• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

'Alnı secde görmüş' o iyi Müslümanlar nerede sahi?

09/01/2015 22:35

 

hurrem sonmezHÜRREM SÖNMEZ

Ceylan Önkol’un ölüsüne mahkeme salonunda bedel biçilir, Ümit Kurt’un cenazesi kasabasında defnedilirken, aynı saatlerde Avrupa’nın kalbinde bir mizah dergisini basan saldırganlar 12 masum insanı öldürüyordu.

Henüz daha bu korkunç eylemin kimler tarafından, hangi saiklerle yapıldığı bir soru işaretiydi ama dini hassasiyetleri her şeyin üstünde ve ötesinde olanlar için ‘Bize Müslümanlar adam öldürüyor’ dedirtemezsiniz anafikirli münazara çoktan başlamıştı bile.


Hırsıza hırsız, katile katil diyememek

Eylemi lanetleyenlerin islamofobikliğiyle başlayıp ‘Bunlar Müslümanları karalamak amacıyla tezgahlanmış emperyalist oyunlardır’la devam eden, ‘Fransa’da öldürülen 12 kişiye ağlarsınız ama Siyonistlerin öldürdüğü Filistinliler umurunuzda olmaz’ gibi versiyonları olan bir dizi ezber tedavüle sokulmaya hazır bekliyordu nasılsa her daim.

Nitekim Dışişleri Bakanı’nın ilk açıklaması da benzer satır araları içeriyordu: “İslamofobi ve ırkçılık terörü tetikliyor. İnsanların inanç özgürlüklerine saygı duymak gerekiyor.”

Meseleyi bir yumurta-tavuk açmazına sürüklemek için şahane bir açıklamaydı.  Sonsuza kadar tartışabilirdik değil mi?

Kimileri ise herhangi bir alt okumaya mahal bırakmaksızın açıkça kusuyordu nefretini: “Bizim en kıymetli değerlerimize saldıranın cezası ölümdür, bu İslam’ın zaferidir.”

Oysa aidiyet bağı, dini, ırkı, milliyetiyle değil öncelikle insan olmak ve insan hayatından yana olmak üzerinden teşekkül edenler için, çok da karmaşık değildi mesele. Hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin, ‘Ölen de şunu yapmıştı’ diye söze girip hafifletici sebep üretmeksizin öldüreni lanetlemek, dinine milletine bakmadan, sözü dolandırmadan, bahaneler üretmeden hırsıza hırsız katile katil diyebilmek.

Şu İslam’ın gerçeğini anlatın artık

“Gerçek İslam bu değil” deniyor ya, gerçekten binlerce insan samimi hislerle bilmek istiyor şimdi gerçek İslam’ın ne olduğunu. Tarafgirliğinize bulanmış bütün o meşruiyet gerekçelerini bir kenara bırakarak ‘gerçeğini’ anlatın o halde artık. Göğsünüzü gere gere bunlarla aynı dinin mensubu değiliz deyin mesela. Diyebilecek misiniz?

Siyasal İslam’ın değdiği tüm coğrafyalarda din adına oluk oluk kan dökülürken, kız çocukları köle gibi satılırken, savaştan kaçan mazlum kadınlar tecavüze uğrar veya fuhuşa sürüklenirken pek de devreye girmeyen, hatta kimi zaman bütün bu yapılanları dinen caiz kılacak gerekçeler üreten o hassasiyetinizin neden sadece inancınıza dil uzatıldığında devreye girdiğini bilmeye ihtiyacımız var.

Memleketin çeşitli şehirlerinde savaştan kaçan Suriyeli kadınlar pavyonlarda konsomatrislik yapıyor, erkekler parayla savaş mağduru kadın satın alıyor, küçüçük kız çocuklarını alıp satıyor… Müslümanların bunları yapması imanınızı hiç örselemiyorken, belki hayatınızda hiç okumadığınız bir dergide basılmış bir karikatür dini inancınızı rencide ediyor öyle mi?

Hangisi gerçek İslam?

‘Yaratılanı severiz yaratandan ötürü’ felsefesini düstur edinmiş, ‘Allah’ın verdiği canı Allah alır’ diye düşünen Müslüman’ınki mi gerçek, yoksa Maraş’ta anne karnındaki bebeği öldürenin, Çorum’da Alevi komşusunu kesenin, Sivas’ta insanları diri diri cehennem ateşine atanın, söz bunlara geldiğinde de daima o sihirli ‘provokasyon’ sözcüğüne sığınanınki mi? Yoksa Paris’de öldürülen karikatüristler için ‘İslam’a dil uzattılarsa hak ettiler’ diyeninki mi?

‘Tehlikenin farkında mısınız’ diyenlerle dalga geçilen günlerin üstünden epey zaman geçti galiba değil mi, pek kimse gülmüyor artık. Zira tehlikenin hakiki ve de mevcut olduğunu ağır bir şekilde idrak etti artık herkes.

‘Benim babaannem de başörtülüydü’ cümlesi de bir diğer eğlence malzemesiydi o vakitler hatırlarsanız. O kalbi duygularla inanan başörtülü babaanneler, ‘Önce din iman değil iyi ahlak’ diyen, önce iyi insan olmaya çalışan o ‘alnı secde görmüş’ iyi Müslümanlar nerede sahi?

‘Mal etmeye’ gerek kalmıyor ki

İslam’a yönelik provokasyon mu yapılıyor? Doğrudur evet, peki ama neden provoke olmaya böylesi hazır bekleyen bu güruh daima Müslümanlar oluyor?

‘Müslümanlara mal edilecek’ deniyor ya hani hep, mal edilmesine gerek kalmıyor. Müslümanlar kendiliklerinden sahipleniyor. Çünkü politik görüşü her ne olursa olsun haklar ve özgürlükler söz konusu olduğunda aynı ilke doğrultusunda on binlerce Batılı sokağa dökülürken, bilgisayar başında zafer naraları atarak öldürmeyi kutsayanlar ya da haklı gösterenler, genelde Müslümanlar oluyor niyeyse.

‘Ben zalimden yanayım’ demek kolay değil

Charlie Hebdo saldırısının ardından derin ve kirli tezgahlar çıkması hiçbirimizi şaşırtmaz ve lakin bu tezgahlar, ‘İfade özgürlüğünden önce benim inancımın dokunulmazlığı gelir’ diyenlerin dünden bu yana yaptıkları insanlıkla bağdaşmayan yorumları da değiştirmez. ‘Terörü kınıyoruz ama dini değerlere dil uzatılmamalı’ diye başlayan her cümlenin gerçek manası şudur: ‘Bu bizce terör değil haklı bir eylem, bu da kınama değil aslında.’

Kendi mahallesinin çocuklarının zulmü söz konusu olduğunda susanlar, zalimi haklı göstermeye, suçunu hafifletmeye çalışanlar suça ortaktır. Kimse o gerekçelendirmelere şaşırmıyor çünkü hepimiz biliyoruz pek kolay olmasa gerek doğrudan, ‘Ben zalimden yanayım’ diyebilmek.

Ağır bir vebal

Eğer gerçek İslam bu değilse, gerçeğini görmeye, bu daima sesi çıkanlar yerine, her kim olursa olsun zalime karşı mazlumun yanında duranların, havada uçan kuşun, toprakta gezen karıncanın hukukunu gözetenlerin, yaratılmış her canı kutsal görenlerin sesini duymaya ihtiyacımız var.

Aksi halde ,“İyilik ve merhamet cennete götürür. Yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin. İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez” diyen bir peygamberin ümmetinin ağır bir vebali olacak, bunca kötülük ve merhametsizlik egemen bir dünyada.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Hürrem Sönmez

SON HABERLER

Erdoğan: Biz Bahçeli'yle ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Biz sayın (MHP lideri Devlet) Bahçeli’yle ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz” dedi.

Türkiye birinci sırada: Çocuklar telefonsuz yapamıyor

Türkiye’de 15 yaş grubundaki 10 çocuktan üçü, dijital cihazlara erişimi kesildiğinde kendini huzursuz hissediyor.

10 yıllık araştırmayla kanıtlandı: Ay'ın iki yüzü farklı

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), 10 yıllık çalışmayla Ay’ın Dünya’ya yakın ve uzak yüzünün farklı olduğunu ortaya çıkardı.

Can Ataklı hakkında dört buçuk yıla kadar hapis istemi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin entübe edildiğini söyleyen Can Ataklı hakkında ‘nitelikli şekilde halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla dört buçuk yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.

Uluslararası Serbest Dalış Turnuvası: Şahika Ercümen üç altın madalya kazandı

Milli sporcu Şahika Ercümen, Dominika’da düzenlenen Uluslararası Serbest Dalış Turnuvası’nda üç altın, iki gümüş madalya kazandı.

'Batı ahlakı' denildiğinde, bir tek şey düşünebilenler…
Pişkinliğin dik alası: 'Aslında bütün bunlar Batı'nın işi'

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 753 gündür hapiste

YAZARLAR

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Ege Cansen: Devlet, halktan zorla para toplama tekeline sahip kamusal örgüttür

Nevşin Mengü: Suriye'ye Norveç'ten siyasetçi ithal edilemeyeceğine göre gerçekçi olmak lazım

Alaattin Aktaş: Türkiye neredeyse hâlâ iktisat teorilerini test etmekle meşgul

Mehmet Y. Yılmaz: Şiddeti, polisin temel taktiği hâline getirirseniz, kimse polise saygı duymaz

Hediye Levent: Suriye'nin de İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine dahil olması beklenebilir

Bülent Timurlenk: Galatasaray karşısında kendisinden iki sıklet daha aşağıda bir takım vardı

Akif Beki: PKK'nın silah bırakma kararı bile tek başına ekonomi şahlandırmaya yetmeliydi

Feride Kara: Takımlarımızın Süper Lig'de birbirlerini kırıp Avrupa'ya çıkınca yokları oynaması ülke futbolu açısından düşündürücü

Orhan Bursalı: AKP'nin Kürt oylarına ihtiyacı var

Sefer Levent: Markalarla AVM'lerin kavgası yeni değil

Zeynep Altıok Akatlı: '6 yaşında çocukla evlenmek caizdir' diyen sapkın pedofiliyi koruyorlar

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×