SELİM BAŞARIR
iletisim@selimbasarir.org
Her geçen gün daha da yaygınlaşan sanal ortam gazeteciliği, sosyal medya ortamları ve haberleşme grupları, yararları yanında insanları yanlış, sahte ya da eksikleri olan çeşitli haber, bilgi ve fikir sağanaklarına maruz bırakabiliyor.
Bu tür sağanaklara maruz kalan kişilerde ve toplumda, ani, güçlü ve ardı ardına akıl ve duygu karışıklıklarının yaşanması da kaçınılmaz oluyor.
Doğduğu andan itibaren her insan, beş duyusunun yardımı ile çevresini önce algılar, sonra gözlemler, keşfeder ve öğrenir. Ardından, öğrendiklerini birbirleri ile bağlantılı hale getirme denemeleri yaparak mantıklı düşünme yetisini geliştirir. Böylece, anlamayı, kavramayı ve doğru düşünmeyi sağlayan aklı gelişir.
Toplumsal yaşamda insanlar için haberleşmek, öğrenmek ve fikir alışverişi önemli bir yer tutar ve yüzyıllardır konuşarak, dinleyerek, yazışarak, yazılmış eserleri okuyarak öğrenme, haberdar olma, merak giderme isteklerini tatmin etmişlerdir. Bu tutumun nedenlerden biri, insanın belirgin olmayan her duruma karşı tahammülünün sınırlı olmasıdır ve öğrenmek ve bilmek, insanların çoğu için kendilerini güvende ve teselli bulmuş hissetmenin bir yoludur.
Doğası gereği insan, eğer ihtiyaç duyduğu bilgiye sahibi olamaz ve öğrenemezse, teskin olabilmek için kendi mevcut bilgisine, tecrübesine ve kişilik yapısına (ya da kişilik arızasına) uygun fikirler üretip, bunlara inanır ve çevresiyle de paylaşır.
İnternet çağına kadar ‘en azından bilimsel konularda’, toplumun öğrenme kaynakları sarih ve muteber olup hurafelerden uzaktı ve aydınlanma çağından itibaren bu kaynakların çoğu laik anlayışla yazılmış kitaplardan oluşuyordu. Yani, bilimsellikten ve sağduyudan uzak, akla mantığa sığmayan söylemleri geniş kitlelere hızla ulaştırmak ve sürekli inanmalarını sağlamak, totaliter yönetimlerin propaganda çalışmaları haricinde hiç de kolay değildi.
İnternetin gelişmesinin sağladığı imkanlar, bir kitap ya da makale yazmaktan çok daha kolay olan fikir beyanını yaygınlaştırdı ve geniş kitlelere hızla ulaşmasını kolaylaştırdı. Bu kolaylıktan sadece bireyler değil, farklı inanç grupları ve onların çeşitli destekçileri de sıkça faydalanır oldu.
Güncel olayları izlemek ve bilgilenmek isteyen insanların, faydalı olan ya da olmayan her tür enformasyon sağanağına maruz kalmaları, yıllar içinde edinmiş oldukları anlama ve değerlendirme yetilerini olumsuz etkilemeye başladı.
Süreğen hale gelmiş olan bu dinlediğini anlamlandırmak ve durum değerlendirmesi yapmak zorluğu ve sorununun toplumsal tezahürü, insanların sık sık öfke ve saldırganlık davranışları sergilemesi şeklinde olacaktır…