önümüzdeki aylarda da tekrarlayacak.

Doç. Dr. Topçu, TÜBİTAK müsilaj araştırmaları özel çağrısı kapsamında desteklenmesine karar verilen 37 projeden biri olan çalışmanın detaylarını ve ilk bulguları AA’ya anlattı.

Marmara Denizi Prens Adaları bölgesinde ‘mercan bahçesi‘ olarak tanımlanabilecek kadar güzel alanlar bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Topçu, dünyada sadece Akdeniz’de bulunan türlerin bu bölgede de yer aldığını söyledi.

Sıklığı bakımından orman denilebilecek bir görüntünün hakim olduğunu dile getiren Doç. Dr. Topçu, Marmara’nın kendine özgü bir oşinografik yapısı olduğundan bahsetti. Marmara’nın iki katmanlı bir yapısı olduğunu ifade eden Topçu “Müthiş bir zenginlik. Bunları gözümüz gibi korumamız gerekir” dedi.

‘Sünger ve mercanlarda toplu ölümler’

Doç. Dr. Topçu, 2015 yılında deniz zemininde yaşayan canlıları etkileyen bir kırılma yaşandığını, bu bölgede yapılan kıyı çalışmalarının artması nedeniyle sünger ve mercanlarda toplu ölümler gerçekleştiğini belirtti.

Bazı bölgelerde mercan kalmadığını anlatan Doç. Dr. Topçu şunları söyledi: “Özellikle kırmızı gorgon, balıkçılık etkisiyle 1970’lerden beri azalmakta olan bir tür. Sonradan başka etkilerle daha çok azaldı, özellikle kıyı faaliyetlerinden dolayı. Şimdi müsilajdan ötürü bitmek üzere artık. Kırmızı gorgon uzun ömürlü, yavaş büyüyen ve düşük üreme yeteneğine sahip bir tür. Aynı zamanda müthiş bir ekosistem inşacısı. Onun bulunduğu yerde biyolojik çeşitlilik artıyor. Sarı gorgon da aynı şekilde önemli anahtar türlerden biridir.”

‘Kırmızı gorgon bölgeden silinecek’

Kırmızı gorgon kayıplarının geri gelmediğini, bu türün yavaş yavaş bu bölgeden silineceğini ifade eden Doç. Dr. Topçu, yaptıkları dalış sonrası ilk gözlemlerini şöyle aktardı: “Az önce daldık. Ben bir tane bile göremedim ki bu bölge kırmızı gorgon açısından zengin olan bir bölgeydi. Sarı gorgonlar şimdilik hayattalar, umarım onları da kaybetmeyiz. Bir de derin deniz türleri var. Bunlar neyse ki diğer türler gibi o kadar uzun ömürlü ve yavaş büyüyen türler değiller. Hem ömürleri kısa hem de daha hızlı büyüyorlar. Küçük boylarda yılda 10 santimetreye varan bir büyüme tespit ettik. Dolayısıyla hızlı bir şekilde geri gelebiliyor fırsat verirsek. 2015’te bir tane bile kalmadı bazı yerlerde. Geçen sene görmeye başlamıştık, tam artmaya başladı derken üstüne müsilaj geldi. Şu anda müsilajın etkilerini anlamaya, bunlar ortama ne yaptı bunu takip etmeye çalışıyoruz. Projemiz kapsamında hem mercanlara hem süngerlere hem hidrozoalara bakıyoruz.”

Müsilajın denizin altında etkilerinin halen görüldüğünü vurgulayan Topçu, “Biz her aşağı indiğimizde müthiş bir müsilaj bulutunun içinde daldık. Yönümüzü şaşırdığımız zamanlar oldu. Olduğu gibi dibe de indi. Ama dibe inen müsilaj ne yazık ki çok sayıda mercanı, süngerler de dahil bentik canlıları öldürdü. Dolayısıyla tablo şu anda çok üzücü” dedi.

Doç. Dr. Topçu, Marmara’da mercanların bulunduğu alanların koruma altına alınması, balıkçılık faaliyetlerinin denetlenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Daha her şey bitmiş değil, canlılık var. Marmara’ya fırsat verirsek, hızlı bir toparlanma olabileceğini düşünüyorum. Müsilaj gözümüzün önünden kalktı diye bunu unutmayalım. Çabalarımızı sürdürelim. Marmara ile ilgili toplumun bir beklentisi oluşmuştu temizlenmesi için. Bu beklentinin sürmesi ve baskı oluşturması lazım. Evvelki kış gibi durağan şartlar devam ederse, müsilaj tekrarlanabilir. Bu kış rüzgar ve yağışın yoğun olduğu, 2020-2021 kışına kıyasla daha sert bir kış geçirdik ve geçiriyoruz, henüz müsilaj oluşumu da gözlemlemedik. Bu durum daha önceki kadar geniş ölçekli ve yoğun müsilaj oluşmasını engelleyebilir. Elbette baharda daha küçük ölçekli de olsa müsilaj görülebilir. Büyük ölçekli müsilaj tekrarlanırsa, ilk önce bu yeni genç koloniler ölecektir.”

Bölgenin süngerler açısından zenginliğine de dikkat çeken Topçu, özellikle Büyükada’nın arkasında daldıkları noktayı örnek göstererek, “Küçücük bir alanda renk skalasındaki her rengi görebileceğiniz bir yerdi. Şu anda her şey kahverengi görünüyor. Süngerlerde de çok azalma var” dedi.

‘Dipte katliam yaşanmış gibi’

İÜ Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi bölümü Deniz Biyolojisi anabilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Topaloğlu da sualtında çektikleri fotoğraflarla süngerlerin kapladığı alanları tespit edeceklerini ifade ederek “Dipte adeta katliam yaşanmış gibi bir durum söz konusu. Görüntüler bunu gösteriyor. Analizlerden sonra daha net sonuç ortaya koymamız mümkün olacak” dedi.

Doç. Dr. Topaloğlu, Marmara Denizi’nde önceki çalışmalarda 20 sünger türü tespit ettiklerini, müsilaj sonrası durumun ne olacağının bu çalışma sonucunda ortaya çıkacağını ama azaldığını düşündüğünü dile getirdi.

Müsilajın dipte süzerek beslenen canlıların gözeneklerini tıkadığını anlatan Topaloğlu, “Bu deliklerin tıkanması demek, süngerlerin ölmesi demek” dedi.

‘Corona virüsünün antiviral maddesi belki de süngerlerdedir’

Süngerlerin, denizlerdeki en önemli süzerek beslenen canlılardan biri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Topaloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi ağırlıklarının çok üzerindeki deniz suyunu süzebiliyorlar. Tabii ki bunu içindeki partiküllerden beslenmek amacıyla yapıyorlar, temizlemek amacıyla değil ama bir filtrasyon görevi var. Süngerler çok hücreli canlıların en ilkel grubudur. Bir yere bağlı olarak yaşarlar, dolayısıyla bir savunma organelleri yoktur. Bunu dengelemek için yüksek oranda antibiyotik madde üretirler. Denizlerde en çok antibiyotik maddenin var olduğu türlerdir süngerler. Ayrıca gözenekli yapısından dolayı içinde, küçük omurgasızlardan bir takım bakterilere kadar birçok canlıya da ev sahipliği yapar. Ne demek bu kadar çok antibiyotik madde üretmek? Çok net bir şekilde söyleyebilirim ki potansiyel ilaç hammadesi deposu demek. Bu konuda 15 yıldır sürdürdüğümüz çalışmalar var. Şu anda en büyük derdimiz olan corona virüsünün antiviral maddesi belki de süngerlerdedir.”

Müsilaj örümcek ağı gibi her yeri kaplamış

Marmara’da müsilaj ne durumda?

Profesör Sarı, ‘denizin dibini yorgan gibi örten’ müsilajın görüntüsünü paylaştı

Marmara’da ne müsilaj bitti ne de plastik atıklar

Prof. Sarı: Yüzeyde görmüyoruz ama müsilaj bitmedi

Marmara’da yeni müsilaj beklenmiyormuş: ‘Yüzeyde yok denecek durumda’

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Marmaray: Valiz ücreti yok

Metro İstanbul’un birden fazla valize ücret alınacağını açıklamasının ardından Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından işletilen Marmaray’dan açıklama geldi: “Valiz ücreti ödemek yok!”

Espresso Lab CHP'nin boykot listesinden çıkarıldı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kahve zinciri Espresso Lab’in partisinin kurumsal boykot listesinden çıkarıldığını duyurdu.

Özel'den Erdoğan'a: Trump'a sarılarak iktidarda kalamazsın

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslendi: “(ABD Başkanı Donald) Trump sayesinde oturulan koltuk meşru koltuk değildir. İnsanı bir makama millet getirir. Seni de getirdi, götürür, seni de götürecek.”

İspanya'dan İsrail'e silah ambargosu

İspanya’da azınlık sol koalisyon hükümetinin İsrail’e silah ambargosu getirmesine ilişkin kararname Meclis’ten geçti.

Antalyaspor'da Emre Belözoğlu dönemi kapandı

Trendyol Süper Lig ekiplerinden Antalyaspor, teknik direktörü Emre Belözoğlu’yla yolların ayrıldığını duyurdu.

İstanbul'da konut fiyatları 'uçuşta': Bir yılda yüzde 118 artış
1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılışı 18 Mart'a ertelendi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 899 gündür hapiste

YAZARLAR

Sınıf arkadaşım Furkan Karabay için

Ece Deniz

Bir illüzyon: Çalışırsan başarırsın

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

'İnsan Avı: Usame Bin Ladin': Belgesel mi istihbarat operası mı?

Ayhan Tinin

Edebiyat Müzesi… Şiir Kütüphanesi… Nâzım'ın bavulu küçük İskender'de mi?

C. Hakkı Zariç

Türkiye'nin yeni dili

Mustafa Alp Dağıstanlı

Sürtünmesiz dünya

Göksun Yazıcı

'Av'ını kaybetse de muhabbeti bâki tutanların mekânı 

Behzat Şahin

GÜNÜN 11’İ

Sefer Levent: 'Oğluna Boğaz'da düğün yapan firma sahibi iki ay sonra konkordato ilan etti'

Özge Güneş: TOKİ'nin yeni Kiralık Konut Projesi

Çiğdem Toker: Özel Bahçeli'ye ilk kez bu kadar açıktan bir üslupla sert çıktı

Elif Çakır: Suikast, Serdar Öktem için de devlet için de sürpriz, beklenmedik bir durum değilmiş

Fatmagül Berktay: Türkiye'de artık mahkumun eylemiyle cezası arasında kavramsal bağ kalmamış durumda

Kansu Yıldırım: Bir F-35 savaş uçağı 410 kilogramın üzerinde nadir toprak elementi içerir

Nuray Babacan: TBMM kararıyla da olsa seçimin öne seçilmesi engellenecek mi?

Yılmaz Özdil: Büyükşehirlerde kullanmak üzere köylerden bile 14 yaşında 15 yaşında tetikçi/torbacı topluyorlar

Fatih Yaşlı: CHP'nin tasfiyesi ya da zayıflatılması MHP'nin tarihsel hedefi

Atılım Murat: Altın fiyatındaki sert yükseliş hareketlerinde, madencilik hisseleri genelde geride kalır

Ataol Behramoğlu: Grup Yorum 2025 yılında kırk yaşına basmış oluyor…

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×