MESUDE ERŞAN
mesudeersan@diken.com.tr
@mesudersan
Genel cerrahi uzmanı Prof. Dr. Metin Ertem, ameliyat aralarında çizdiği Covid-19 temalı karikatürlerinden oluşan bir sergi açtı. Ertem, sergisinin gelirini, başkanlığını yaptığı Türkiye Kanserle Savaş Vakfı’na bağışladı.
Mesleğiyle ilgili basılı 12 kitabı, 100’ün üzerinde makalesi bulunan Ertem, ağırlıklı olarak kanser cerrahisi ve laparoskopik cerrahiyle ilgileniyor. Yaşamının önemli bir kısmı soğuk ameliyathanelerde geçen Ertem, ameliyat arasındaki kısa süreleri, gözlem ve mizah gücünü yansıttığı karikatürler çizerek değerlendiriyor.
Emekli olana kadar 35 yılının geçtiği Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul Tabip Odası ve hastanelerde karikatürleri sergilenen Ertem, farklı cerrahi dernekler için amblemler de tasarladı. Ertem’in 2013’de ilk karikatür kitabı ”84” yayınlandı. Ardından 2017 yılında “Ameliyat Arası”, 2020’de de “Ameliyat Arası Covid19” kitapları çıktı.
Ertem’in 32 karikatürüyle açtığı ilk kişisel sergisi, Kadıköy’de Mine Sanat Galerisi’nde 12 Şubat’a kadar gezilebilecek.
Karikatürcüler Derneği’nin daveti üzerine bu kuruma da üye olan Ertem, sorularımızı yanıtladı.
Klasik bir soruyla başlayalım. Ne zamandır çiziyorsunuz, nasıl heves ettiniz?
Küçük yaşlardan beri çiziyorum. İlk karikatürüm diyebileceğim ve tarihle belirlenmiş ilk çizgim, orta okulda arkadaşlarımla beraber çıkardığımız duvar gazetesinde yer aldı. Halen sakladığım o kurşun kalemle yazılıp çizilmiş olan gazeteye, dönemin başbakanı Nihat Erim’in ve İsmet İnönü’nün ve yine o dönemin unutulmaz çekişmelerine sahne olan boksörler Mehmet Ali Clay, onun rakibi Joe Fraizer’in birer portre karikatürlerini çizmişim. Takip eden yıllarda Türkiye’nin uzun yıllar değişmeyen siyasi liderleri Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş’i çizdim. Orta eğitimim süresince dönemin tüm çizgi romanlarını Zagor, Kızılmaske, Zebra, Teks, Gordon, Tom Braks takip ettim. İlgim hala sürüyor. Teks, Tenten, Flaş Gordon ve Red Kit gibi çizgi romanların tüm sayıları kütüphanemde bulunuyor. Kadıköy’deki kitapçılardan toplamaya devam ediyorum.

Bir dönemin efsane mizah dergisi Gırgır’da amatör çizerlerin karikatürleri de yayınlanırdı. Siz yolladınız mı?
Gırgır ve takip eden dönemde Fırt dergilerindeki amatör çizerler sayfaları ilgimi çekmiş ve karikatürler göndermiştim. Dönem dönem amatörler sayfalarında çizgilerim yer buldu. Karikatürlerimin basılması benim için çok motive ediciydi. Doçentlik dönemimde Cerrahpaşa’da çıkarılan ‘Cerrahi Bülteni Dergisi’ne cerrahi ile ilgili karikatürler çizdim. Bu da beni mutlu etti.
Karikatürlerinizi neyle çiziyorsunuz?
Kağıt, kalem ve silginin hazzını vermese de tablete çiziyorum. Zaten kalemli tabletlerle beraber hızlandım. Bu kendimi geliştirme fırsatı verdi. Tabletim hep yanımdadır. Kafamda fikir oluştuktan sonra çizmesi kolay. El alışkanlığı da var. Ameliyatlar arasında ameliyathaneler temizlenir. Temizlik 20-25 dakika sürer. Bu süreyi çizerek değerlendiriyorum.
Gördüğüm kadarıyla karikatürlerinizin büyük bir çoğunluğu tıpla ilgili…
Öyle de diyebiliriz. Hatta pek çoğu cerrahiyle ilgili. Kendi içimizdeki, ortamımızdaki esprileri yakalamaya çalışıyorum. İnsan en kolay bulunduğu çevreyi gözlüyor. Hekimlik zor ve stresli bir meslek. Büyük bir sorumluluk. Cerrahi ise tıp disiplinleri içinde en zor olanlarından. Adrenalin hep yüksek. Dolayısıyla karikatür çizmek, yüksek stresi dağıtmak ve dinlenmek için iyi bir seçenek. Diğer yandan ameliyathaneler personeli, hemşiresi, doktorları, esprileriyle yaşamın devam ettiği yerler. Aralarda biraz neşeyi yakalamak lazım. Hayat hep kasvet ve zorlukça geçmez.

Çizgilerinizle mutlaka mesaj verme ya da güldürme kaygısı taşır mısınız?
Karikatür güldürmek zorunda değil ama bence düşündürmek zorunda. Mizah zor bir iş ve kaldı ki insandan insana değişebilir. Çizerken güldürmekten ziyade, düşündürmeyi tercih ediyorum.
Karikatürde o kadar derinlik oluşturabilirsiniz ki bu herkesin kolaylıkla anlayabileceği basit çizgilerden felsefi boyutlara kadar uzanabilir. Çizgiler, anlatmak istenenleri en kolay yoldan kitlelere ulaştırıyor. Bu özelliği ile muhalefet silahlarından birini de oluşturur aslında. Çizgi hayatın her anında yer almış ve alacaktır. Mizahın içinde yer alan çizginin tüm sanat dallarının konsantrasyonu olduğunu düşünüyorum. İstediğimizi tek sayfada, elimizi kaldırmadan çizebileceğimiz tek bir çizgiyle anlatabiliyoruz. Oldukça zeki ve pratik.

Karikatürlerinizde kadın ve yazı göremiyorum. Sebebi var mı?
İyi yakalamışsınız. Kadın çizmek zor. Çirkin çizip, eleştiri de alırım diye korkuyorum açıkçası. Ben çizginin yeterli olduğuna inanıyorum ve mümkün olduğunca yazısız çizmeye çalışıyorum. Günümüz insanları daha hızlı hareket ediyor ve çizgilerin üzerindeki balonlar onların yerlerine düşünüyor. Bir yandan herkes aynı şeyi anlıyor. Ben insanların kendi mizah anlayışlarına göre espriyi yakalamasını tercih ediyorum.
Karikatürcüler Derneği’ne üye olmanız kuşkusuz belli bir yeteneği, seviyeyi işaret ediyor.
Kendileri davet ettiler beni. Türkiye’deki profesyonel karikatüristler bu dernekte. Çok sevindim ve büyük onur duydum. Ben çizgiyi seven amatör bir çizerim. Çizerim demek bile ne kadar doğru bilmiyorum.

Pandemi hepimiz için unutulmaz bir dönem oldu. Özellikle bilinmezlikler, kapanmalar yorucuydu. Siz neler çizdiniz bu dönemde?
Sergide gördükleriniz süreçte çizdiklerim. Hepimiz için korkunç bir dönemdi, ne olduğunu bilmiyorduk, panik olduk hepimiz. Virüsü, değişen hayatımızı çizdim. Hatta bana virüsü şirin çizdiğim eleştirisi geldi. Bu virüslerin suçu yok, hasta olan biziz. Virüsün uçakla gelmesinden, tıraş olmaya ara vermemize kadar farklı detayları, çizgilerimle yorumlamaya çalıştım.