Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’e ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan verilen iki yıl dokuz ay 22 gün hapis cezasının ‘tamamen yanlış sinyal’ olduğunu ve Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki normalleşmeye aykırı olduğunu belirtti.

Deniz Yücel
Maas yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Bugün Deniz Yücel’e verilen ceza tamamen yanlış sinyal veriyor. Soruşturmanın devam edeceği ilanı benim açımdan tamamen anlaşılmaz bir şey. Bu, basın özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü koruma konusunda hâlâ önemli farklılıklara sahip olduğumuzu gösteriyor. Ayrıca bu gelişme, Türkiye’de hukukun üstünlüğü uygulamasına yönelik güvenin oluşturulmasına yardımcı olmuyor.”
Türkiye’de halen çok sayıda Alman vatandaşının tutuklu olduğunun unutulmaması gerektiğini söyleyen Maas, “Çoğunda, en azından, suçlamalar pek anlaşılır değil. Tüm bu durumların çözüme kavuşturulmasını istiyoruz” ifadesini kullandı.
Açıklamada, mevcut durumun Türkiye’nin Almanya ve genel olarak Avrupa Birliği ile ilişkilerin normalleşmesine aykırı olduğu kaydedildi.
Alman siyasetçi ve gazetecilerden de tepkiler geldi
Yücel hakkındaki karara, diğer Alman siyasilerden ve gazeteci örgütlerinden de tepki geldi. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Almanya temsilcisi Christian Mihr, “Deniz Yücel masumdur ve bir gazeteci olarak işini yapmıştır’’ şeklinde konuştu. Mihr, kararın Türkiye’de adaletin ne derece kutuplaşmış ve keyfi bir hale geldiğinin göstergesi olduğunu savundu.
Yeşiller Partisi’nden Claudia Roth ve Cem Özdemir’den de karara tepki geldi. İki milletvekili, mahkemenin hükmünü ”Türkiye’de basın özgürlüğüne ve insan haklarına karşı bir karar” olarak niteledi.
Karara Twitter üzerinden de tepki gösteren Özdemir, Deniz Yücel hakkında verilen hükmün ‘gülünç’ olduğunu ifade etti. Özdemir kararı, ‘Erdoğan’ın basın özgürlüğüne bir başka saldırısı’ olarak nitelendirerek, “Erdoğan, bir korku atmosferi yaratmak istiyor. Bizim görevimiz ise cesaretlendirmektir” dedi.
Almanya’da yaşayan Die Welt gazetesi muhabiri Yücel, bugün, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan iki yıl dokuz ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmış, ‘FETÖ propagandası yapmak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlarından ise beraat etmişti.